Gözlerimi aralarken yumuşak bir yerde olduğumu hissediyordum. Dün şirkette uyuya kaldığım aklıma gelince gözlerimi fal taşı gibi açıldı.Çünkü oturduğum yer hiçte yumuşak ve rahat bir yer değildi. Hızlıca etrafıma bakınırken iki kişilik bir yatakta olduğumu anladım.Yan tarafımda bir kıyafet dolabı ve küçük bir çekmece ve tam karşımda büyük bir kitaplık vardı. Odanın duvarlarına da boyalarla şekil verilmişti.Hayranlıkla etrafıma bakınırken bir anda nerede olduğumu düşünmeye başladım. Dün giydiğim siyah elbiseyle uyumuştum ve ayakkabılarım da yatağın yanındaydı.Hızlıca yataktan kalktım ve odadan çıkmak için kapıya yöneldim.
Kapıyı sessizce açtığımda burnuma omlet kokusu gelmeye başlamıştı.Yavaş adımlarla mutfak diye düşündüğüm yere doğru ilerlerken bu sırada da birinin bir şeyler mırıldandığını duydum. Mutfağın kapısının arkasında durdum ve yavaşça içeriyi gözetledim. Şu anda kendimi tam bir dedektif gibi hissetsem de aldırmadım.Mutfakta her şey normaldi kimse de görünmüyordu ama fırının başında, beline mutfak önlüğü takmış,saçları dağılmış ve bir pijamalı Ceyhun Aladağ çıkınca gözlerim büyüdü.Ona bunun hesabını soracaktım.Buna çok pişman olacaktı.Sağ tarafımda ki melek hemen onun beni düşündüğü için getirdiğini söylüyordu.
Sahi neden beni buraya getirmişti?
"Sherlock Holmes'e benzeme gibi bir amacın mı var? Yani varsa elinde bir büyüteç bir de pipon7 eksik. " aniden konuşunca korkudan yerimde zıplamıştım.Yavaş adımlarla mutfağa girdim,boş bir duvara yaslandım ve hesap soranlar gibi kollarımı birleştirip şüpheci gözlerle onu süzdüm.O da ellerini havaya kaldırdı. Şu halini ne kadar komik olsa da dişlerimi sıktım.
"Neden buradayım?"sırayla aklıma takılan bütün soruları sormayı planlıyordum.Cevap vermedi ve fırının olduğu yere döndü.Bana cevap vermeyişini hatta bana arkasını dönüşünü bir kenara bıraktım ve mutfak tezgahına doğru yürüdüm ve belimi oraya yasladım. Aşçılar gibi omlet çevirmeye çalıştı, biraz acemi olsa da başarabilmişti.
"Çünkü canım öyle istedi."
"Siz her canınız istediğin-.. "bağırmaya başlamışken sözümü böldü ve sakin bir şekilde konuşmaya başladı;
"İşe geç kalmak istemiyorum."dedi ve yemek masasındaki tabaklara omletleri koydu.Yemek masasına oturdu ve ben yokmuşum gibi kahvaltısını etmeye başladı.Şaşkınlıkla ona bakarken ağzına büyük bir lokma attı ve bana bakarak çiğnemeye başladı.Şimdilik bir şey demedim ve yavaşça diğer sandalyeye oturdum.Buna onu pişman ettirecektim ama şimdi biraz açtım.Tamam açlıktan midemi hissetmiyorum ve omlet harika görünüyordu.Küçük bir parça kestim ve ağzıma götürdüğüm de o da gülümsemişti.Sessizce kahvaltımızı yaptıktan sonra ben dün kaldığım odadan ayakkabılarımı aldım ve çıkışa doğru ilerlerken Ceyhun da odasından çıktı. Lacivert bir takım giymişti ve şu anda kravatını yapmaya çalışıyordu.Benim olduğum tarafa doğru gelirken konuşmaya başladı:
"Nereye? "sesi telaşlı gibiydi ve halen kravatını yapmaya çalışıyordu.Bunu düşünmek bile istemezdim ama şu anda çok değişik görünüyordu.Yani.Gözlerimi yere indirdim ve konuşmaya başladım;
"Eve gitmem gerek."ellerimle oynamaya başladığımda o da kravatını büyük bir uğraştan sonra yapabilmişti.
"Tamam ben seni bırakırım. "itiraz etmemi bile beklemeden kapıyı açtı ve merdivenlerden inmeye başladı.Arkasından bakmanın bir şeye yaramadığını anladığımda kapıyı kapattım ve hızlıca merdivenlerden indim.
Aşağıya indiğimde o çoktan arabasına kurulmuş, beni bekliyordu. Hızlı adımlarla arabaya atladım ve emniyet kemerimi taktım.Ceyhun da arabayı çalıştırdı ve hızlıca benim evime doğru sürdü.Bir anda dün çantamı iş yerinde bıraktığım aklıma gelince telaşla saçlarımı karıştırdım.Dün ne ara bu arabaya binip onun evine gittiğimi hatırlamasam da kendime kızmaya başladım.İçimdeki iç savaşı onun sakin sesi böldü;
"Bir sorun mu var?
"Dün çantamı şirkette bırakmışım. "ellerimi ovuşturmaya başlamıştım.O da küçük bir gülümsemenin ardından konuştu;
"Tahmin etmiştim.Arkana bak."
Arkama baktığımda telefonumu ve çantamı görünce rahatladım ve elimi kalbimin üzerine koydum.Telefonu ve çantamı aldım ve kucağıma koydum.Telefonu aldım baktığımda ise sekiz cevapsız ve bir mesaj olduğunu gördüm. Babam bir kere, annem beş kere ve gizli numara da iki kere aramıştı.Hemen annemin numarasını tuşladım, ikinci çalışınca cevap gelmişti:
"Kızım neredesin sen? "endişelenmişti.
"Anne, dün erkenden uyumuşum. Aradığınızı duymadım."
"Kızım bu annene laf dinletilmiyor ki? İzmir bileti alıp geliyorduk.Hatay'ı ayağa kaldırdı bu annen senin ." babam annemin telefonunu almıştı ve gülerek anlatmıştı olanları.Onların bu atışmalarına gülerken hemen cevapladım;
"İyiyim babacım.Merak etmeyin. "
"Tamam kızım hadi kapatıyorum.Görüşürüz." gülümseyerek cevap verdim babamın son sözlerine;
"Görüşürüz baba. "telefonu kapattıktan sonra birinin bakışlarının ağırlığını hissettince Ceyhan'a döndüm.
Bana bakıp gülümsüyordu.
Bende küçük bir tebessüm gönderdim gülümsemesine karşılık olarak ama bir anda telefonumun zil sesini duyunca telefonumu elime aldım ve arayan kişinin numarasını göremeyince tekrardan sinirlendim.Hemen aramaya cevap verdim;
"Ne var? Ne istiyorsun? "sesim hem sinirli hem de kızgın çıkmıştı her halde bu yüzden de biraz bağırmıştım.
"Aramalarıma cevap vermek zorundasın Özde Ulaş."
"Kimsin sen ya? Bir daha beni arama." Ceyhun un bakışları bir ben bir de yol arasında mekik dokurken kaşlarının çatılmış olduğunu gördüm. Telefonu yüzüme kapattım ve nefesimi dışarı bıraktım.Bu sırada da benim oturduğum binaya gelmiştik.Araba yavaşlarken çantamı koluma taktım.
"Kimd-.. "sözünü kestim ve sakin bir şekilde konuşmaya başladım;
" Sonra konuşalım olur mu? Bıraktığın için de teşekkür ederim. "dedim bir çırpıda arabadan dışarı çıktım.Hızlı adımlarla apartmana doğru ilerlerken beni rahatsız eden gizli numaranın kim olduğunu düşünüyordum. Ama onu bulacaktım. Ne olursa olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADEM
Romanceİki yıl önce aşk adına kalbindeki bütün kapıları kapatan biri yeniden herşeyi unutup tekrardan birini sevebilecek mi? Yoksa onun geri gelmesiyle onu affedecek mi? Ya da onu hayatından çıkarıp yeniden aşık mı olacak en yakınına? Çok yakınına.