"Ah evet, acil olduğunu söylemiştim. Benim için bu bilgisayarın şifresini kırman gerek Xingie." Karşıdaki adam gözlerini devirerek bıkkınlıkla konuştu.
"Bana bu isimle seslenmemeni söylemiştim. Özellikle burada." Beni şüpheli gözlerle süzerek devam etti, "Bana Lay de artık."
"Merak etme Baekhyun'a güvenebilirsin Xingie. Aynı bölümde çalışıyoruz. İş arkadaşım." 'Xiumin' hyung beyaz tenli çocuğun dediğini umursamamıştı bile. Nedenini bilmediğim bir histen ötürü ismimin ve kısmen iş bilgilerimin ortaya atılması beni rahatsız etmişti. Bu mekanın güvenilir olmadığına bizzat şahit olmuştum. Herkesin bir takma ismi olması da hiçbir şekilde yardımcı olmuyordu.
Ama bunu düşünmenin sırası değildi. Öğrenmem gereken bilgiler vardı. Chanyeol her ne kadar bu hikâyedeki kötü adam olmasa da, tehlikedeydi. Her şey bittiğinde ellerini kirletmeyi bile göze almıştı. Nedense bunun olmasını istemiyordum. Silah tacirleriyle iletişim halinde olması, yasadışı işler yapan bir barda takılması ve bilmediğim bir ton şeylerle uğraşması hem kendisinin hem de ailesinin, dolaylı olarak da benim başımı ağrıtırdı.
Kendi çantamın içine koyduğum laptop'ı Lay'in önüne bıraktım ve geriye çekildim. Bundan sonra sadece beklemem gerekiyordu ve beklediğim her bir saniye kalbimin hızını arttırıp bana işkence çekiyordu. Sanırım ayakta dikileli beş dakika kadar olmuştu. Sağ tarafıma baktığımda Minseok hyung'un çoktan oradaki zebra desenli koltuğa kurulmuş olduğunu gördüm. Ona baktığımı hissetmiş olmalı, bana bakıp gülümsedi.
"Sanırım anlatman gereken şeyler var. Gel dışarı çıkalım." Anlayışlı(ve biraz da ciddi) bir ses tonuyla ayağa kalkmış, bulunduğumuz yerde daha da içeri doğru ilerlemişti. Biraz ilerledikten sonra tahminimce personel çıkışı olan yerden dışarı çıktık. Kapının yanına yaslanıp ellerini cebine soktu. Bu bir çeşit 'seni dinliyorum, dökül' duruşuydu.
"Şirket Başkanını biliyorsun. Bay Byun." Hafifçe kafasını salladı. Devam ettim,
"Aslında kendisi benim babam olur." Bir süre tepkisini ölçmek için durakladım ama bir değişim göremedim. "Birkaç yıllık bir ilişkim vardı. Bir erkekle. Adı Luhan. Şirkette çalışmaya başladığım ilk günü belki hatırlıyorsundur. Başkan beni çağırmıştı. O gün bana bir takım fotoğraflar verdi. Sevgilim ve en yakın arkadaşımın fotoğraflarını." Zamanla bunu dile getirmek öncekine göre daha basit olsa da içimdeki tüm organların kara deliğe çekildiği hissini yok etmiyordu.
"O gün sadece en yakın arkadaşım ve sevgilimin ilişkisini öğrenmedi. Öğrendiğim diğer şey evleneceğim kişiydi. Bir günde sevgilimden ayrılıp nişanlımla tanışmıştım resmen. Şirketlerin yararları için olan evlilikler sadece dizilerde olur sanıyordum. Hani esas kız zengin oğlana aşıktır ama esas zengin oğlan başka bir zengin kızla evlenmek zorunda bırakılır ve daha sonra evlilikleri iptal olur vesaire... çok klişe değil mi?
Ama benim hikayemde çok büyük bir sorun var. Asla sevdiğim kişiye dönemem ve asla o diğer kişiyle evlenemem. Çünkü nasıl bir insan eski sevgilisinin abisiyle evlenir ki? Hyung nasıl yapabilirim? En başından anlaşmıştık. İkimizde evliliği kabul etmeyecektik ama lanet herif ertesi gün gelip benimle evleneceğini bana sormadan her iki aile fertlerine de sorgusuz sualsiz iletmişti." Cümlemin sonuna kadar hiddetle bağırdığımı fark etmemiştim. Minseok hyung ise gözlerini kırpmadan beni dinliyordu. İçinden bana acıdığını tahmin edebiliyordum.
"Burada olma sebebimize gelirsek. Babamın ofisinden çıktıktan sonra yalnız başıma sokaklarda dolanmaya başlamıştım. Bir şekilde kendimi bu barda bulmuştum. Burada olmamak için gayet iyi nedenlerim var. Geldiğim gün Chanyeol'ü tanımadan burada karşılaştık. Sonra polislerin burayı basacağını söyleyip bir izdiham yarattı. O gün kafama gelen bar taburesi yüzünden hayatımda ilk defa bilincimi kaybettim. Suçlu hissetmiş olmalı ki beni evine götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Love
FanficHer zaman sakin bir hayatım olmasını istemiştim. Beladan uzak, üzüntülerin yanına bile yaklaşamayacağım bir hayattı tek istediğim. Bir gün. Sadece bir gün bütün bu hayallerimi kumdan kale gibi rüzgarla savurmuştu. Acımasız dalgalar defalarca vurmuş...