2. Komşu

27 7 2
                                    

Sabah düşündüm de sahilde kaslı ukala çocuklarla uğraşmak yerine televizyonda Mom izlerdim ve bu ona bin basardı.
Tam da şuan kafama bin yazarken neden sayıyla yazdığımızdan kısa olduğu takıldı. Tabi ben içinden kendi kendine düşünen bir kız olduğum için ve bazı zamanlar kendiyle içinden kavga eden biri olduğum için iç sesimi kestim ve duş aldım.
Şortumu ve 5SOS yazan tişörtümü giyip aşağı inerken kapıda birilerinin olduğunu gördüm ve istemsizce dinledim
"Hoşgeldiniz sitemize, size kurabiye getirmek istedik oğlumla. O motorunu parkediyor. Biz hemen yan evdeyiz"
"Çok memnun oldum, buyurun kahvaltı edelim. Kızımın odası yukarıda çocuklar orda otursun konuşsun"
Hayır anne! Hemen odama döndüm. Kapıyı kitledim. Bütün her yeri topladım ve instagram'a girdim.
Kapımın tıklanma sesini duyunca ,
"Bir saniye lütfen" dedim ve kalkıp biraz kollarımı esnetip kapıyı açtım.
"Hoşgeldiniz" dedim. Umursamaz gibi davranınca ben de umursamadım ve sus pus oturduk.
"Böyle geri zekalı gibi oturmaktan ne anlıyorsun?" diye sordu.
"Sana özeniyorum işte naparsın." deyip kahkaha attım.
Bugün mutlu günümdeydim ve bu yüzden Çağlar şanslıydı çünkü eğer mutsuz bi Arça olsaydım şuan, karşımda herhangi türden bir Çağlar olmazdı. Tanımlamalarım da böylesine güzeldi.
"Tamam güzelce konuşalım. Nasılsın ?"
Şimdi iyiyim ve iyi olmasam sen olmazdın laflarımla başlamayı çok isterdim ama laf sokmamdan bıkmış olduğundan sakince konuşmak istiyordu o yüzden iyiyim ve iyi olmasaydım yerine ,
"İyiyim sen ?" diye sordum. Eş zamanlı olarak da iç sesimin çok uzun konuştuğunu farkettim.
"İyiyim. Biraz da açım. Annem zorla getirdi."
"Ama sana zorla dur diyen de yok evinde durup saray kahvaltını kendin de yapabilirdin" dedim ve yine kendimi tutamamıştım.

Bu uyuşukla oturup telefonla oynamak yerine sahilde züppelerle takılmayı tercih ettim.
"Ben sahile gidiyorum Çağlar"
Derken yerden destek alarak, yerden kalkmıstım. Çağlar da arkamdan gelirken "Ben de geleceğim" dedi. Refleks olarak piçimsi gülümseme yapmıştım ve annemlere çıkıyoruz deyip çıktık.
"Motorla gidelim mi bu havada yürünmez" diye bir teklif sunduğunda ilk defa reddetmedim.
Motora bindik. Bana kaskı verdi. Sahile gittiğimizde iletişim gereksinimi olmayan biri olursam onunla daha iyi anlaşırım diye düşündüm.
Tişörtümü ve şortumu çıkarırken bana baktığını fakettim.
"Ne var ? Denize tişörtle giyemem. Bikinim olmalı."
"Bikinini beğendim." deyip tişörtünü çıkardı. Benim bikinim içimdeydi, onun da şortu altında. Ne kadar harika bir çiftiz. Bu en son düşüncemi dağıttım çünkü henüz arkadaş bile olamamıştık.
Denize doğru yürürken peşimden geliyordu. Suya girip elli metre kadar yürüdüm. Eğer iğrenç espriler yapsaydım şuan : ayaklı metre kadar yürüyemedim derdim. Ama insanların üşümesine hiç de gerek yoktu. Boynumun geldiği yerdeyken hemen yanımda Çağlar yüzmeye başlamıştı. Bana su attığı için "Yavaş olsana biraz" diye bağırdım. Çok susmuştum ve şu anda çok bağırmıştım. Ben de ona su attım. Birkaç kez birbirimize su atmaya devam ettiğimizde ikimiz de kahkahalar atıyorduk. "Şu dalgaya bak!"
İkimiz de dalgaya kariı kendimizi savunmaya çalışıyorduk. Ancak ben başarısız olmuştum. Suyun içine düştükten sonra tekrara çıktım öksürürken bir dalga daha geliyordu. Çağlar sol eliyle sağ tarafımı, sağ eliyle sol tarafımı tutarak sarılıyor gibiydi. Ama en azından aranızda on santim falan olmalıydı. Gülerek birbirimize bakıyorduk. Onun pazılarını tutarak düzgin pozisyona geldim. Ama o beni bırakmıyor, özürlü gibi bakıyor ve gülüyordu. Soluma döndüm ve dalgayı farkettim "Dalga, dalga!"
Yine kaçıyorduk. Kıyıya doğru azıcık yürüyüp denizin ortasında oturduk dalgalar gelip yüzümüze çarpıyordu. Her seferinde birbirimize bakıp gülüyorduk.
Şuan çılgın aşıklar gibi görünüyor olabilirdik, ben de bundan nefret ediyordum. O yüzden buna son vermek istedim
"Ben sıkıldım, hadi eve gidelim" dedim. Başını aşağı ve yukarı sallayarak beni onayladı. Şortumu ve tişörtümü üzerime geçirip Çağların motoruna doğru yürüdüm. Arkasına binip kaskımı taktım.
"Arça, göğsün.."
"Ne oldu be ne diyosun sapık!"
"Hayır, sadece sırtımı ıslatıyor"
"Yapacak bişeyim yok ölmek istemiyorum eve kadar dayan."
Cevap vermeyince ufak çaplı tartışmayı kazandığımı anladım. Eve geldiğimizde kaskı verdim.
"Gün için sağol, eğlenceliydi" deyip içeri girdim. Kendimi anında odama, giyinme odama ve hemen ardından yatağa attım.

Yankılanan SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin