17.bölüm: Yeni ev, yeni okul, yeni arkadaş

281 16 24
                                    

Uçaktan indiğimde kendimi kelimenin tam anlamıyla sersem gibi hissediyordum.

Hayatımda ilk defa uçağa bindim ve daha ilk binişte 5 saat yolculuk yapmak, benim için çok fazlaydı.

New York'a nihayet gelebilmiştim.

Etrafıma şöyle bir bakınca, bu yerin uzun zaman önce kalbime gömdüğüm hayalleri taşıdığını hatırladım.

Küçükken en büyük hayalim babamla az önce indiğim uçaktan beraber inip karanlıklar şatomuza yerleşmekti. Her doğum günümde mumlarımı üflerken aynı dilekleri diler, babamdan aynı hediyeyi ister, o zamanlar inandığım tanrıya aynı duayı ederdim.

Demek ki hayallerimiz istemeyi unuttuğumuzda gerçekleşiyormuş.

-hey opsy! Hey!

-hı? Ne?

-gelmeyi düşünmüyor musun?

Yine düşüncelerime dalmış olmalıyım. Hızla peşinden ilerledim.

Biz çıkışa varıncaya kadar hizmetkarlar bavullarımızı kucaklamışlardı bile.

-iyi de bu kadar çok hizmetkar sence de biraz şüpheli görünmüyor mu?

-*gözlerini devirdi* bir rockstar'ın kızısın sen opsy, artık alış buna.

-hey, benden 30 yaş büyük bir adamın bana gözlerini devirmesi hiç de hoş bir görüntü değil.

-ruhun yaşlanmadığı sürece yapılan her çocuksu hareket mübahtır.

-vaay, twiggy? Ne ara filozof oldun sen?

-sen uçakta horul horul horlarken kaç tane kitap bitirdim haberin var mı?

-yürü hadi yürü, oyalama beni.

Ve havalanından çıktık, dışarıda kocaman siyah bir yük arabası vardı.

-bu neden öncekinden daha büyük ki?

-çok fazla soru soruyorsun opsy, hadi atla.

Hizmetkarlar yükleri arabaya yerleştirir yerleştirmez Twiggy gazı kökledi.

Basımımutlulukla koltuğa yasladım.Tanrım! Buna bayılıyorum! Gerçekten! İçine dolan bu adrenalin ve özgürlük hissi...

-sevdin değil mi? Bunu daha çok seveceksin.

Twiggy radyonun solundaki büyük yuvarlak düğmeye bastı.

Rammstein-engel

Küçükken en sevdiğim şarkıydı.

-benim hakkımda bu kadar şeyi nasıl bilebiliyorsun?

-her hafta sonu sizdeydim Opsy, bir zahmet hatırlayayım. Sonuçta en yakın dostumun ilk ve tek kızısın.

'İlk ve tek' bu üç kelime zihnimde yankılandı.

Zaman tahmin ettiğimden de çabuk geçmisti. 15 dakikada gideceğimiz yere varmıştık.

Arabanın camından bakınca sadece siyah bir yapı görüyordum. Pencereleri kocaman dahi olsa arabanın tavanı görüş açımı kapatıyordu.

-arabadan inip de bak bir zahmet.

-sen gelmiyor musun?

-ben hizmetkarlara eşyaları nereye yerleştirmeleri gerektikler konudunda yardımcı olacağım.

-ya ücretleri?

-*yine sinir bozucu şekilde gözlerini devirdi* anlamıyorum seni opsy, gerçekten, büyükannem gibi davranıyorsun. Bağzı şeyleri oluruna bıraksan olmaz mı? Baban hizmetkarların parasını biz uçaktayken ödedi.

Manson'un Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin