Bölüm 3 - "Hırsızların yeri hapishanedir."

882 92 21
                                    

Luhan hızla merdivenlerden inip çalan kapısını açtı.

"Bu saatte burada ne işin var?!"

"Menajerinim ben senin,istediğim zaman evine gelirim."

Luhan'ın menajeri Luhan'ı kenara itip içeri girdi. O sırada ise Minseok pijamalarıyla salonda belirdi.

"Bana misafirin olduğundan bahsetmemiştin Luhan."

"Sana ne zamandır bu konuda hesap veriyorum?"

Luhan'ın menajeri Luhan'ı umursamadan Minseok'a doğru yürüdü. Minseok geri adım atarken menajer onu baştan aşağıya bir süzdü.

"Bekle sen Luhan'ın fanclub başkanlarından değil misin?"

"Ne bence benzetiyorsunuz."

Luhan'ın menajeri parmağıyla Minseok'u işaret ederken Luhan'a döndü ve "Luhan bu o 'Ben Kim Min Seok! Senin bir numaralı fanın!' değil mi?" diye sordu. Luhan içini çekerek "O." dedi ardından koltuğa oturup menajerine tekrar neden burada olduğunu sordu.

"Asıl onun burada ne işi var Luhan? Hayranlarını evine almaya mı başladın yoksa onunla bir ilişkin mi var?! Bu nasıl bir skandala neden olur haberin var mı senin! Tamam anladık seçimlerin farklı olabilir de bunu medya duymamalı!"

"Minseok bize birer acı kahve getirsene."

"Ne kahvesinden bahsediyorsun Luhan, bana olan biteni anlat!"

Minseok hemen gidip iki kahve getirirken Luhan da menajerine her şeyi en başından anlatmaya başladı fakat menajer Luhan'ı tam dinlemeden sinirlenip mutfağa Minseok'un yanına gitti ve kolundan sıkıca kavrayıp sürüklemeye başladı.

"Hırsızların yeri hapishanedir, burada işin yok."

Minseok panikle "Ben hırsız değilim!" derken mutfağa girmiş Luhan'a baktı ve kolunu kurtarmaya çalıştı.

"Hyung, onu rahat bırak, o hırsız falan değil."

"Az önce kendin demedin mi Luhan, senin merhamet dolu bir kalbin olduğunu biliyorum fakat evinde bir hırsız kalamaz, evinde böyle aylak aylak dolaşamaz. Evine girip hırsızlık yapan seni öldürebilir de saesangları duymadın mı hiç?"

"Hyung o sadece arkadaşlarının borçlarını ödemek için bana hizmetçilik yapıyor, bıraksana kolunu canını yakıyorsun, hem kendin demedin mi benim bir numaralı hayranım işte, bana zarar verecek değil ya."

Luhan Minseok'un kolunu menajerinin elinden kurtarmaya çalışırken, menajeri daha sıkı tutup sinirle Luhan'a baktı.

"Kesin o planı kendisi kurmuştur, bir erkek zaten birisinin neden bir numaralı fanı olsun ki?"

"Hyung, futbolcuyum, yakışıklıyım, erkekleri bile kendime hayran bırakıyorum işte, artık kolunu bıraksana morarmaya başlayacak."

Luhan menajerini ikna etmeye çalışırken Minseok yutkunup dolmuş gözlerini gizleyerek başını eğdi ve konuşmaya başladı.

"Ona asla zarar verecek bir şey yapmam, ben gerçekten ona değer veriyorum ve onu öldürme gibi bir planım da yok. Belki de gözünüzde takıntılı bir hayranım ama gerçekten sizin düşündüğünüz gibi bir şey yapmam."

"Onu baştan falan çıkarmaya mı çalışıyorsun? Kondisyonunu mu düşürmek planın, kim sana para ödüyor bunun için?"

"Ben onun kariyerine de zarar verecek bir şey yapmam!" diyerek Minseok hayal kırıklığıyla menajerin gözlerinin içine baktı. Menajer ise kaşlarını kaldırıp ağzını yamultuktan sonra Minseok'un kolunu bıraktı. Minseok menajerin el izinin çıktığı ve hafif morardığı kolunu tutup gülümsemeye çalışarak "Acaba benden bir şey istemeyeceksen odama çekilebilir miyim?" dedi. Ardından Luhan'dan hiçbir cevap beklemeden odasına indi.

"Ona oda da mı verdin Luhan?"

Luhan dolabından buz çıkartırken "Alt kattaki camı olmayan odada kalıyor, dediğim gibi o sadece burada borcunu ödemek için duran bir tutsak ve hizmetçiliğimi yapıyor." dedi, ardından buzları bir havluya sarıp Minseok'un odasına girdi. Minseok yatağında oturmuş adeta beş yaşındaki bir çocuğun oyuncağına sarılması gibi geyiğine sarılmıştı.

"Ne kadar bir tutsak da olsam girmeden önce kapıyı çalman gerek."

"Bu halini de görmesi gerek anlaşılan, senin gibi biri kimseye zarar veremez. Her neyse kolun için buz getirdim. Onun adına üzgünüm, benim en ufak yanlış bir hareketimde kulüp ona kızıyor ve bazı durumlarda beni korumakla yükümlü olduğu için bu kadar sert bir şekilde kolunu sıktı."

Minseok Luhan'ın elinden buzu alırken hafif gülümsedi ve "Onu anlıyorum, ben de olsam sanırım böyle davranırdım yine de etrafta hırsız damgası yemek istemiyorum. Olayı herkese anlatmayı bırakamaz mısın?" dedi.

"Pekala bundan sonra bu dört kişi arasında olan bir sır olacak, merak etme ve çok oyalanmadan gel de evi temizlemeye başla."

"Pekala, birazdan her yer temizlenmeye başlar."

Luhan odadan ayrıldıktan sonra Minseok koluna biraz daha buz tutup evi temizlemek için odasından çıktı. Evi temizledikten sonra odasına inip bilgisayardan yemek tariflerine bakarken televizyonunu açıp bir yandan diziyi takip etmeye başladı.

Minseok tüm notlarını aldıktan sonra televizyonunu kapatıp mutfağa çıktı ve tariflerden birini önüne alıp akşam yemeğini hazırlamaya başladı. Yemek hazır olduktan sonra ise masayı kurup Luhan'a yemeğin hazır olduğunu bildirdi. Luhan masaya geçip yemeğinden bir çatal aldıktan sonra ise mutfağa yöneldi fakat Luhan'ın ona seslenmesiyle birlikte olduğu yerde durdu.

"Minseok sen bunun tadına baktın mı acaba?"

"O cesarette bulunamadım açıkçası. Çok mu tuzlu olmuş yine?"

"Beni zehirlemek falan istemediğinden eminsin değil mi?"

Minseok yutkunup Luhan'ın yanına gitti ve önünden tabağı aldı.

"Ne yapıyorsun?"

"Kendine dışarıdan sağılıklı ev yemeklerinden söyleyebilirsin, asla yemeğin tuzunu ayarlayamayacağım, interenette yazana uysam da uymasam da bunu başaramayacağım. Zaten annemin de dediği gibi tek bildiğim şey fanboyluk."

"Bekle sen tuzu ne kadar koyman gerektiğini mi araştırdın?"

"Sabah da yumurta nasıl kırıl diye bakmıştım... Her neyse ben en iyisi bunları dökeyim."

Minseok ağır adımlarla mutfağa girerken Luhan'da eline telefonunu alıp her zaman sipariş verdiği yeri aradı ve kendi ve Minseok için yemek sipariş etti.

Minseok tüm bulaşıkları bitirdiğinde Luhan'ın siparişleri de gelmişti, Luhan hepsini güzelce masaya yerleştirdikten sonra Minseok'a seslendi.

"Minseok gelip yemek ye."

Minseok şaşkınlıkla başını mutfaktan çıkartıp Luhan'a baktı ardından sessizce karşısına geçip oturdu.

"Bu fırsatı bir kez daha bulamazsın, o yüzden tuzu ne kadar koyman gerektiğini öğrensen iyi olacak."

"Teşekkür ederim, gerek yoktu, kendimi besleyebilirdim."

Luhan Minseok'u duymazlıktan gelip yemeğinin kapağını açtı, Minseok ise pilavının üzerindeki deniz ürünlerini görünce dayanamayıp hepsini teker teker kendi kasesine doldurmaya başladı.

"Bekle, alerjim olduğunu biliyor musun?"

"Hakkında düşündüğünden daha çok şey bildiğimi bilmen gerek, hem deniz ürünleri olan bir yemek neden sipariş edersin ki sen? Kendini öldürme planların mı var yoksa?"

"Günün en iyi lezzetini gönderin dediğimde bununla karşılaşacağımı bilemezdim." diye mırıldandı Luhan. "Yarın odana bir dolap getirilecek, eşyalarını yerleştirirsin ve yarınki maçtan sonra evde parti var, ona göre siparişler de gelecek, evi ona göre düzenle."

"Pekala. Merak etme."

*Yorumları eksik etmeyin. Unutmayın haftada bir bölüm ve günü belli değil kk sadece çok beklemeyin diye günleri değişik atabilirim o kadan kk :3 *




Number : 7Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin