HATIRLATMA:
O sırada birden birisi beni belimden tutup ara koridora çekti. Ne olduğunu anlamadan bir çığlık kaçtı ağzımdan. Daha sonra birisi ağzımı kapadı ve karşıma gelip sırıttı.
''Yeniden karşılaştık prenses.''
''Maalesef çakma prens!''
^^^^^^^^__________^^^^^^^^
BURCU'NUN AĞZINDAN:
''Çakma mı ayıp olmuyor mu güzelim?'' dedi alınırmış gibi yaparak. Gözlerimi devirerek
''Neden buradasın?'' diye sordum sesim istediğimden daha da soğuk çıkmıştı.
''Hadi ama prenses beni unutamadığını ikimizde gayet iyi biliyoruz.'' dedi ve daha da üzerime geldi itmeye çalıştıkça gülüyordu
''Ya bırak beni!'' diye bağırdım ama duyan var mı? Yok. Ben tam arkamdaki duvarı kırıp kaçma olasılığını düşünürken bir ses geldi ce yere düştüm. Ne oluyordu lan? O sırada karşımda Toprak'ı görmeyi beklemiyordum ama tahmin edin kimi gördüm Toprak'ı. Acaba daha demin ne oldu? Bana vursa canım acırdı değil mi? Evet kesin acırdı çocuktaki baklavaları görmüyor musunuz yahu? Peki o zaman ne oldu diye düşünürken birden Anıl'ın -bizim çakma prensin- yüzünü gördüm. O kan mıydı yoksa? İyide beni kan tutardı...
---------- ---------- ----------
Gözlerimi açmaya başladığımda burnuma dolan hastane kokusundan dolayı yüzümü buruşturdum oldum olası sevmezdim hastane kokularını, seven var mıydı ki?
''Burcu!'' dedi endişeli ve heyecanlı ses tonuyla Anıl. Neler olduğunu anlamak için gözlerimi tam olarak açtığımda karşımda bir adet yüzü pansuman yapılmış Anıl ve arka koltukta umursamazca oturan Toprak'ı görmeyi beklemiyordum.
''Ne oluyor ya?'' diye huzursuzca kıpırdanınca kolumdaki serum varlığını öne sürerek kolumu acıttı yüzümü buruşturarak cevap verdim ona ve Anıl'a döndüm çünkü Toprak bana gerekli açıklamayı yapmayacak kadar umursamaz bakıyordu etrafa şu an.
''Bizde anlayamadık ki sen birden bayıldın.'' dedi Anıl.
''Geri zekalılar beni kan tutuyor siz neden benim yanımda kafa göz girişiyorsunuz birbirinize.'' dedim asi bir tavırla.
''Valla onu bana değil arkadaşına anlatmayı dener misin lütfen güzelim.'' yüzümü buruşturdum hiç vazgeçmeyecek miydi?
''Bana güzelim deme diyorum neden anlamıyorsun?'' diye çıkıştım.
''Her neyse işte'' dedi gözlerini devirerek ''Ben dışarıdayım size iyi konuşmalar.'' dedi ve dışarıya çıktı biz de odada yalnız kaldık. Toprak'a dönerek
''Neden vurdun ona?'' diye sordum.
''Seni zorla tutuyordu.'' dedi umursamazca
''Peki bundan sana ne beni zorla tutuyorsa ne olmuş?'' dedim.
''Bak orda kim olsa aynısını yapardım tamam mı rahatsız olduğun belliydi sana özel bir hareket değil yani'' demesi beni kızdırmıştı.
''Aksini iddia etmedim zaten ayrıca insanların özel hayatlarına burnunu sokma bir dahaki sefere hoşlanıyorsam sana ne hoşlanmıyorsam sana ne ya.'' dedim ''senden yardım isteyen kim?'' diye ekleyince sinirlenmişti bir hışımla ayağa fırladı ve
''Biliyor musun umurumda değilsin ne halin varsa gör!'' diyerek bağırdı ve odadan çıktı ve kapı sert bir şekilde ardından çarptığında ürkmüştüm tıpkı küçük bir çocuk gibi. ardından odaya usulca Anıl girdiğinde kendimi çok kötü hissediyordum yatakta dikleştim ve ona sarılarak ağlamaya başladım. Neden ağlıyordum ki? Onun için miydi? Ama ben bir erkek için ağlamazdım. Olmazdı bana aykırıydı bu peki neden ağlıyordum o zaman?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY
Teen FictionBir hikayede olan her şeyi alın ve yazın daha sonra düşünün, Hepsi sahte olsa nasıl olur ? Hepsi yalan olsa nasıl olsa ? Hepsi çakma olsa ne olur ? Hepsi ÜVEY olsa ne olur ?