Bölüm-10

23.3K 805 23
                                    

Kapak konusunda yetenekli arkadaşlar maharetlerini BİRİNA DILEMIN içinde gösterirler umarım :)

Yanlışlar olabilir mazur görmeniz dileğiyle.

****

Botan Ağa yüzünde çapkın bir ifadeyle odadan çıkarken ardın da kıpkırmızı bir Narin bırakmıştı. Narin suratına kadar çektiği çarşafı önce yavaşça indirdi. Tek gözünü kırpıp odada avcı misali gözlerini gezdirip kocasının çıktığından emin olunca derin bir nefes verdi. Avuçları arasında sımsıkı kavradığı çarşafı iki dudağının arasından süzülen sıkıntılı nefesle üzerinden itmiş yatakta oturur pozisyona geçmişti. Çarşafı ayaklarıyla tekmelerken homurdanmaktan geri durmuyordu.

"Bir günü bir gününü tutmuyor adamın!"

Hızlı bir şekilde duşunu alıp üzerini değiştirmiş, odayı şöyle bir elden geçirmiş kendini iki avucunu makyaj masasına dayamış aynaya bakarken bulmuştu.

"Evet Narin! Az önce imam nikahlı kocanla aşna fişna yaparken hiç pişman degildin?"

Iki kaşını çatmış kendi kendini azarlıyordu. Kendisinden beklemediği davranışlar sergiliyordu ve bu duruma dur demezse daha çok pişmanlıklar yaşayacaktı. Hoş asıl pişmanlığı Rojin'le göz göze geldiği vakit kanının son damlasına kadar hissedicekti. Ondan ne şüphe!

Aynadaki aksiyle dedişmeye devam ederken büzmüş dudaklarıyla ıslık tutturmuş Bulut, paldır küldür odaya dalmıştı. Narin sanki arkadaşı en başından beri odadaymış da kocasıyla yaşadıklarından haberdarmışcasına vücudun daki tüm kanın suratına toplandığını hissetmişti.

Bulut aynadan kendiyle göz göze gelen arkadaşının pancar suratını fark etmiş üstüne kendinden gözlerini kaçırmasını da yakalamıştı. Tek kaşını kaldırmış işveli bir şekilde arkadaşını süzüyordu.

Duruşunu bozmamış olan Narin'in ağzından nasıl laf alacağını çok iyi bilen Bulut işaret parmaklarını harekete geçirmiş genç kadının böbreklerini delercesine işkencesine başlamıştı. Genç kadın yediği uyarıcı darbelerle ordan oraya kıvranırken ağzında zor muhafaza ettiği çığlıklarıyla savaşıyordu.

Bulut kıvama gelmiş arkadaşının bileğini kavradığı gibi etrafında şöyle bir dolandırdıktan sonra boğazını sesli bir şekilde temizlemiş arkadaşına sivri dilini konuşturmustu.

"Ay dur bakayım bi sana!"

Dilini ağzında gelişi güzel şaklatan Bulut arkadaşının çenesini kavramış bir sağa bir sola kafasını çevirmiş garibim Narin o süre zarfında açık vermemek için nefesini tutmakla epey uğraşmıştı.

"Kız senin yüzüne renk gelmiş bir gecede ! Hayrola inşallah? "

Boğazından aşağı doğru akmakta olan sıvı gelen imayla olduğu yerde durmuş her saniye ateş saçan kulaklarıyla birlikte daha da büyümüştü. Sertçe yutkunan Narin iki elini yüzüyle hizalamış hızlı hızlı oraya buraya sallarken yelpaze niyetine kullanıyordu. Köşeye sıkıştım kahkahasıyım diye haykıran yapmacık ve bir o kadar sesli kahkaha Narin'nin dudaklarının arasından Bulut'a süzülmüştü .

"Havalar diyorum şerinamın! Onların etkisi...olsa gerek."

Narin'in yapmacık kahkahasının tamamen gerçek ve içten hali Bulut'dan yükselmiş , Bulut lafını esirgemeden on ikiden isabet ettirmişti.

"Botan Ağa topraklarının havaları diyorsun...Ihm anlıyorum !"

Iki dudağını içine çekmiş sesli bir şekilde yutkunurken hızlı hızlı kapıya yürümüş o atmosferden ne kadar çabuk kurtulursa o kadar iyi olacağı kanısına varmıştı Narin. Abuk sabuk kaş göz hareketleriyle ne kadar komik olduğundan bihaber Bulut 'a dışarı çıkmasını işaret ediyordu. Ah tabi Bulut arkadaşının bu haline kahkahayı basmadan duramamış üstelik uzun bir süre bu kozu kullanmayı da aklının bir köşesine yazmıştı.

Merdivenlerden inerken yanında ki arkadaşına/görümcesine bir dirsek geçirmiş çekingen bir şekilde aklındakileri diline dökmüştü Narin.

"Çok mu...belli oluyor?

Bir kahkaha daha patlatan Bulut arkadaşını abartılı bir baş hareketiyle onaylamıştı.

Alt dudağını dişleri arasına alan Narin farkında olmadan kocasının uyarısını hatırlamış hızlı bir şekilde dudaklarını büzmüştü. Deli gibi başını oraya buraya sallarken yaşananları aklından atıp Rojin'in yüzüne nasıl bakacağına odaklanmaya girişmişti.

Doğruyu söylemek gerekirse iki kadının hali de ne kadar gülüp eğlenseler de hal değildi. Birisinin yüreğinde ki korku büyüdükçe büyüyor kocasının ilgisini tamamen yok olmasından ödü kopuyor bu korku onu iyice sulu göz yapıyordu. Bir diğer kadın ise kocasıyla yaşadıklarının ne hissettirdiklerini kavrayamadan göğüs kafesine sığmayacak yoğun pişmanlık dalgalarıyla sarsılıyordu. Ve bu kadın biliyordu ki hiç bir zaman hayallerinde ki gibi karı - koca hayatı olmayacaktı. Rojin için kendini geri çekmeye hala kararlıydı!

****

Avluda ki halı yastıklara oturmuş iki kadın çaylarını yudumlarken evin gençleri mutfakta yemek hazırlıklarına koyulmuşlardı.

Senelerini bu konağa adamış Zerda xanım, canını yoldaş ettiği kadınla herzaman ki gibi koyu bir sohbete gömülmüştü. Avjin xanım gözlerini bir noktaya dikmiş içli bir şekilde soluğunu vermişti.

"Toprak değil mi?"

Bu içli daralışın sebebeni anlamak Zerda hanım için hiç de zor olmamıştı. Elinde büyümüş çenesi düşük kızını oda özlemişti. Senelerdir bu konakta gönüllü hizmet veren kadın yuvasını kuramamış haliyle çocuk sahibi olamamıştı. Evlat özlemini evin çocuklarıyla bir şekilde gidermisti.

Yüzüne yerleşen buruk bir gülümsemeyle Toprak'ın laflarını dile getirdi Zerda xanım.

"Habire yiyip için siz , yakında merdivenlerden yuvarlanarak ineceksiniz tombul sultan! " gülümsemesi kahkahaya dönüşen kadın "deli kız " diyerek eklemeyi de ihmal etmemişti. Avjin xanımda aynı özlem dolu kahkahasıyla eşlik etmiş onaylamakta geç kalmamıştı.

"Herşeye bir laf bulurdu. Daha şuncacıkken..." elini kaldırmış işaret parmağı ve bas parmağıyla ölçüsünü belirterek devam etmişti " Ben konuşurken karnımda tekmeler yağdırır lafa atlardı!"

Iki kadın özlemle kızlarını çekiştirirken eteğini tutaraktan koşar adımlarla gelen Fatma Avjin xanıma topraktan gelen telefonu haber vermiş telefonun yanına açık bir şekilde bıraktığı ahizeye tombul kadının gidişini izlemişti.

Evlatdi bu! Atsan atılmaz satsan satılmaz. Hata da yapsa bağrına basmaktan başka çaresi yoktur bir annenin. Evladı olmadan etinden can gider aldığı nefes ciğerlerine yetmezdi!

Kızıyla telefonda uzun uzun konuşmuş aldığı haberle yüzüne yayılan gülümsemeyle telefonu kapamış balkonun taştan korkuluklarından gülücükler saçarak mutfakta ki gelinine gür sesini bir defada duyurmuştu.

Merakla mutfaktan çıkan Narin ıslak ellerini havluya kurularken kaynanasına dikkat kesilmişti.

"Demiroğulları yarın yemeğe davetliler hazırlığını yapasın bûke!"

Aile hasretiyle yüreği kavrulan Narin'in gülümsemesi kendi kendine yüzüne yayılırken içinden sevinç çığlıkları atıyordu. Kaynanasına saygıyla başını eğip onaylamış.

"Kendi ellerimle hazırlayacağım jımom! " diyerek eklemişti.

Içinden geçip giden ise kumasıyla aynı ortamda kocasının ailesine karşı davranışının nasıl olacağı, üstelik abisiyle kaçan kardeşinden sonra Botan Ağa 'nın birbirini tutmayan yüzlerınden hangisiyle karşılaşacağının merakıydı!

****

Bölümü tam şimdi yazabildim. Vakit çoktu ama kelimeler bir türlü bir araya gelmemişti kısmet bu saateymiş. Botan ve Narin didişmesi olmayan bir bölüm oldu. Üstelik Rojin de kendini göstermedi bu bölümde. Gelecek bölümde bol bol üçünden de bahsedeceğime emin olabilirsiniz! :)
Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınız bölüm yazmam konusunda çok etkili bu arada . İlginiz ve yorumlarınız için teşekkür ediyorum.

BİRİNA DILEMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin