Kara Kanatlar

74.4K 2.9K 989
                                    

Yürümeye devam ediyordum küçük ve çaresiz adımlarla. Bana soracakları soruları tahmin edebiliyordum, ama ne cevabı vereceğimi bilmiyordum. Onlar kadar bende şaşkındım aslında bu duruma karşı. Ne yapacağımı, nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Ama tek bildiğim onları kendimden uzaklaştırmaktı, onları uzak tutmalıydım. Onlara bakmamaya çalışarak ilerlediğimde bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Gözlerimi onlardan kaçırarak stajyerin koluna girdiğimde kulağına fısıldayarak konuşmaya başlamıştım.

"Beni buradan uzaklaştır lütfen." diyerek kısık seste konuştuğumda yalvarırcasına ona baktım. O ise kafasını onaylayarak beni yönlendirircesine yürümeye devam ediyordu. Bahçeyi geçerek okula girdiğimizde tanımadığı kişilerin bile bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. 

"Herkes mi biliyor?" diyebilmiştim gözlerinin içine bakarak.

"Ölüm listesinde vardın." dediğinde ise sinirden yüzüm gülmüştü. Sonrasında ise dik durarak yüzüme bir gülüş yayarak etrafıma bakınıyordum.

"Dirilen ölülerden korksunlar o zaman." diyerek yürümeye devam ettiğimde mavi kapılı odanın önünde durarak stajyerin konuşmasını bekliyordum.

"Banner hakkında her ne biliyorsak sessiz kalmalıyız." dediğinde anlam veremeyerek ona bakıyordum.

"Hayır, sessiz kalmıyorum." demiştim inatla. Yaptıklarının bedelini ödemesi lazımdı.

"Bu plan işimize yarayabilir, belki diğerlerini bile öğrenebilir." dediğinde kapıya doğru kaşlarımı çatarak baktım. Belki de haklı olabilirdi, belki de diğerlerini de bulabilirdik.

"Bu odada mı?" diyerek sorduğumda kafasını olumlu anlamda sallayarak elini kapının koluna götürmüştü.

"Girelim artık." dediğinde kafamı olumlu anlamda sallayarak odaya girmiştik. Odaya girdiğimizde Banner bilgisayarından bir şeylere bakıyordu. Bizi gördüğünde ise bilgisayarı kapatarak konuşmaya başlamıştı. Daha doğrusu konuşmaya başladı.

"Yaşıyorsun.." diyerek şaşkınlıkla gözlerime baktığında stajyer konuşmama izin vermeyerek konuşmaya başladı.

"İyileşmesi için saklıyordum." dediğinde ise Banner kaşlarını çatarak stajyere baktı.

"Bana niye haber vermedin?" diyerek sinirle ayağa kalktığında stajyerin üzerine doğru yürümeye başladı.

"Hiç kimsenin haberi yoktu." dediğinde ise kaşlarını çatarak müdür yardımcısının gözlerine bakıyordu. Müdür yardımcısı Banner ise derin bir nefes alarak bir elini masaya götürerek konuşmaya başladı.

"Sen çıkabilirsin". diyerek bana baktığında kafamı iki yana sallıyordum.

"Benimle ilgili konu, o yüzden bir yere gitmiyorum." diyerek çıkıştığımda sinirle Banner a bakıyordum.

"Hiç bir yere gitmiyorum." diyerek sandalyenin birine oturduğumda Banner ın konuşmasını bekliyordum. Ama o konuşmak yerine stajyerin gözlerine gülerek bakıyordu.

"Sen çık, ben birazdan gelirim." diyerek sinirli bir şekilde stajyer bana baktığında çıkmamakla inat ediyordum.

"Çıkmıyorum" dediğimde ise kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

"Çık şu odadan." diyerek sesini yükselttiğinde şaşırmış bir vaziyette ona bakıyordum, bana bağırmıştı. Onun yanında olmaya çalışırken bana sesini yükseltmişti. Bir şey demeye gerek duymayarak odadan çıktığımda sinirli bir şekilde nereye gittiğimi bilmeyerek yürüyordum. Okulun nasıl ortamı olduğunu bile bilmiyordum, dört ay içerisinde her şeye yabancı kalmıştım. Düz ilerleyerek bahçe kapısını bulmaya çalışarak ilerliyordum, ama sanki saklanırcasına yürüyormuşum gibi. Bizimkilerden kaçıyordum, daha doğrusu sorularından... Cevap veremeyeceğim sorular soracaklardı bana, ilk günden bunaltacaklardı. Bahçe kapısını bularak ilerlemeye devam ettiğimde birisi kolumdan sürüklercesine boş bir sınıfa sokmuştu. Dael lar soru sormaya hazır bir şekilde sıralara oturarak yüzüme bakıyorlardı. Ben ise gözlerimi kaçırarak başka bir yöne bakıyordum.

Vampir Okulum #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin