BÖLÜM6; Film Gecesi Mi?
Beyaz kapıyı aralayıp içeriye kafamı uzattığımda onu beyaz hastane yatağında öylece yatarken buldum. İçeride başka kimsenin olmayışından yararlanıp kapıyı sonuna kadar açıp içeri girdim. Buğra salağı nereye gitmişti? Kapıyı sessiz olmaya özen göstererek kapattıktan sonra birkaç dakika bekledim. Odanı talan eden gözlerim yeniden ona kaydığında bir hüzün dalgası beni gafil avladı. Botlarımın zeminde çıkardığı tok seslerle yanına ilerleyip yeterince yakınında olduğuma inandığım da durdum.
Yüzü bembeyazdı.
Ölüm gibi.
Kollarına bağlanan kablolar o kadar çoktu ki birbirinden ayırt etmek benim için zor olmuştu. Her makineden ayrı bir ses gelirken bu beni fazlasıyla rahatsız etti. Sanki sesler beynimin içindeydi..
"Uyanacak mısın artık?" cevap vermedi. Filmdeki doktorlar hep bizi duyacaklarını söylerler, bu yanlış mıydı? Yoksa salak bir teselli cümlesi mi?
"Özür dilerim sana bağırmamalıydım."
"Özür dilerim sözlerine karşı gelmemeliydim." yataktan sarkmış elini avuçlarıma alıp sıktım belki hisseder de uyanır diye. Ama olan tek şey elime geçen soğukluktu. Neden bu kadar soğuktu? Onu hiç mi sıcak tutmuyorlardı? Elini yatağa yavaşça bırakıp geri çekildim Buğra beni görmeden gitsem iyi olacaktı.
Odadan çıkıncaya kadar uyanmasını diledim ama bir şey fayda etmedi. Sırtımda okul çantam ve onun üstünde tüm günün yorgunluğuyla hastaneden çıktım. Ev ile hastane arasında pek fark olmadığından yürüdüm. Ve bu yürüdüğüm süreçte beynim beni yemekten geri kalmadı. Yalnızlığımla boğuştuğum evime geldiğinde kapıda onları görmeyi beklemiyordum. Yine mi? Beni ilk fark eden Arda denen çocuk olmuştu bir saniye kaybetmeden Lina'yı dürtüp beni gösterdi.
"Buğlem!" acaba oradan sağır gibi mi gözüküyordum?
"Ne arıyorsunuz burada?" alınmış gibi yaparak dudaklarını büktü.
"Film izleyeceğimizi unutmuş olamazsın." kahretsin! Aklım o kadar hovardaydı ki yaptığım ahmakça hatayı bile unutmuştum. Akın Lina'nın hemen yanına geçip bana kırgın bakışlarını attı.
"Başka bir zaman gelsek iyi olacak." madem bir şey yaptım arkasında durmam gerekiyordu.
"Saçmalamayın sadece saat biraz erken ondan sordum, hadi gelin!" anahtarları deliğe sokup kapıyı açtığımda hala geride duruyorlardı.
"Arkadaşlar efsane yemek yaparım." saniyeler içinde eve girdiklerinde elimde olmadan güldüm, bari bu akşam iyi geçseydi.
❄
Bu akşam mı dedim? Unutun tam bir fiyaskoydu. Birisi korku filmi istiyor bir diğeri aşk. Böylesine saçma bir kargaşanın içine düştüğüme tükürdüm, sahiden tükürdüm.
"Bu kadar yeter aksiyon izleyeceğiz." elime aldığım hızlı ve öfkeli serisinin cd'sini yerine yerleştirip bana ayrılan koltukta oturdum yani Akın'ın yanına. Kucağıma mısırı çekip filme odaklanmak üzereyken hemen yanı başımda hissettiğim nefesle kaldım. Akın'ın sıcak nefesi yanağıma dokunurken ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım. Beni öpmek mi istiyordu ya da şöyle sorayım beni öpecek miydi? Başımı geriye çekip yüzümü ona çevirdim. Gözlerini kapatmış yüzü bana dönük şekilde duruyordu. Bir saniye o beni mi kokluyordu? Ne yapacağımı bilmez şekilde kalırken gözlerini açmıştı bile. Karşılaştığım kırmızı gözlerle donup kaldığımda ne gördüğümü bilemedim. Karanlıktan dolayı mıydı? Yoksa filmin ışığı mı yansımıştı? O kafasını öne çevirip durduğunda ben hala aynıydım, şaşkın. Onun gözlerinde ne vardı? Toparlanmaya çalışıp elimdeki mısır kasesini orta sehpaya bırakıp kalktım. Herkesin bakışları beni bulduğunda lavaboyu gösterip sessizce devam ettim. Lavaboyu girip kapının arkasına attım kendimi. Göğsüm hem korkudan hem şaşkınlıktan hızlı atıyordu çıkacak gibiydi. Musluğu açıp yüzüme buz gibi suyu boca ettim. Hayatımda yaşadığım en iğrenç film gecesiydi daha başlamadan beni yerle bir etmişti. Asıl film Akın'daydı.
Lavabodan çıkıp odaya geri döndüğümde herkes aynıydı Akın hariç. Oda da değildi, nereye gitmişti?
"Akın nerede?"
"Gitmesi gerekti işi çıktı." Lina bana bakmadan sorumu cevaplasa da umurunda olmadığı açıkça belli değildi. Az önceki yerime geri oturup kucağıma tekrar kaseyi aldığımda tedirgindim. Umar haklı mıydı? Sahiden Akın'dan uzak mı durmalıydım? Filme geri odaklanmaya çalıştığımda dışarıdan gelen uluma sesiyle yerimden sıçradım. Lina ve Arda hiçbir şey olmamış gibi filme devam ettiklerinde acaba ben mi yanlış duydum diye düşünmeden edemedim. Boş vermeye çalışıp filme geri döndüğümde bu kez iki farklı ve daha gür uluma sesi duyuldu. Elimdeki kaseyi fırlatıp ayağa kalktığımda bu kez Lina ve Arda bana baktılar.
"Ne oluyor?"
"Lina duymadın mı?" anlamadı.
"Neyi duymadım mı?" endişeyle saçlarımı kaşıyıp kapıya yürümeye başladım.
"Buğlem nereye? Ne yapıyorsun?" kapıyı açıp gecenin karanlığına adım attığında ayaklarım çıplaktı.
"Ormandan uluma sesleri geldi duymadınız mı?"
"Buğlem sakin ol öyle bir şey yok!" koluma yapışan elden kurtulmaya çalıştım.
"Bırak beni! Akın ormanda olabilir."
"Akın gitti Buğlem söyledim sana." kolundan kurtulduğumda çıplak ayaklarımla ormanın içine doğru koşmaya başladım.
"Gitti ama ormana!" hala arkamdan bir şeyler söylese de kulağımı zedeleyen rüzgardan sesler boğuktu. Taşlar ayaklarımı ezse de umursamadım. Olay Akın değildi olay orada neyin olduğunu öğrenmemdi. Belki de o mavi gözleri tekrar görecektim ve bu kez sahiden neye benzediğini bilecektim. Ağaçların arasında yolumu kaybetmek üzereyken ay ışığı tam üstümde belirdi.
Bu gece ay benimdi.
Bu gece, gece hepimizindi.
Olduğum yerde dönerek tüm ormanı duymaya çalıştım ama olan tek şey ayak sesleriydi. Ay hala üzerimde, ayaklarım hala yalın. Sesler yaklaştığında koşmaya devam ettim. Tüm gücümle nereye koştuğumu bilmiyordum. O an kulağıma ulaşan sesler beni durdurdu. Bu ne uluma ne de ayak sesiydi. Bu bir grup insanın aynı anda konuşmasıydı. Yanımdaki ağaca dayanıp onları anlamaya çalıştım. O kadar karıştı ki kelimeler ayırt etmek güçtü. Sonra bir şey oldu. Bir ses, bir kelime. Onu duyduğumda enseme vurulan sert bir şeyle sarsıldım ve gözlerim kaydı. Acı içinde olduğum yere düşerken ses tekrarladı.
"Kaç!"
- Bölüm Sonu.
Yorum ve görüşleriniz bizim için çok önemli lütfen bırakmadan gitmeyiniz. Umarım sevdiğiniz bir bölüm yazabilmişizdir.
Yıldıza basmadan gitmeyelim ❣
KİTAPLA KALIN!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Kasabası
FantasyBen sevdikleri için canını hiçe sayan ama ne pahasına olursa olsun onlardan vazgeçendim. Ben ihaneti hisseden, hissettirendim. Ben cenneti müjdeleyen ölüm meleği. Ben ona koşulsuzca aşık olan kız. "Cenneti müjdeleyen ölüm meleğinin ölüme giden hikay...