Daha fazla dayanamayıp Tunç'a sormaya karar verdim. " Tunç birşey sorabilir miyim canım ? " dedim. Tunç hafif bir tebessümle karşılık verdi. " Tabi ki sorabilirsin prensesim. " dedi. Umarım benimle aynı dilek tutmuştur. " Ne dilek tuttun bitanem merak ettim de.? " dedim. İçimde değişik bir telaş vardı. Endişe mi deseydim. " BİR ÖMÜR AYRILMAYALIM diye dilek tuttum prensesim. " dedi. Aman Allah 'ım gerçek olamaz. Kalp kalbe karşıdır derler ya işte bu heralde. Çok mutlu olmuştum. İki dilek feneri bizim duygularımızın aynı olduğunu kanıtlıyordu. Sanırım gerçek aşk buna deniliyordu. Dilerim ki dileklerimiz gerçek olur. Daha sonra rezervasyonumuz olduğunu söyledi. Ve yemeğe gittik. Bu çocuk çok tatlı ve romantik. Yemek yerken yanımıza Kaan ve Alara geldi. Bu nasıl bir tesadüftü böyle. " Selam gençler naber ? " dedi Kaan. " Selam canım iyilik senden naber? " dedim. Tunç'a baktım ve onların da yanımıza oturmaya ikna ettikten sonra beraber güzel bir yemek yedik. İki çift yan yana çok tatlı görünüyor olmalıydık. " Aşkım biliyor musun bugün Egemen ve Dilara sözleniyorlarmış. Aileler kendi aralarında bir yüzük takmaya karar vermiş. Bu akşam da yüzük takıyorlar. İnşallah yakın bir zamanda biz de bir yüzük takarız. " dedi Alara. Bu konuşmadan sonra Tunç bana baktı. Ve çok derin bakıyordu. Heyecanlanmıştım. " Prensesim ben sana birşey söylemeliyim. " dedi. Merak etmeye başlamıştım söyleyeceklerini. Kulağıma eğilip " Sana çok yakında öyle bir sürpriz yapacam ki sevinçten boynuma sarılacaksın. Çok az kaldı her an için hazır ol prenses. " diye fısıldadı. Ama ben meraktan ölürdüm nasıl dayanabilirim ki? Zaman da vermemişti. Şimdiden çok merak ediyordum. " Aşkım senin bu yaptığını vicdanı olan yapmaz ama bu bana haksızlık. " dedim. Alara bizi o halde gördü ve Kaan'a birşeyler söyledikten sonra " Kaan hadi biz başka masaya geçelim hem Ecemsu gil özel şeyler konuşur belki. " dedi. Kaan bize baktı ve " Tamam hayatım hadi gidelim. " dedi. Tunç araya girdi. " Nereye gençler ya oturuyoruz işte. " dedi. Sanırım bizim sessiz konuşmamız onları rahatsız etmişti. " Yoo biz özel birşey konuşmuyoruz sadece Tunç birşey söyledi. Başka bişey yok hem zaten siz yabancı değilsiniz. Sizden mi saklayacaz? Alınıyorum ama sizin özeliniz varsa ona birşey diyemem. " dedim. Tunç da bana hak verircesine kafasını salladı ve " Prenses doğru söylüyor. Hem siz yabancı değilsiniz sizden gizlimiz saklımız olmaz olamaz. Sizin konuşacaklarınız varsa gidebilirsiniz. " dedi. Kaan ve Alara birbirine baktı ve Kaan sonunda dayanamadı. " Bizim özelimiz yok aslında siz öyle fısıltı içinde konuşuyorsunuz diye rahatsız etmek istemedik. " dedi. Aman Allah'ım bizim fısıldamamıza alınmış gibilerdi. " Yok ya zaten Tunç beni meraktan öldürmek için çabalıyordu. Sizlik birşey yok yani. " dedim. Tunç bana döndü ve " Ben birşey demedim sana prenses neden o kadar merak ettin ki? " dedi. Tabi canım tabi hiçbir şey söylememişti. Sadece sana sürpriz yapacam hazır ol demişti. Bunda ne vardı ki ben abartıyor olmalıyım. Tövbe yaa. Bu çocuk beni öldürür. " Evet bitanem bana hiçbir şey söylemedin ben kendi kendimi boş yere merak içine attım değil mi ? " dedim. Kaan güldü. " Kuzen sen böyle dediğine göre ortada büyük bir olay var özel değilse söyler misiniz? Merak ettim. " dedi. Tunç araya girdi hemen. " Özel değil sadece prensese sürpriz yapacam dedim. Onun için meraklandı. " dedi. Yine abartan ben olmuştum.