Sabah kalktığımda burnuma nefis kokular geliyordu hemen lavaboya gidip işimi hallettim ve aşağıya inip mutfağa girdim bir adet Serkan ve cok güzel kahvalti görüyordum, hemen '' Günaydın'' deyip sofraya oturdum, sofrada kızartılmış patates ve pankek vardı ve benim en sevdiğim gibi portakal suyu. Kahvaltı boyunca benle hic konuşmadı nedense benimde hic konuşsasım gelmiyor, yani hayret ben konuşmayı seven bir insanım... . Kahvaltıdan sonra oturma bölümüne gectik, telefonumu elime aldığımda binlerce mesaj vardı hemen WhatsApp e girdim bir kaç arkadaşa geri yazdıktan sonra Serkanın tayfa gurubuna girdim.
''WhatApp''
Can: tayfo nerdesinizz looo
Rüzgar : mal mısın sen olum!
Can: hadi bugün dışarıya çıkalım tüm tayfa olarak
Selim: bencede abi ya, biraz gezelim ne bu evde otur otur.!!
Ben: slm! :)
Rüzgar: slm cnm.
Can: slm kanka :p!
Selim: slm :)
Rüzgar: Acelya bugün dışarıya gidelim mi?
Ben: bilmem? Serkan gelirse gelirim.
Serkan: ben gelmiyorum arkadaşlar işim var.
Rüzgar: olsun ya sen gel Açelya ben seni almaya gelirim!
Can: aynn kanka!!!!!
Ben: tamam ozaman, kac gibi gelirsin:)?
Rüzgar: bir saat sonra seni almaya geliriz cnm.
Hemen yukarıya çıktım üstüme sıfırkol göbeği açık tişört ve altına darpaça kot pantolon, saçımı dalgalandırdım ve hafif makyaj yapıp aşağıya inip Nike Airmaxlerimi giyidim saate baktığımda baya zaman harcamıştım. Koltuktan telefonumu almaya gittiğimde Serkanda hazırlanmış '' hadi gidelim! '' dedi kaşımı kaldırdım. Hemen kolumdan tutarak dışarıya sürükledi ve telefonumu bana verip '' Ben çocuklara dedim seni ben bırakacağımı ''
Şaşırdım neden beni bırakmak istediğini acaba arkadaşlarına mi güvenmiyor? Yoksa bana mı?
Arabaya bildiğimizde soru sormaya başladım.
''Neden sen beni bırakıyorsun? Hayır yani arkadaşlarına mı güvenmiyorsun yoksa bana mı? Yani insan nasil ta eskiden tanıştığı arladaşına güvenmesin ki? Yani... . Devamini söyleyemeden lafımı kesti.
"Ya bir sus Açelya bir sus. Bu ne çene Arkadaş bende insanım."irkildimama o sinirlimiydi yoksa Serkanda mi regl oluyordu bu sinir regl olanlarda olur.
Birden..."Ç-Çok özür dilerim!" dedi sesi boğuk bir şekilde.Neden hep özür diliyordu ama hoşumada gitmiyor değildi o an trip atasım geldi oraya varana kadar aklıma yine o kız geldi... cidden çok mu seviyordu onu ve bu beni neden ilgilendiriyordu? Of ben çok salağım.
''Noldu? Şşt tamam gerçekten çok özür dilerim kendimi kaybettim." Dediği şeye gülesim geldi. Ben ona ağlamıyoedum ki cidden ben niye ağlıyordum harbi ben malım.
Sarıldı gözlerimi kocaman açıldı. Şaşırdım ani hareketine.
"Tama söz birdaha bağırmıyacağıma. Serkan sözü."dedi şaçlarımı okşayarak. " bu arada selimlerin yanına gitmiyoruz tamamı."diye sorduğunda sadece onaylarcasına kafamı salladım, neden onayladığımı bilmiyorum ama icimden öyle geldi.Sahile geldiğimizde bir banka oturduk sonra bir iç çekti ve bana doğru döndü
''Ben gerçekten bugün için Özür diliyorum. Yani sende kabul ett çok konuşuyorsun. '' dedi gözlerimin icine bakarak.
Ben ne diyeceğimi bilemedimden yere bakmaya başladım sonra birden çenemi kendisine doğru çevirdi.
''Lütfen benimle konuşurmusun? Bak eger konuşmassan seni denize atarım!"
Ses vermedim öyle düspnceler dalmışken kendimi havada buldum, beni omuzuna attarak hızlı adımlarla ilerledi ve birden kendimi buzz gibi suyun icinde buldum. Bilerek bir dakika boyunca yüzeye Çıkamadım, allahtan öğrenmiştim suyun altında durmayı. Serkan'ın. Açelya diye bağırdığını duydum oda suya dalıp beni karnımdan tutup yüzeye çıkardı sonra ben deli gibi gülmeye başladım bana kötü kötü bakarken " bilerek mi yaptın ." dedi saçlarını eliyle geriye atarak, ben daha cok gülmeye başladım bu sefer ben geri suyun icine attı ve o hızlı adımlarla yürümeye başladı, arkasından bende ona doğru koşmaya başladım.
''Heyy, Serkan!!! Beklesene beni!!! heyyy!!! Ya kime diyorum!!! '' dedim.
O hemen şoför koltuğuna oturup sinirlenmişti yine.
''Heyy kime diyorum beni bekle!! '' diye bağırdım ama o beni beklemeden arabayı sürmeye başladı.
Arkadaşlar uzun yazamadigim icin Özür dilerim. Hic zamanim yok daha yeni geldim Türkiyeden. :* sizi seviyorum ^-^