M:Sevda
Yolun üzerinde kayan araba tekerleklerine baktım verdiğim bu kararların doğru olup olmadığı hakkında kafamda kurduğum mahkeme ile değerlendirmeye çalışıyorum . Yaşadığım şu hayat boyunca pişman olacağım tek bir karar bile vermedim bazen diyorum acaba çok mu ileri gidiyorum büyüdüm sanıyorum ama acaba bu kadar ve ciddi işlerin altından kalkabilecek miyim diye ama sonra şu kısacak bir ömürde keşkelerle yola devam edeceğime en azından denerim pişman olursam bile bir sonuca varmış olurum diyerek kendimi özgüven yağmuruna tutuyorum .Umarım bundan sonra da verdiğim kararlarımdan pişmanlık duymam ..
Elimi arabamın radyosuna uzatıp açtım çalan hareketli şarkıyı söyleyerek yolda zamanımın nasıl geçtiğini anlamadan Sevda'nın kalmış olduğu yurdun önüne geldim .
Adımlarımı hızlandırarak yurdun içine girdim içeriye uzanan büyük bir koridor sağa ve sola uzanan tahta biraz eskimiş olan kapılar ilk göze batıyordu içeride kasvetli bir hava hakimdi onun haricinde insanın burnuna gelen rütubet kokusu havayı daha da geriyor içeriye düşen ışık zerrecikleri yerdeki tozları havaya çıkarmış sanki birbiri ardına dans eden simli bir dünya gibi dursa da sadece bir toz zerreciği olduğunu bilmek tuhaf bir şekilde insana farklı duygular nakş ediyor ellerimi havada uçuşan toz zerreciklerine doğru uzattı ve bir kaç tanesini avucumu içine alıp gözlerimle beraber avucumu da sımsıkı kapattım . gözlerimi açtığımda karşımda pembe önlüklü bir bayan duruyordu ne yaptığımı sorgular gibi bakışlarını üzerimde gezdirdi .hafiften öksürerek içinde bulunduğum tuhaf durumdan kendimi çıkardım .
-Yurdunuz da kalan bir öğrenci hakkında bilgi almak istiyordum kiminle görüşebilirim acaba ?
-Müdire hanımın odası üst katta koridorun tam karşısında ki oda o size yardımcı olur .
-peki teşekkürler..
üst kata çıkan merdivenlerden yukarıdaki koridora ulaştım koridorun sonunda mavi kapılı odayı görünce kadının da tarif ettiğine göre oda sanırım burası olmalı diyerek kapıyı iki defa tıklattım içerinde gelin sesini duyunca üzerimdeki kıyafetlerime çeki düzen verip odadan içeriye girdim
karşımda saçları beyazlamış gözlüklü yüzünde kırışıklıkların bolca hakim olduğu 50 yaşlarında bir bayan oturuyordu üzerine siyah bir ceket ve etek giymiş içine de beyaz bir gömlek çekmiş odanın serinliğinden olsa gerek kızaran burnu onu sevimli bir hale sokmuş bakışlarında ki merhamet ise fark edilmeyecek gibi değil eğer ki hislerimde yanılmıyorsam kadının kendine has anacan bir tavrı olduğu bariz ortada eli ile koltuğa oturmamı rica etti oturmadan önce elimi kadına uzattım ve kendimi tanıttım.
-Merhaba .Ben Ezmira DEMİR !
-Merhaba kızım bende Aysel bu yurdun müdiresiyim nasıl yardımcı olabilirim acaba ? bu arada bir şeyler içer misiniz?
-yok teşekkür ederim ben buraya yurdunuz da kalan Sevda Çınar adlı öğrenciniz hakkında bilgi edinmeye gelmiştim .
-ne için bilgi edinmek istiyorsunuz ?
-Sevdanın da izni olursa ailemle beraber onun koruyucu ailesi olmak istiyoruz . diyerekten beyaz bir yalan uydurdum .
-Anlıyorum .Sevda bu yurda yılın başında geldi şans eseri onu sokağın başında neredeyse ölüm ile burun burunayken gördüm ve yurda aldım onu bulduğumda neredeyse soğuktan ve açlıktan ölecek bir halde çaresizdi ülkemizde bazı bölgelerde hakim olan kanlı töreden haberdarsınızdır .yavrucağı zorla evlendirmeye kalkmışlar o da ne yapsın kuzum tek çareyi kaçmakta bulmuş ufak bir birikimle İstanbul ' a kadar gelmiş gelmesine ama İstanbul bu dipsiz kuyu çocuğun elindeki para bitince çaresiz kalmış o da normalde yetimhanede anne babası var olup da kalan yok ama Sevda için küçük bir istisna yaptım . Eğer onu evlat edinecekseniz durumlardan haberdar olmanız gerekir diye düşündüm .