"Seni hayatımın sonuna kadar seveceğim kelebeğim, iyi geceler."Rüzgar'ın söylediği son söz bu olmuştu. Gitmeden önceki son sözü, beni yaralamadan önceki son sözü. Evet yaralandım, paramparça oldum ama beni yıkamazdı bu terkediliş. Sadece katlanmak zordu, 4 yılımı vermiştim ona, en mutlu günlerim onunla geçmişti. Onun yanında güvendeydim, huzurluydum.
Bizim ki mutlu son olacak derdik. Evet bir sonumuz oldu ama mutlu değildik, yani ben değildim. Kader mi bu ? Belki de kader bilemiyorum. Ama bugün bildiğim tek şey artık hayatıma devam etmem gerektiği. Artık unutma vakti, artık yeniden başlama vakti."Ne demek okulu seviyorum? çarpılırsın Gökçe güzgün konuş."
Bahadırın bu sözleriyle burak ve Nazlı kahkahalar atarken ben tebessüm etmekle yetinmiştim. Komik değildi, ya da hala başlayamamıştım yeni hayatıma. Zaten beni bu halimle güldürebilecek tek kişi vardı oda can dostum Pelindi.
Onunla uzun zamandır görüşemiyorduk beni hergün arıyordu ama yüzyüze görüşememiştik. Onu özlemiştim. Tam derin düşüncelere dalacakken annemin sesi yankılandı kulağımda ve zar zor ayakta duran bedeni gözlerimin önündeydi. Yine içmişti. Babamla boşandıktan sonra içmediği tek gün yoktu sanırım. Onu bu illetten kurtaramadım birtürlü. Koşarak arkadaşlarımın yanından ayrıldım ve annemin koluna girdim. Onu eve götürmeye çalıştım fakat konuşmakta güçlük çekerek "Beni ona götür." dedi. Ne demek istediğini anlamıştım yine babamdan bahsediyordu. Ona cevap vermeden güçlükle eve götürmeyi başardım. Annem ve babamın mutlu bir evlilikleri vardı, birbirlerini seviyorlardı hala da seviyorlar. Ancak babama atılan bir iftira sonucu annem boşanma davası açtı babam çok zorladı ama annem inanmadı gerçi sadece annem değil kimse inanmamıştı babama, ben hariç. Babamla aramda farklı bir bağ vardı, onunla herşeyimi paylaşırdım arkadaştan farkımız yoktu ve ona güvenirdim annemi aldatmayacağından adım gibi emindim ama buna inanan tek kişi bendim bununda bir yararı yoktu. Ben düşüncelerimle boğuşurken, annem kahvesini içmiş, duşunu almış ve çoktan uykuya dalmıştı. Üstünü kalın bir battaniye ile örttükten sonra ben de annemin yanında uykuya dalmıştım.Sabahın yedisiydi ve bugün cumartesiydi, alarmım neden çaldı anlayamadan kafamı yastığa gömdüm fakat tekrar aynı sesi duymamla kalkmam bir oldu. Bu alarm değildi kapı ziliydi. Bu saatte uykumu bölen münasebetsizin kim olduğunu çok merak ediyordum birden kapıyı açtım ve çığlık atmaya başladım, bu en iyi dostum Pelindi. Çığlık atmaya bir son verip onu içeri aldım ve sımsıkı sarıldım. Sanırım ilacım gelmişti. Artık mutlu olabilirdim, herşeyi unutabilirdim. İşte şimdi yeniden başlayabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
Romance"Kimse bilemez kaderini. Kimi sevecek, kimle yaşayacak, kimle ölecek. Herşey mükemmelken bir anda darmadağın olabilir ya da bütün hayalleri yıkılabilir insanın. Ama önemli olan umudunu kaybetmemek ve savaşmak. En kötü anında bile."