mesai'm olaysız bitmek üzereyken aklıma carlos'a dünki olayı anlatmak geldi.böylece sıkıştırılan kızlara daha iyi dikkat edebilirdi.böylece eve gitmeden önce bunları ona anlatmaya karar verdim.
amanda ve benden sonra mesai ye başlayan bir garson gelip gidebileceğimizi işaret ettiğinde teşekkür edercesine el salladım.
sandy'e ,bizden sonra mesai'si olan garsona daha kimin siparişlerini alması gerektiğini söyledikten sonra dyan ve grubuna son bir bakış atıp üzerimi değiştirmek üzere dolabıma gittim.
maalesef o grup hala gitmemişti ama bende gidiyordum o yüzden artık rahatsız olmama gerek yoktu.
normalde iş çıkışı direk eve gittiğim için carlos yanına geldiğimde şaşırdı.
"hey tessa. ne oldu?" dedi derin sesiyle.kısa bir gülümseme ile barın önündeki taburelerden birine oturdum.hala burada olan henry de ilgiyle biraz yanımıza yaklaştı.neyse zaten olayı biliyordu.
"sadece dün iki herifin bir kıza tecavüz etmeye kalkıştıklarına şahit oldum onu söyleyecektim." carlos kaşlarını çatarak tezgah'a yaslandı.tüm dikkati bendeydi.
"tabi hemen müdahele ettim ama yinede haber vermek istedim."
carlos beni başıyla onaylarken dalgın görünüyordu." evet teşekkür ederim.bundan sonra daha dikkatli olurum.bir daha böyle bir şey olursa bana haber ver.benim mekanımda kimse kızları rahatsız edemez."
sesi her zamankinden daha derin ve ciddiydi.sırtımdam bir ürperti geçti.şu saniyede ciara'yı neyden kurtardığımı fark ediyordum.belki de onu gözümün önünden ayırmamalıydım bugün oldukça iyi görünüyordu ama ne zaman tekrar şoka gireceği belli olmazdı.
yanımda oturan henry kadar kasılmıştım.aynı şekilde ona baş salladım.ama amanda'nın sesi ile düşüncelerimden koparıldım.
"billy,gitmenizi rica edeceğim! hayır size içecek bir şey daha vermeyeceğim!"
hemen dönüp olaya bir bakış attım.
amanda burada daimi müşteri olan ve her gün içen altmış yaşındaki adamın karşısında duruyordu.
anlaşılan bugün de bardağın dibine bakmıştı çünkü ayağa kalkarken tehlikeli bir şekilde yalpaladı.
"sen kendini ne sanıyorsun seni velet! bir müşteriye böyle davranılır mı?!" diye yankılandı sesi tüm salonda.ne henry nede ben yeteri kadar hızlı hareket edemeden adam elini kaldırıp itiraz etmek üzere olan amandaya tokat attı.ondan sonrası zaten çok hızlı gelişti.
amanda dengesini kaybedip yere kapaklanırken billy tehlikeli bir şekilde karşısına geçip bağırmaya devam etti." şimdi git bana whisky'mi getir ve daha saygılı ol!"
o bir şey daha yapamadan henry ile yanlarına ulaşmıştık.
henry hemen amanda'nın yanında dizinin üzerine çöküp onu benim ve billy den uzağa çekti.
"billy sakin.." ben daha cümlemi bitiremeden bana doğru yalpalayıp vurmaya yeltendi.
yumruğundan kurtulmak için bir adım geri kaçtım.babamdan daha dengesizdi.
evet bunu mor çenen den de anlıyoruz !dikkatini topla!
bu sefer iç sesimi dinleyip adamın diğer kolundan da kurtuldum.sonra bileğini yaklayıp kolunu sırtına doğru çevirdim böylece etrafına vuramayacaktı.
"sakin olun!" diye tısladım biraz daha yüksek ses ile ve diğer kolunu da yakaladım.
"hayır ! ben buraya para ödüyorum bu veledin tek yapması gereken bana içkimi getirmek!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
behind the screen (türkçe çeviri)
RomanceTessa'nın hayatı tam anlamıyla bir kâbus.Babası içiyor ve onu dövüyor ve üvey annesi ona kötü davranıyor.Buna rağmen dışarıya her zaman mükemmel bir profil çiziyor.Ama bir gün okulun kötü çocuğu ,dyan'ın, kız kardeşine yardım ediyor ve ona göre artı...