BÖLÜM 4 "ADALET"

310 75 17
                                    

"Öğrencilerin hepsi ortak salona gelsin."

Bu ses kulağımda sürekli yankılandı. Polisler gelmişti. Korkuyordum. Şubat bana şaşkın ve korkmuş gözlerle bakıyordu. Şubat'ın bunu öğrenmesini bu kapkara projeksiyon aleti sağlamıştı. Pencereyi aralayarak dışarı baktım. Üç tane polis arabası yurdun içine girmişti. Polisler yavaş yavaş arabadan inmiş ve yurda girmişti. Polisler görmesin diye projeksiyon aletini elime aldım. Onuda yanımda götürmeliydim. Şubat'a baktım. Bana eskisi gibi bakmıyordu. Benden korkmuştu. Gözüm dolmuş ve kalbim hızlanmıştı.

"Açıklayabilirim. Şubat."

"Ekin. Bunu bana nasıl söylemezsin? Bunu nasıl yaparsın?"

Ona doğru yaklaşarak kolunu tuttum.

"Polislere söylemezsin demi?"

"Benden uzak dur Ekin." Diyerek kolunu çekti. Hızlı adımlarla yürümeye başladı. Ben de bağırarak.

"Ne yapsaydım? Beni öldürmesine izin mi verseydim? Ben onu öldürmeseydim o beni döverek öldürürdü . Orda değildin. Hem yanlışıkla oldu. Bunları bilmeden böyle davranamazsın. Elimde olan bir şey değildi."

Ben konuşuyordum ama konuşmam boşaydı. Şubat arkasına bile bakmadan gidiyordu. Uzun kolidordan koşarak kolunu sertçe tekrardan tuttum. Sesimi yükselterek

"Polise söylemeyeceksin." Dedim.

Elimi diğer eliyle tuttu ve üstüme gelmeye başladı.

"Ne yoksa beni de mi öldürsün."

Şubat konuşmasına tam devam edecekken hoparlörden ses yine geldi.

EKİN AKSEL, ŞUBAT DEMİR ORTAK SALONA GELMENİZ GEREKMEKTEDİR.

Şubat konuşmadan arkasını dönerek gitti. Bende projeksiyon aletini alıp Şubat'ın arkasından gittim. Odaya gidemeden ortak salona gitmek zorunda kaldık. Yurttaki bütün öğrenciler ortak salona gelmişti. Kapıların yanında polisler vardı. Herkes komiseri bekliyordu. Bende korkuyordum acaba Şubat söyler miydi ? Yok ya söylemezdi. Beni satmazdı. Ondan ziyade polislerin gerçeği öğrenmesinden daha çok korkuyordum. Altı ay hayatım kalmış onu da hapishanede harcamamalıydım. Şubat daha altı ayım olduğunu bilmiyordu. Yaklaşık kırk tane öğrenci komiseri bekliyordu. Neyse ki Setenay Savaş'ın vücudundan parmak izlerimi temizlemişti. Kapı açılmış ve iki polisin ortasından komiser gelmişti ve arkasından onunda üstü olan bir adam gelmişti. O içeri girmedi. Komiserin üstüne baktım. Adı Hakan'dı üstünde yazıyordu. Komiser Hakan koltuğa oturmuştu. Hepimizin gözlerinin içine baktı ve konuşmaya başladı.

"Eski güvenlikçiniz Savaş öldü. "

Herkes şaşırmış ve bir anda konuşmaya başlamıştı. Ben ise Şubat'ın gözlerine bakıyordum. Komiser konuşmaya devam etti.

"Cesedi bir parkta bulundu. Neyse arkadaşlar. Bugün yurtdaki giriş ve çıkışlar yasak. Herkes bir gün boyunca burda kalacak. Kimse bir yere ayrılmayacak. Bunlara yurttaki görevli ve personellerde dahil."

Müdür

"Ama komiserim okul var."

"Onunla biz ilgilendik. Siz merak etmeyin. Bugün burada herkes sorgulanacak."

"Nasıl?" Dedi müdür.

"Şimdi burdaki öğrencilerin hepsi odalarına dağılsın biz sizi ziyaret edeceğiz."

Komiser lafını söyledikten sonra salondan çıktı. Sonra biz yani tüm öğrenciler tek sıra halinde odalarımıza çıktık. Odama girince rahat bir nefes alıp ne yapacağımı düşünmeye başladım. Terlemiştim. Polislere ne diyecektim. Eğer her şeyi öğrenirlerse geri kalan hayatımın hepsini hapishanede harcayacaktım. Öyle bir niyetim de yoktu. Setenay'a haber vermem gerekiyordu ama nasıl? Şubat da inşallah konuşmaz. Her şey aptal bu kara alet yüzünden. Kamera gibi bizi çekmişti. Polislerin bu kara aleti görmemeleri lazımdı. Aletk vurup vurup kırmaya çalıştım fakat olmadı. Kapı çaldı bende hemen onu yatağın altına attım. Delikten baktım. Komiser Hakan ve yanında iki polis gelmişti. Ne kadar da hızlı buraya gelmişti. Rahat bir nefes alıp kapıyı açtım. Komiser Hakan hafif sarı saçlı ve sarı kirli sakalları vardı. Beyaz tenli ve mavi gözleri vardı. Biraz kaslı vücudu ve epeyde yakışıklı bir insandı. Kapıyı açar açmaz içeri girdi. Elindeki kağıda bakarak.

EKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin