Bazı anlar vardır böyle. Gerçek hayattan kopmuş, bi köşede kendi hayatını izlemekle meşgul. Yine o anlardan birindeyim. Kendimi, kendi hayatımı, geleceğimde neler olabileceğini izlemekle meşgul.
İzbe bir köşede, kolunda şırınga, gözlerimin altı morarmakla kızarmak arasında kalmış, yüzüm ve parmak uçlarım hafif mavileşmiş. Bunu bilmek pekte büyük birşey değil benim açımdan. Eroin bağımlısı bir kişinin sonunda aşırı dozdan yaşayacağı bir son. Benim de yaşayacağım bir son. Ama yine de ürküyorum bu görüntüden. Açıyorum hemen gözlerimi. Büyük salonda gezdiriyorum yeni açılmaktan buğulu buğulu. Yine koltukta uyumuşum. Aslında uyanalı saatler oldu ama gözlerim açılmayı reddetmişti. Bende karanlık hayal dünyam da karanlık hayatıma kendi vurduğum darbeleri izlemiştim. Duvarlar üstüme üstüme gelirken vücuduma da gelen ani titremeyle vücudumun, damarlarımın istediği şeye yöneliyorum. Çekmeceyi açıp küçük naylon paketteki eroine arzuyla bakıyorum. Gülüyorum bu halime. Aylar önce tiksinerek bakan benliğim şimdi arzuyla mı bakıyor. Bu kadar çabuk mu yenildim içimdeki, bu illete başlamam için yalvaran o zır deli tarafıma. Yada bu tarafı ortaya çıkaran. Herşeyin sorumlusu. Yanışımın sorumlusu, yavaş yavaş ölüşümün sorumlusu. Ama yinede herşeye rağmen ondan gidemeyişimin sorumlusu.30.08.2015/ 23:52
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki SİYAH Kelebek
Teen FictionKanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek. Renklerini kaybetmişler tek tek. Yada siyaha mı boyanmışlar aslında? "Nasıl kurtulacağım bu bataklıktan?"diye fısıldadım bilincimi kaybetmeden, zor çıkan sesimle. "Kurtulamayacaksın." dedi net bir şekilde...