Her cümlemin sonuna nokta koyuyorum ama hislerime koyamıyorum, koyamam. Hissettiklerimi yazabilsem virgül bile koymam, ne sen getirebilirsin sonunu ne de bundan bin yıl sonra hala okuyanlar... Hadi oldu da bitirdiler diyelim, e o zaman da anlayamazlar. Çünkü gözbebeklerinin, dudaklarının, teninin, gözünün altındaki o beninin bile dilini sadece ben biliyorum. Çözemezler. Hani olur ya çözdüler diyelim, o zaman da eksik hissederler, gereksiz hissederler. Ne senin bendeki yerini anlayabilirler, ne de içimdeki sevginin çarpıntısını bi kalbe kondurabilirler. Konduramazlar, böyle bi sevgiyi görmediler, böyle bi aşkı görmediler, böyle hasreti, özlemi, sabrı göremezler... Oldu ki bin yıl değil de yüz yılda çözüldü söylediklerim. O zaman zincir gibi dolanır boğazlarına her kelimem, zamanında aşk dedikleri herşeye geçmiş değil, bitmiş derler. Belki o zaman küsmezler birbirlerine, bizi düşünüp vazgeçerler.
Var mısın benimle melek yüzlüm, cinsellikten öteye gidemeyen, insanlıktan çok namus arayan, mutluluktan çok hüzün bulan aşk kavramını değiştirmeye? Herkese geçek sevgiyi, gerçek aşkı öğretmeye?