Bölüm Şarkısı : JT Hodges - My Side Of The Story
Gökyüzünden düşen her bir damla gözyaşlarımla karışarak ıslatıyordu beni. Islanmaya ihtiyacım vardı . Duygularımı kusarken üşümek iyi geliyordu. 12 sene kandırılmıştım. Çocukluğum , annem , babam, ben... Her şey yalandı. Ben bir yalandan oluşuyordum. Belki adım Mayıs bile değildi. Bir yalandan ibarettim. Küçük bir kızın etrafına bir duvar örülmüş ve gerçekleri , hayatını görmesi imkansızlaştırılmıştı. Bunca zaman aslında anne ve babam olmayan insanları sevip güvenmiştim ve en çok güvendiğim insanlar işlenebilecek en büyük günahı işlemişlerdi küçük bir kız çocuğunun hayatını yalanlarla süsleyerek. Pembe oda, pembe oyuncaklar içerisinde güzel yalanları yaşayan küçük kız pembe odasından çıkarak karanlık gerçeğe bürünmüştü.
Hatırlamıyordum. Kazadan öncesine dair anı yoktu zihnimin hiçbir köşesinde . Uyandığımda iki güzel yüzlü insanla karşılaşmıştım. Bana hafızamı kaybettiğimi kendilerinin annem ve babam olduğunu söylemişlerdi. İnanmıştım . Kim olsa inanırdı. Öyle güzel , öyle umutla bakıyorlardı ki bana inanmıştım . Ama umutlu sevgi dolu gözlerin arkasında hayatımı karartma düşünceleri olduğunu nereden bilebilirdim ? 5 yaşındaki kız çocuğu bunu nereden bilebilirdi ? Geçmişimi öğrenmem gerekiyoru. Bu yalandan kurtulmak kim olduğumu bilmek istiyordum. 6 saat önce öğrendiğim 12 senelik yalan şimdiden boğmaya başlamıştı beni .
Sabaha kadar sahildeki bankta denizi izleyerek ağlamıştım . Yaklaşık 15 dakikadır da yağmur yağıyordu . Deniz huzudu . Denizin sesi , her bir damlası huzurdu. Yağmur duvardı . Yağmurun damlaları seni sarıp saklayan duvardı. Ben kendimi nerede bulacağımı bilmiyordum. Asıl ben nerede bilmiyordum. Buna ihtiyacım vardı. Gerçek bana ihtiyacım vardı. Kimlikte anne ve babamın adı Adem ve Havva olarak geçriğine göre yetimhaneden almışlardı beni . Peki hafızamı nasıl kaybetmiştim ? Hangi yetimhanede büyümüştüm ? Başka kim biliyordu ? Bu yalanla hayatımı karartmalarına başka kim yardım etmişti ? Hatırlamam gerekiyordu. Babamın kasasındakı diğer dosyalara bakmamıştım. Orada işime yarayacak birşeyler olabilirdi. Ya da doktor, bir doktora görünebilirdim. Ama aile doktoru olmamalıydı bunu kimse bilmemeliydi . Öğrendiğimi bilmemeleri gerekiyordu. Peki ben hazır mıydım ? Ya geçmişimde yaşadıysam ? Ya şuan yaşadığım hayat benim için iyi olansa ? Ne farkederdi ? Bana yalan söylemişlerdi ! Onlara güvenemezdim. Ama yinde de Pazartesi gidecektim. Doktora Pazartesi gidecektim ama babamın kasasına bakmak için bir daha böyle şansım olmayabilirdi. Bu yüzden eve gidince bu işi halledecektim.
Telefonumu çıkartıp saate baktığımda 7 ye geldiğini gördüm . Hava da aydınlanmıştı ve ben hiç uyumamıştım. Yerimden kalkarak eve doğru yürümeye başladım. Adımlarım yalanlarla dolu eve gitmek istemezcesine geri geri gitse de ilerleyebilmeyi başarabilmiştim.
Eve geldiğimde kimsenin henüz uyanmadığını anlayarak rahatladım. Merdivenlerden yukarı çıkarak odama girdim. Kasaya bakmadan önce üzerimi değiştirsem hatta bir duş olsam iyi olacaktı. Odamdaki banyoya ilerleyerek banyoya girdim. Üzerimdekileri çıkartıp duşa kabine girdim ve sıcak suyu açtım. Su çıplak vücüdumda yayılırken soğuğu ne kadar sevsem de sıcağa kavuşmanın hoşuma gittiğini farkettim.
Uzun süren bir duştan sonra suyu kapatarak duştan çıktım . Banyodaki dolaplardan bir havlı aldım ve vücuduma sararak odaya geçtim. Dolabı açarak iç çamaşırlarımı , kırmızı kazağımı ve siyah taytımı aldım. Havluyla vücudumu kuruladıktan sonra önce iç çamaşırlarımı sonra kazağımı ve taytımı giydim. Çekmeceden kısa kırmızı bir çorap alarak ayağıma geçirdim. Çekmeceden kurutma makinesini çıkararak fişe taktım ve çalıştırdım. Yavaş yavaş saçımı kuruladıktan sonra saçlarımı taradım ve topuz yaptım. Yatağıma oturarak kendimi hazırlamaya başladım. Göreceklerime kendimi hazırlamam gerekiyordu. Zaman kaybetmemeye karar vererek odadan çıktım ve babamın odasına girerek kapıyı kilitledim. Kasaya doğru yönelerek yanına oturdum. Şifreyi girerek kasayı açtım ve dosyaları çıkarttım. Kimliğim olduğu dosyayı elime alarak sayfalara bakmaya başladım. Kimlik alma işlemleri dışında 1-2 kağıt daha vardı. Bir tanesini elime aldığımda başında 'Kandıra Yetiştirme Yurdu' yazdığını gördüm. İçimde korkuyla karışık bir heyecan oluşurken aradığım şeyi bulmuştum. Bu yetimhanede büyümüş olmalıydım . Kağıdın üzerindekilere bakmaya başladığımda koruyucu aile bilgileri gördüm . 'Ahmet Yazgı ve Nazan Yazgı ' yazıyordu. Ama yanlarında parantez içinde (merhum) yazıyordu. Soyadlarımı onlardan almış olmalıydım. Onları tanımadığım için ölümlerine üzülmemiştim ama onlardan öğrenebileceğim çok şey olabilirdi. Bunları öğrenemeyecek olmak beni üzmüştü. Cep telefonuyla kağıtların fotoğrafını çektim. Kağıtta yetimhanenin adresi yazıyordu. Oraya gidecektim. Ama henüz hazır değildim . Yine de en kısa zamanda gidecektim. Odadan çıkarak odama girdim ve biraz uyumanın iyi geleceğini düşünerek yatağıma uzandım ve gözlerimi kapattım.
***
İki çocuk çimenlerin arasında koşturuyordu.
''Yakalayacağım seni Mayıs gel buraya !'' dedi küçük çocuk. Küçük kız kahkahalar eşliğinde koşmaya devam ederken cevapladı çocuğu .
''Yakalıyamaz ki ! yakalıyamaz ki !'' . Eğleniyor gibiydiler. Küçük kız geliyor mu diye arkasına baktığında beni görmeden bana çarptı. Yerinde dengesini kaybederken düşecek gibi olduğunu anladığımda kolundan tuttum. Küçük kız önce kolundaki elime sonra bana baktı ve kolunu çekti. Meraklı gözlerle bana bakarken küçük çocuk kıza yetişmişti.
''Yakaladım seni !'' dedi sevinçle. Daha sonra beni farkederek bana döndü ve bana bakmaya başladı. İkiside meraklı gözlerle bana bakarken çok şirin gözüküyorlardı.
''Sen de kimsin ?'' dedi küçük kız .Çocuk da arkadaşını desteklercesine baktı bana.
''Ben Mayıs. Siz kimsiniz ?'' dediğimde çocuklar birbirine şaşkınlıkla bakarak ;
'' Mayıs mı ?'' dediler aynı anda . Onaylarcasına başımı salladığımda yanlarına çömeldim.
'' Evet Mayıs'' dedim tekrarlayarak. Küçük kız yanıma yaklaşarak bir elini yanağıma koydu.
''Ne kadar güzelsin ! Benim adım da Mayıs . Bende büyüyünce senin gibi mi olacağım ?'' dedi. Bana benzemek istiyor gibiydi. Böyle davranması hoşuma gitmişti . Elimi yanağımdaki elinin üzerine koydum.
''Hayır, sen çok daha güzel olacaksın. '' dedim samimiyetle . Gülümsemesi yüzünde yayılırken küçük çocuk dikkatle bizi izliyordu.
'' Bir Mayıs'tı , iki Mayıs oldu . '' dedi çocuk bıkmış gibi davranarak. Küçük kızı çok sevdiği belliydi. Küçük kız azını açarak ona söylenecekken arkadan bir kadının sesi duyuldu.
''Ne yapıyorsunuz siz orada ? Hemen gelin!'' sinirlenmiş görünüyordu. Çocuklar da öyle düşünüyor olacakki korkarak hemen kadının yanına gittiler. Bende peşlerinden gittim . Yanlarına gitmemle kadın çocukları itikleyerek içeri itti.
''Napıyorsunuz siz ? Neden ittiniz çocukları ?'' dedim sinirle. Kadın bana döndüğünde sakin görünüyordu.
'' Sana soracak değilim. '' dedi umursamazca ve arkasını dönerek içeri gitti. Ne ğeşinden gidebiliyor ne de geriye dönebiliyordum. Ayaklarımı hissetmiyorum. İçeriden ağlama ve vurma sesleri geliyordu. Ayağımı hissettiğimde ilerleyecekken belimde beni tutan iki el hissettim. Arkamı döndüğümde annemle babamı görmüştüm. Bu anı yaşamış gibiydim. Tekrar önümde döndüğümde çocukları önümde yüzleri kanlar içinde gördüm. Dudaklarından dökülen iki kelime canımı yakmıştı.
''Bizi ayırmasınlar.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYIS
Roman d'amourNeredeydi? İşte orda. Kimleydi? Benimle. Kimdi? Kim olduğunun bir önemi yok çünkü benimdi.