Bölüm -12

22.4K 901 94
                                    

BÖLÜM ŞARKISI : AWAZE BAZİDE-KEÇA KEYE (Bittikçe başa sarın)

Narin yüzüne bir kaç kez soğuk su çarptıktan sonra aynadaki yansımasına göz atmadan odasından çıktı. Bugün büyük ,bir o kadarda anlamlı bir gündü. Ailesi gelecek,kokusuna hasret kaldığı annesinin sıcaklığıyla harmanlancaktı. Dudaklarında kendini hissettiren sızlamayla parmaklarını dudaklarına bastırıp derin bir nefes çekti ciğerlerine. Rojin için her nekadar sevindiysede kocasını bugünlüğüne yanında istemişti. Dudaklarının sızlayışıysa sahiplerini şimdiden özlediğinin belirtisi olsa gerekti!

Soluğunu dışarı verirken Yaradandan kendine güç kuvvet diledi. Annesinin sözleri kulaklarında uğuldarken dalgın adımlarla merdivenleri iniyordu. Seveceksin,sevileceksin demişti annesi. Bir adamın iki karısını birden sevebilmesi mümkünmüydü? Imkan vermiyordu Narin. Hem istemez di öyle sevgi Narin. Kendi hakkını da Rojin'e verir bugün olduğu gibi yalnız olur,güne gözlerini hep yalnız açardı. Istemiyordu sevmek. Kocasının onu sevmesini istemiyordu. Biliyordu ki iki türlü de yalnız olacaktı. Gayrisi yoktu bu evliliğin. Varsın sevmesindi. Buna katlanabilirdi.

Gözlerinin buğulandığını hissediyordu Narin. Destek almak istercesine merdivenin taştan korkuluklarına sığındı. Sahi katlanabilirmiydi? Gerçekten istemiyor muydu? O değil miydi küçükken bebeklerine sarılıp hayali kocasıyla yuva kuran. O degil miydi ben sevilmek istiyorum diyen? Güzel seveni güzel sevmek istiyorum diyen?

Hangi kadın istemezdi sevilmeyi? Dudaklarını birbirine bastırdı acıyla. Bir ayağı basamağın yukarısında kalırken diğeri bir aşağısında duruyordu. Belini merdivenin ömürlük korkuluklarına dayamış kendini toparlamaya çalışıyordu. Düşünmemesi gerekiyordu böyle şeyleri. Yemin etmemişmiydi Rojin için ? Kocasının öpüşümü salmıştı bu dalgaları üzerine? Botan Ağa 'nın kokusu mu boğmuştu onu bu dalgalarda? Nediye yüreği sıkışıyordu şimdi?

"Bûke?"

Avjin xanımın varlığının farkına varamamıştı. Gözleri iri damlaların istilasına uğramış görüşünü bulanıklaştırıyordu. Elinin tersini gözlerine bastırıp derin bir soluğu ciğerlerine hapsetti.

"Bu...yur...jımom"

Catallaşmış sesi işiten Avjin xanım gelinin kolunu sıvazlamış anlayışla başını aşağı yukarı sallamıştı. Biliyordu bu acının nedenini. Oğlunun Rojin'le konaktan ayrılışından haberi vardı. Demiroğulları geleceği için gitmişti oğlu. Bir karısına destek olurken diğerine köstek olmuştu. Senelerin bilgeliğini omuzlayan kadın gelininin ellerini avuçları arasına almış kendisini toparlayana kadar odasında kalmasını söylemişti.

Bitkin adımlarla merdivenlerden gerisin geri çıkan gelininin arkasından uzun uzun bakti Avjin xanım.

"Öğreneceksin Botan Ağa. Hem öğrenecek hem öğreteceksin. Bu iki kadına yetmeyi de paylaşmayı da sen öğreteceksin. Önce öldürecek sonra dirilteceksin oğul! "

****

Rojin ayağında ki ayakkabılarını bir kenara bırakmış bir eli karnında bir eli uçuşan tülbentini tutarken, sıcaktan kavrulmuş ince toprağın üzerinde çıplak ayak yürüyordu. Dağ evine gelmişlerdi. Kocası kendini çalışma odasına kapatmıştı.

Yüzünü yalayıp geçen rüzgar içini serinletiyordu. Eteği rüzgara kafa tutarak uçuşuyor tülbenti eşlik ediyordu. Mavi harelerini kısmış önünde boylu boyunca uzanan manzaraya bakışlarını dikmişti.

Buraya kocasıyla ilk gelişiydi. Arabaya bindiği vakit nereye gideceklerini sormuş dağ evi cevabını aldığında içi kıpır kıpır olmuştu. Yaşadığı yıkıntıyı unutturan sevinciyse kocasıyla yalnız vakit geçirecek olmalarınaydı. Hayatlarında başka bir kadın olmadan başbaşa kalacaklarına sevinmişti Rojin içten içe.

BİRİNA DILEMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin