Gözlerimi okulun iğrenç bir günü için açmaya çalıştım.
Açmayı başardığımda ise yataktan kalkmayı denedim.
Tam kalkacakken yatağa tekrar düştüm.Lanet olsun.Daha fazla çabalamak istemediğim için başımı yastığa geri koydum.
"Tanrım,lanet olsun bugün perşembe." diyerek sesli bir şekilde inledim.
Okulun son günü yarındı ve ödevleri yapmamıştım. Yapmayacaktım da zaten
Okula gitmememin sorun olmayacağını bildiğim için hızlıca yataktan fırladım.
Tanrım! Bugün Codie'yle maç yapacaktık.
Hızlıca TV ve konsolun yanına koştum.
TV yi açıp konsolları TV ye bağladım. Oyun bölümünden PES yazan yere tıkladım.
Lanet olsun codie beni 3-1 yeniyordu.
Codie kim mi?
Neredeyse 3 aydır tanıştığım,yüzünü bile görmediğim asosyal bir arkadaş. Sadece bilsigasayardan görüşüyorduk.onunla da zaten oyun yoluyla tanıştım.Codie yi siktir edip maça odaklandım.
PSP 'yi son 38 dakikadır tuttuğum için ellerm terlemeye başlamıştı.
Maçın bitmesine son 12 dakika vardı. Yani muhtemelen codie benden yarım saat önce oyuna başlamıştı.
Son penaltılara geldiğimizde 4-3 tü.
Eğer bu golü de atabilirsem berabere kalacaktık ve bu benim kaybetmemden bile daha iyiydi.
"Charlie!"
"Ne var!?"
"Buraya gelmen gerekiyor!"
Ve maçın sonu olduğuna dair o ses.
"Anne lanet olsun sana!"
Evet. Codie golü atmış olabilirdi ama yan villadan gelen 'gol' bağırışları da neyin neysiydi?
Daha sabahtı ve maç olması imkansızdı.
Sanırım benimle aynı maçı oynayan biri vardı.
Ama kim olabilir?
Boşver siktir et.
İç sesime ortak olup TV ye bağlı konsolları çıkarmaya gidecektim ama daha sonra kalsın diyerek Vazgeçtim.
Balkona çıkıp etrafa bakındım. gözlerim köşede duran jilete kaydı.
Daha sonrada bileklerime..
Aslında çok sık yaptığım bir şey değildi bu.
Daha çok birine sinirlendiğimde yada kendime sinirlendiğimde oluyordu.
Dolabımdan siyah bir hırka alıp buzdolabıma doğru ilerledim.Buzdolabına doğru ilerlerken hırkayı giyim.
Dolaptan kahve çıkarıp ısıttım ve tekrar balkona çıktım.
Kahveyi mermere koyduktan sonra duvara montelenmiş olan sigara kutusundan bir tane sigara aldım.
Tam çakmağı aramak için arkamı dönecektim ki karşı villamızın ikinci katında olan bir odada bana biri kağıt gösteriyordu.
Kâğıtta yazılanı okumaya çabalayarak gözlerimi kıstım.
'CS ye gir' yazıyordu. Kimdi bu? Tanımıyordum bu malı.
Bir saniye..
Bu çocuk.
O..
O..o bizim okuldaki Codie olamaz değil mi?
Yani göz renkleri,saçları,vücudu falan aynı olabilir değil mi?
Yani codie nin ikizi falan da olabilir.
Balkondan çıkıp odamda olan masamın çekmecesinden beyaz tahtamı ve kalemini alarak balkona geri çıktım.
Beni bekliyordu.
Tahtaya'sen şu bizim okuldaki codie olamazsın değil mi' yazıp havaya kaldırdım.
Dikkatle yazdığımı okuyordu.
Oda kağıdına' belki :) 'Diye yazdı ve kaldırdı.
Evet şimdi tehdit için iyi bir zaman.
tahtaya' eğer söylemessen cs' a girmem.' yazıp kaldırdım.
Evet.çok zekiyim. Biliyorum.
'Asla söylemeyeceğim.' yazdı. Sırıtarak bana bakıyordu.
'İbne -,- ' yazdım ve balkondan çıktım.
Olamazdı değil mi?
Gözleri.saçları. yüzü. Vücudü..
Belki ikizidir. Olabilir yani.
Ama pekte emin değilim.Hayır yani codie bizim karşı villamızda oturuyor olamaz değil mi?
"Tanrım!Bu imkansız" diyerek tekrar balkona çıktım.
Çakmağı burada unutmuştum.
Çakmağı aldım ve hemen üstünde yuvarlak düğmeyi iki kez baş parmağımla döndürüp sigaraya doğru sürttüm.
Karşı villadaki çocuk beni izliyordu.
Bir kağıt bulmasını bekledim.
Sigara bekleyebilirdi.Kağıda bir şey yazmıştı.
Görebilmem için ayağa kalktım.Kâğıtta' sigara mı içiyorsun?'yazıyordu.
Önce sigaradan bir nefes alarak başımı salladım.
Daha sonra da odamdan bir kağıt bulup tek elimle kağıda' hala codie olup olmayacağını söylemeyecek misin?'diye yazdım ve kaldırdım.
Gözlerini kısarak' hayır' biçiminde ağzını oynattı.
Başka bir kağıt alıp birşeyler yazdı ve kaldır dı.
'Ama bir şartla' yazıyordu kâğıtta.'Nedir?' yazdım bende.
"CS a gireceksin" yazdı.
'Bu kadar basitse neden daha önce yazmadım ki?' yazdım bende ve tek Kaşımı kaldırdım.
'O senin sorunun' yazdı ve perdeyi kapattı.
Hızla balkondan çıkıp bilgisayara oturdum. Sigaram bitmişti zaten.
Bilgisayardan CS'ı açtım.
Oyuna girdiğimde'Başla' yazan yere tıkladım.
Codie sandığım çocuk bana mesaj atmıştı.
'Hızla savaş alanına git sana orada söyleyeceğim' yazmıştı.
Sanırım codie olup olmayacağını söyleyecekti.
Koşa koşa savaş alanına yönlendirdim adamı.
Henüz adını bilmiyordum oyuncumun.
Savaş alanına gittiğimde codie sandığım ordaydı.
Mesaj bölümünde balkona çık yazıyordu.
'Oyunu durdur' yazan yere tıklayıp balkona çıktım.
Oturuyordu.
Yanından bir kağıt alıp birşeyler yazdı.
Benimde görebilmem için cama doğru tuttu.
Gözlerimi kısarak yazdığı şeyi okudum.
Ama ağzım beş karış açılmıştı.
O ise sırıtıyordu. Tanrım bu olamaz değil mi?' ben codie yim güzelim,benden kaçamayacaksın'
•Son•
CS: Counter Strike.
Pes:Bilmeyen yoktur ama bir futbol oyunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Wood
Teen Fiction"ışığı kapa, umudunu yak" - "ışıkları aç,umudu çöpe at." •|•|• Charlie; 16 yaşında,tembel,bilgisayarı hayatı olmuş,okulu sevmeyen,çikolatalı süte aşık,kızlardan nefret eden, çok az arkadaşı olan,Asosyal ve evden hiç çıkmayan bir kız. Codie; 17 yaşı...