Bölüm 28

34 5 0
                                    

Sabah olmuştu. İçeriye giren Chelsea'nin sesiyle uyandım.

-Leydimi sizin yerde ne işiniz var? diye sordu. Gözlerimi zar zor açtım.

-Ne yerinden bahsediyorsun?

-Şu anda yerdesiniz, dedi. Olduğum yerde doğrularak etrafıma baktım. Gerrçekten de yerdeydim.

-Benim yerde ne işim var? dedim uykulu bir şekilde. Chelsea yanıma gelip beni kaldırdı. Her yerim tutulmuştu ve bütün kemiklerim ağrıyordu. Yaklaşık yarım saat boyunca Chelsea bana masaj yapmıştı. Ardından hazırlanmaya başlamıştım. Bugün yemek odasına ilk ben gitmiştim. Pencereden dışarıyı izliyordum. Sonbahar iyice gelmişti. Artık güneş çıkmıyordu ve havalar soğumaya başlamıştı. 10 dakika sonra yağmur durdu ve gökyüzünde gökkuşağı belirdi. 15 dakika sonra da prensler gelmeye başladı. Prenslerin sayısı azaldığı için yemek masalarıda azalmıştı. Son olarak kral ve kraliçe de gelince herkes yerine oturdu ve ziyafete başladı. Kral ve kraliçe kendi aralarında konuşuyordu. Alex'e yaklaşarak:

-Alex sana bir şey soracağım.

-Ne oldu?

-Sabahtan beri annemle babam fısır fısır ne konuşuyor?

-Bende bilmiyorum Alexandra, dedi. İkimizde onlara bakıyorduk. En sonunda kral ayağa kalktı ve:

-Sevgili prensler, size bir duyurum var. 2 gün sonra Elle dergisi saraya röportaj yapmaya gelecek. Ayrıca fotoğraf çekimleri de yapılacak, dedi. Alex'e baktım.

-Elle dergisi mi? Dedim kısık sesle.

-Nedense şimdiden eğlenceli olacağını düşünüyorum, dedi. Sessiz kalmıştım.

-Röportaj kraliyet ailesi ve geriye kalan prensleri halkın daha iyi tanıması için yapılacak, dedi. Prensler kendi aralarında konuşmaya başlamıştı. Bende aklımda düşünceler kurmaya başlamıştım. Elle dergisi dönemimizin en çok beğenilen dergisiydi. Yemekten sonra odama gittim. Sarayda daha şimdiden hazırlıklar yapılmaya başlamıştı. Ayrıca prenslerin ve benim için kıyafetler de hazırlanmaya başlamıştı.
♤♤♤
Röportajın başlamasına az kalmıştı. Kral ve kraliçe uyumlu kıyafetler giymişlerdi. Prenslerde kendi krallıklarının kıyafetlerini giymisti. Röportaja ilk olarak Butterfly kraliyet ailesine mensup kişilerden başladılar ve prenslerle devam ettiler. Ardından dergiye koyabilmek için fotoğraf çekimine başlanmıştı. İlk olarak kral kraliçe abim ve benim resmim çekildi. Daha sonra 6 prensle beraber-üçü sağıma üçü soluma geçerek- bir resmimiz çekildi. Ardından her prensle dörder tane resmim çekilmişti. Kimisiyle birbirimize baktık, kimisiyle dans ederken çekildik, kimisiyle de gülerken...
Röportaj en sonunda bitmişti. Başta ben olmak üzere herkes yorgunluktan bitap düşmüştü. Bu nedenle herkes odasına çekildi. Kendimi yatağın üstüne attım. Çekimde yaşadıklarımı gözlerimin önünden geçiriyordum. Her zaman ki gibi yine düşüncelere daldığım sırada abim içeri girdi:

-Alexandra acil bir durum var, hemen kralın odasına gitmeliyiz, dedi. Tam sorgulayacakken kolumdan tutup beni kaldırdı ve:

-Soru sorma, kralın odasında öğrenirsin, dedi. Koridoru döndükten sonra kralın odasına girdik.

-Alexandra geçip otur lütfen, dedi kral.

-Neler oluyor majesteleri, sorun nedir?

-Sorun Prens Eric.

-Prens Eric mi? Ne oldu bir sorun mu var? Diye sordum. Kalbim hızlı atmaya başlamıştı.

-Fransa'ya giderken arabanın içinde hizmetkarlarla beraber ölü bulunmuş, dedi. Gözlerimi kocaman açtım.

-Ama nasıl olur? Neden ölmüş, ölüm sebebi neymiş? Yoksa veremden dolayı mı öldü?

-Sakin ol Alexandra. Araba ormanlık bir yolda bulunmuş. Sanırım yabani hayvanların saldırısına uğramışlar, dedi. Diyecek bir şey bulamıyordum. Prens Eric ölmüştü. Yanındaki insanlarda ölmüştü.

-Yapabileceğimiz bir şey var mı? Diye sordum. Kafasını olumsuz anlamda salladı.

-Majesteleri, eğer izin verirseniz Fransa'ya gitmek istiyorum.

-Gidebilirsin Alexandra, ancak yanında Alexander ve Christopher'da olacak, dedi. Başımı olumlu anlamda sallamıştım.
Eric'in ölüm haberini duyunca diğer prenslerde bizimle gelmek istediler. Engel olamayacağım için prenslerle beraber gitmeye karar verdim. Cenazeye uygun siyah kıyafetler giymiştik hepimiz. Ertesi günün sabahında yola koyulmuştuk. Yolculuk 2 gün sürecekti.
Nihayet Fransa'ya gelmiştik. Halk Eric'in ölümü için 1 hafta yas tutmaya karar vermişti. Sarayın kapısına yetistiğimizde arabalar durmuştu. Christopher kapıdaki muhafızlarla konuşuyordu. Ardından kapılar açıldı ve içeri girdik. Alex'in elini sımsıkı tutuyordum.

SIR GÜNLÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin