3. okul

19 3 0
                                    

~1 hafta sonra~
Eve dönmüştük. Okullar yarın başlıyordu. Bugün testlerin ırzına geçmiştim ve saat gece birdi. Yani uyumam gerekliydi. Sabah için üçer dakika aralıklı 5 alarm ayarlamıştım. Bu saatlerin hepsinde duş alabilirdim, saçımı yapabilirdim, yüzümü süslerdim, kıyafetimi giyer çantamı hazırlar ve metroya giderdim.
Kendimi yatağa atıp biraz müzik dinlemiştim.
••••••••
Okulun girişindeydim. Herşey mükemmeldi. İnsanlarla sosyalleşme çabasına girmeyecektim, onlar soru sorarsa cevaplardım ve derse katılırdım. Böylece insanlara aptalca şeyler söyleyerek rezil olmazdım. 11B'yi arıyordum ve bu koskoca okulda katlarına göre a b c d e f gibi yapmış olamazlardı. 10' lar 11'ler hepsi bir katta, diğer katlar da laboratuar falan olurdu heralde. İçeriye girdiğimde okulun yasakları olmadığı varsa da kimsenin okulu iplemediği heryerden belliydi. Saçı mavi olandan tut, kazıtıp, sadece kafasının ortasında saç bırakan insanlar vardı. Burası benim evimi bile değiştirirdi. Okuduğum kitaplarda böyleydi, kızın arkadaşı oluyor, onu eve çağırıyor ve odasının güzelliğini söküp kendi tarzını yapıyolar. Yani aralarından bir tane arkadaş benim en iyi arkadaşım olabilirdi.
Okulda alışveriş merkezlerindekiler gibi, tabelalarda laboratuarın, 11. Sınıfların falan nerede olduğu yazıyordu. Kendi sınıfıma girdiğimde herkesin yerinin belli olduğu anlaşılıyordu. Masalarda bir kağıt vardı ve tüm öğrencilik bilgileriniz yazıyordu. Ben en arkanın bir önündeydim. Masalar iki kişinin kulanacağı, sandalyeler de tek kişinin kullanacağı türdendi. Yanımdaki isme baktım : Çağlar Kaya.
Aklıma ilk olarak tabiki yazın son gününde bana su şakası yaparak boğulmama neden olan Çağlar geldi. Aptal çocuk.
Çantamı ve diğer herşeyimi yerleştirip bir tane defter çıkardım. Tahtada sekiz ders boyu girecek hocaların adı vardı. Hepsini defterime not ettim.
Sınıfa telefonla konuşarak giren kişiyi görünce hem telefonun da yasak olmadığını anladım, hem de Çağlar'ın yanımda oturacağını anladım. Akciğerlerime sular dolar gibi oldu ve o an boğuluyordum. Hemen kalkıp lavaboya gittim.
Hadi ama, soktuğumun okulunda lavabo neredeydi ?
"Pardon hanımefendi, lavabo nerede?" diye sorduğum kadın koridorun sonunu gösterince koşarak oraya gittim.
Bir kabine girince klozet kapağını kapadım ve üzerine oturdum. Aptalca bir durum için heyecanlanmıştım. Onunla bir daha konuşmak istemiyordum. Ayağa kalktım, kabinden çıktım, taranmış mükemmel saçlarımı açtım ve dudağıma rengi çok da koyu olmayan ama güzel duran lip balmı sürdüm. Çilekli.
Cebimden eyelinerimi çıkarıp güzelce çektim. Eyelineri tekrar koyup sınıfıma döndüm. İçeri girip yerime geçtim. Önümdeki kız bana döndü;
"Selam yedek kalemin falan varsa versene"
"Tamam" dedim. Çantamın ufak cebinden bir kalem çıkarıp kıza verdim.
Kız da sanırım benim gibi zorunda kalmadıkça iletişim kurup sosyalleşme çabalarına girmiyordu.
Belki ilerde iyi anlaşabilirdik.
Sağıma döndüğümde Çağların da tam o sırada bana döndüğünü fark ettim.
"Selam" dedi. Ben ona küsmüştüm. Sıcak davranarak selam diyemezdim. Hı hı desem çok mu kaba olurdum ?
"Selam" dedim ama sesim ölü gibi çıkmıştı. O sırada ilk hoca girmişti.
Kimse ayağa kalkma zahmetine girmeyince bir santimcik kalktığım yere geri oturdum.
"Ben hocanız Nazlı. Dersimiz Matematik. Geçen sene yoktum. Aranızda da geçen sene olmayanlar var. Çağlar Kaya ve Arça Gülşen'e selam verin çocuklar. Ardından herkesle teker teker tanışacağım"

"Ben Nuri. Türkçe öğretmeniyim"

Ben Oya. Resim öğretmeniyim.

Ben sabahattin. Fen öğretmeniyim. Ağaç yaş iken eğilir.

Ben gülşen. Sosyal dersindeyim.

Ben Ekrem. Müzik öğretmeniyim.

Ben Ahmet. Beden eğitimi öğretmeniyim.

Ben Hüsnü. Biyoloji dersine gireceğim.
Hocalar teker teker derslere girip kendilerini tanıtmıştı.
Metroya doğru yürüdüm. Cebeci tarafına giden metroya bindim. İlk bulduğum boş yere oturdum. Ölmeyi unutanlar derneğinde gibi hissediyordum. Etrafa bakındım. Kapının önünde duran kahve rengi gözleri ve kahverengi saçları olan bir çocuğu incelemeye başladım. Modayla pek ilgilenmez gibiydi. Lacivert yakalı tişört altına cool boy erkeklerin giydiği siyah pantolonlardan giymişti. Saçlarını rampa yapmıştı ve mavi kulaklıklarını takmıştı. Yol boyunca çocukla dört defa göz göze geldim ve cebeciye geldiğimizde utançtan ölecektim. Çünkü onu incelediğimi anlamış gibiydi. Eve doğru yürüdüm ve giderken pastaneden ekler aldım. Eve gidince okul taktiğime devam ederek kimseyle sosyalleşmedim ve tamamen test çözdüm. Sabahattin hocayı gözüme kestirmiştim. Okul avım oydu.

Yankılanan SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin