On Birinci Bölüm

5.2K 71 7
                                    

Bu yaşananlar gerçek olamazdı. Kazanın her saniyesi aklımda ve bunu hatırladıkça her zaman üzüleceğim. Hiç bir şeyi düzeltemedim. Belki sonuçlarını bilemeyeceğim bir rekabete girmeseydim bunlar olmazdı. Büyük oynadım, kazanacağımı düşünürken kaybettim. Louis şu an komada, her an ölebilir. Ama o güçlü, bunları da yenebilir. Yaşamak zorunda, beni yüz üstü bırakamaz. Doktor sadece bir dakika konuşmak için izin verdi ama ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Doktor:

-Arkadaşın seni bekliyor, eğer gitmezsen üzülür ve bu onu daha kötü duruma sokar.

-A-ama beni duyamaz ve ne diyeceğimi bilmiyorum.

-İçinden geleni söyle, mesela okulda neler olduğunu anlat. Eğlendiğiniz şeylerden bahset.

Yavaşca ayağa kalktım.

-Pekala, teşekkür ederim.

Doktora gülümsedikten sonra Louis'in yattığı odaya girdim. Sağ kısmında, göğsündeki kablolarım bağlı olduğu makina vardı. Sol köşede duran sandalyenin birine oturdum ve saatime baktım.
Bir dakikayı tutmaya başladım.

-Louis, belki beni duyuyorsundur. Yani doktorlar duyduğunu söyledi. Bence beni dinlemiyorsun ya da.. Bilmiyorum, sen sağlam birisin ve bunu da yeneceğini biliyorum. Buna eminim ve buradan çıktığımız zaman her şey daha güzel olacak. Sıradan gençler gibi olacağız, fazla da sıradan değil. Karşı komşumuz Joey'i sana ayarlayacağıma da söz veriyorum ayrıca.
Gözlerim dolmuştu, gülümseyerek konuşmaya devam ediyordum.

-Louis geri dönmelisin, tamam mı? Seninle yapacak işlerimiz var. Üniversite törenleri, zorlu sınavlar, balo geceleri ve öğrenciler arasında ki partileri saymıyorum bile. Bir dakikam doldu. Gitmem gerek, hiç bir şeyi kafana takma ve iyileşmeye bak. Seni seviyorum.

Ayağa kalktım ve alnına öpücük kondurduktan sonra çıktım. Kapıyı kapattığım an karşımda doktoru buldum.

-İyi konuşmaydı. Bu onu daha iyi hissettirecektir, emin ol.

-Teşekkür ederim.

-Ailesini çağırsan iyi olur, iki gündür buradasın. Uyuman gerek.

-Ailesi yok ve sakın bunu onun yanında konuşmayın.

-Tamam, o halde başka bir tanıdık yok mu?

-Ben burada kalabilirim, sadece iki saat doktor.

-Bu senin sağ- -

Koşarak Brian geldi. Bu sefer her zaman ki gibi takım elbise giymemişti. Kot pantolon ve üstüne de mavi bir tişört vardı. Yanımıza geldi.

-Yakını olarak ben de varım.

-Brian, yapma. Ben idare edebilirim. Hem sen nereden öğrendin.

-Nereden öğrendiğimin bir önemi yok. İkimiz nöbet tutalım. Sen şimdi uyu, göz altların şişmiş..

-Bir şeyim yok, Brian kimden öğrendi--

Arkadan makyajsız, abartısız kıyafeti ile Angelica geldi.

-Benden öğrendi Arthur, bir sorun mu var?

Louis'in hayatını dağıtan kişi şimdi de onu bu halde görmeye gelmişti.

-Senin bura da ne işin var?! Çık buradan, hemen!

-Sakın bağırma. Sessiz ol.

-Ow, pardon yoksa beni okuldanda mı kovarsın? Orası satılık mı bilmiyorum. Bence senin gibi para seven birisiyse sana satabilir. Tıpkı senin insanlığını sattığın gibi, şimdi buradan defol!

Brian:

-Arthur sakin ol! O Louis'in annesi!

-Bunu nasıl söyleyebiliyorsun? O Louis'in annesi değil. Louis'in annesi öldü. O sadece aç birisi. Eğer akıllı olmazsan senin paranıda yiyecek.

-Bu kadar yeter, sen değişmişsin. Benim tanıdığım Arthur bu değil.

-Hayır, hayır sakın söyleme. Sakın. İkinizde gidin. Louis için Brian, lütfen gidin.

-Ben de mi gideyim?

-Evet, düşünmen lazım. Gözünü açman gerek.

Brian başını iki elinin arasına aldı ve gitmeye başladı. Bu kadın geldiğinden beri hiç bir şey yolunda değil. Hiç bir şey.. Umarım böyle devam etmez.

Arkadaşlar, yeni bölüm için bu kadar beklettiğim için üzgünüm. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınız ve oyları bekliyorum.

Komşum (gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin