TONTON TEYZE İLE TANIŞMA

45 5 0
                                    

Hah, hah, hah... Merhaba arkadaşlar. Ben TonTon Teyze. Yani TonTon teyze derler bana. Koca, yumuşak göbeğimden olmalı herhalde. Kar beyazı saçlarım, yuvarlak, şeffaf camlı gözlüklerim var. Bu sıralar hava da bayağı soğuk.Atkımı ve kırmızı yünlü çoraplarımı hiç eksik etmem.Malum,hasta olup yatakta, burnu kızarık, elinden peçete düşmeyen  sümüklü  bir TonTon Teyze istemezsiniz herhalde. Bir de durun, aklıma geldi. Yünüm benim herşeyim.Alırım yünümü elime,mırıldana mırıldana , karşıki dağları seyrede seyrede  çorabımı, atkımı örerim. Bu arada dağ demişken ben, salonumun penceresinin karşıki dağlara  baktığı minik, tek odalı,kimseye söylemeyin ama biraz da dağınık, sade bir evde yaşıyorum. Hayvanları da çok severim. Evimde tam 3 çeşit hayvan var.Kocaman, koca bir dalı andıran bir avizem var.Kargamın üstünde durabileceği bir köşe, kaplanımın yatabileceği bir halı ve farelerimin gezebileceği tozlu kitaplık rafları var.Bir de cam kürem var.Ben bir büyücü değilim, ama öylesine duruyor tahta masanın ekmek kırıntılı yüzünde. Ayyyy!!!! Cam küre demişken size başımdan geçen bir olayı anlatacağım.Böyle talihsiz işler de hep benim Başıma gelir zaten.Dur,dur. Örgümü alacağım, canım örgümü....  Tinnnnn.... 
                                                                                             ********
Bir gün oturuyordum sandalyemde,yani tekerlekli sandalyemde. Diğerlerinde oturunca belim ağrıyor.Tamam, tamam.
Kaldığım yerden devam ediyorum: İşte mırıldanırken karşıdaki dağları seyredeyim dedim.Camdan dışarı baktım, Bir adam var gibiydi.Sanki siyah şapkalı bir adam camdan bize bakıyordu. Bu arada da bizim kulübenin yanındaki evde oturan bayanlar konuşuyordu. Hırsızlık çok oluyormuş bu sıralar. Bende Camın kenarına gidiverdim gayri. Bir soluma baktım, bir sağıma, bir önüme baktım, bir de arkama.Kimse yoktu.Aa Aaaaa! Dedim kendi kendime. Uykum geldi diye düşündüm.Uyudum biraz. Çiçekli yorganımın altına girdim, girmez olaydım.Kalktığımda ağzımı açamadım,ellerimi kıpırdatamadım.Ağzım,ellerim, ayaklarım her yerim yatağa bantlanmış,ölü bir balık gibiydim.Karşımda kimi gördüm inanamazsınız.Bizim DELİ OSMAN. "Oğlum, ne yapıyorsun Evladım ??? Annen, baban sana terbiye vermedi mi??? Yaşlılara, hem de Ton ton teyzeye yapılır mı bu???", " Sus be kadın!!! cam küreyi alsın bizim arkadaşlar.Sen de çeneni kapa." Demesiyle silahını çıkartması bir oldu.Sırıttı içinden veeee "Susmazsaaaaaann, gerisini sen düşün." Hazır DELİ OSMAN'dan bahsetmişken onu da size bir tanıtayım.Bildiğiniz kafayı tırlatmış bu çocuk,sanki annesi bunu doğururken ters mi dönmüş ne? Bizim karşı dağlarda yaşar.Ama hiç böyle yapacağı aklımın ucundan geçmezdi.Devam edeyim: Sonra, abi bu hayvanlar yenir ya, şu kaplanı alalım,vuralım."Ayyyyy!!! Bunu duyduğum zaman kusmamak için kendimi zor tuttum.Kaplanımı, canım Cico'mu çoook seviyorum.Diğerleri alınmasın diye belli etmiyorum.He, yine konuyu dağıttım.Devam: Sonra onu öldürdüklerini, tüm değerli takılarımı aldıklarını, ve "ak akçe kara gün içindir" paramı aldıklarını hatırlıyorum.Camları kırdılar, masamı devirdiler.Farelerimi torbalara doldurup, sanki beni delirtmek istercesine bağırdılar. Deli Osman,Aaaaaa!!!! Kara Ahmet,Sıska  Murat, Hatice Kadın, Sarı Deniz veeee kulübenin en akıllısı İnek Serhat.... Bu da nee ??? Evimin Duvarları çatırdıyor.Bir de özenle sardığım kabak dolmamı, tek gıdım tuzunu bile kaçırmak istemediğim lahana çorbamı ve hamsi pilavımı yediler.Deprem, Kasırga, tsunami  böyle Daha ne diyebilirim ki!!! Dünya yok oluyordu.Kara delikler, Mars'tan Uzaylılar , Deli Osman daha da delirdi, Sıska Murat şişmanladı, Hatice kadın la la la la la la la la la bağırıyor,Sarı Deniz'in Saçları kahverengiledi veee en kötüsü Kasabanın gururu Inek Serhat tembelleşti.Ben de yatakta patlamış Mısır gibi oradan oraya savruluyordum. Mars'taki Uzaylılar şarkılar söylüyorlardı. Ve bende artık dayanamadım.
AaaaaaaaaaaaaaaaaaaaAaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaAaAaAAaaaaaaaaaaaa!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Diye bir Çığlık attım. Kalktığımda yüzümde, boynuma kadar boncuk boncuk terler akıyordu. Yorganım yerdeydi ve yastığımda salyalar, tükürcükler vardı. Ayyyyyy !!! Yaşlılık işte. Hah !!Hah !!Hah !!!! Ben size söylemedim.Siz de bu kadın delirdi mi?? Ne uzaylısı, Ne Inek Serhat'ı....... Ay canım siz de ne safsınız, anlamadınız mı??? Bu kocaman, yalan bir rüya. Yani buna da rüya denmez ama. Bu iğrenç, kötü, Delice bir kabus. Bende de bir dalgınlıktır, söylemedim size.O günden sonra da Çiçekli yorganımın yumuşak kumaşından sert bir kabus çıktığını düşünerek sert yorgan örtüverdim.
Bir daha lahana Çorbası, hamsi pilavı ve dolma yapmayacağım.Karar verdim. Kaplanımı da satıyorum.Canım Cico'mu. Ayyyyy!!! O Deli  Osman  da karşı dağlarda yaşıyor.Çooook uzakta yani. Neyse, ben çooook yoruldum. Bu kadar macera yeter.Ben gider yatağıma. Yani sert yatağıma. Bayyyyyy!!!!!!

                                                                                     UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR.
                                             .                                            100  okuyucuya ulaşınca yenileri gelecektir.😀😀😀

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GARIP BIR DÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin