Şuan Toprak'la olan aşırı yakınlığımdan dolayı donup kalmıştım. İkimizde sadece birbirimizin yüzüne bakıyorduk. Eren'in sesiyle kendime geldim.
"Hey siz ne yapıyorsunuz? Sevgili gibi yüzünüze nefesinizi üflüyorsunuz."
Hemen savunmaya geçtim.
"Ne sevgilisi yanlış anladın sen. Ben sadece patronun doğum günü hediyesini veriyordum."
"Wooow bu ilginç, demek nefes üfleyerek hediyesini veriyorsun. Bende istiyorum böyle bir hediye."
Gidip kafasına bir tane yapıştırdım. Canı yanınca bağırıp bahçeye çıktı. Bende arkasından güldüm. Toprak'a baktığımda bana sinirle bakıyordu. Ve bunun sebebi hediyeyi görmüş olmasıydı. Ayağa kalkıp üzerime doğru gelmeye başladı, bende korkuyla geriye doğru adım atmaya başladım bir anda birine çarptım. Arkamı döndüğümde Eren olduğunu anladım. Yüzüne piç sırıtışını yerleştirip;
"Siz bize çaktırmadan çıkmaya mı başladınız? "
Bunu söyleyip kaçmaya başladı bende peşinden, şuan ona kızmıyordum çünkü beni Toprak'ın elinden kurtarmıştı.
**************
Toprak, Eren ve ben yemeğe gelmiştik, önümde kocaman et yemeği duruyordu ve bu yemeği sadece 5 dakikada silip süpürmüştüm. Gözüm Toprak'ın tabağına kaydı ve Toprak bunu farketti.
"Seni doyurmak mümkün değil degil mi?"
Tabağından bir kaç parça et verdi bana ve bunları verirken gayet mutluydu.
"Siz birbirinize baya bağlandınız, olmaz böyle kanka, o benim Deniz'im."
Hemen ben lafa girdim.
"Ben nerden senin Deniz'in oluyor muşum? Hem bana bir daha Deniz'im deme! O ne öyle be cıvık cıvık. "
"Olmaz sen benim Deniz'imsin."
Ne desem anlamayacaktı zaten bende fazla uzatmadım.
"Hem sen söylesene sabahın köründe cafede ne yapıyordun?"
"Immm şey.."
"Ney.."
Toprak'a bakıp konuşmaya başladı.
"Annem evden kovdu beni, geceleri çok geç gidiyordum ya, sanırım aklım başıma gelsin diye. Bende bir oda bulana kadar cafede kalırım diye düşündüm."
Toprak konuşmaya başladı.
"Cafede kalamazsın bu uygun olmaz."
Birşeyi de uygun görsen şaşarım zaten.
"Bir oda bulana kadar bende kal istersen.
"Yok kanka ben almayayım. Sen annemden betersin. Yok erken kalk, yok çamaşırları katla, yok evi temiz tut.
Hem sonra benim sevgililerimi kıskanırsın. Ben artık senin dırdırlarını çekecek kadar genç değilim. "
İşte buna gülmüştüm. Toprak'ta baya bozulmuştu.
"Siktir lan nerde kalırsan kal ama cafeye de kalmak yok."
Tam Eren yalvaracakken ben araya girdim.
"Ahmet amcanın evinde boş bir oda var, ben konuşurum seni alır oraya merak etme."
Hemen masadan kalkıp bana sarıldı. Bende bu tarz şeylerden hiç hoşlanmadığım için hemen itmeye başladım. Ama inatçı illa sarılacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Prensi
HumorBabasını 14 yaşında kaybeden ve o günden sonra kendini evin reisi olarak gören bir kız çocuğu. Kızların aşık olduğu aptal bir yakışıklı. Ama o yıllardır kuzeninin eski sevgilisine aşık olan bir adam. Tek derdi sadece düzenli bir işte çalışmak, tam...