Sabah alarmın sesine uyandım ve alarmı bir çırpıda kapatıp yatağımda yavaşça doğruldum. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım ve pijamalarımı çıkartıp günlük kıyafetlerimi giydim. Saçlarımıda taradıktan sonra aşağı indim.
Annem mutfaktaydı ve sanırım bi acelesi vardi. Aman Tanrı'm bu masanın güzelliği ne böyle.
"Bu masanın güzelliğini neye borçluyuz Emma Carter"dedim masada duran ekmekten bir dilim alarak.
"Şşt Ross dokunma onlara. Bugün James ve oğlu gelicek beraber kahvalti yapicaz."
James annemin erkek arkadaşıydı ve yakında evlenmeyi düşünüyorlardı.
"Oğlu da senden iki yaş büyük. İyi anlaşacağınızdan eminim. Odana çık ve düzgün şeyler giy"
Uflayıp odama çıktım ve altıma siyah bir şort üstümede askılı kırmızı tişörtümü giydim. Hafif makyaj yaptıktan sonra aşağı indim ve kapı çaldı.
"Ben bakarım anne"dedim ve kapıyı açtım OMG!
"Naber ufaklık" diyip içeri daldı. Dur bi dakika ne? Ufaklı mı? Hadi ama çocuk gibi mi duruyorum ben. Anlaşılan bu çocukla baya uğraşıcam.
"Eldon baban nerde?"diye sordu annem. Demek adı Eldon.
"Markete gitti gelir şimdi"dedi bana doğum günümde alınan kırmızı koltuğuma oturarak. Koltuk annemden hediyeydi çok seviyordum o koltuğu ve benden başkası hayatta oturamaz o koltuğa.
Eldon'un önünde dikelip durdum gözlerimi kısarak ona baktım.
"Ne var?"
"Birincisi ben ufaklık değilim. İkincisi ne var değil efendim. Üçüncüsü o koltuğa benden başka kimse oturamaz. Hediye. Dördüncüsü..."lafımı böldü.
"Çok karizmatiksin"diye sırıttı.
"Aman ne komik. Ha. Ha. Ha. Ha. Çok kendini beğenmişsin. Şimdi kalkar mısın şurdan"diyerek bileklerinden tutup kaldırmaya çalıştım. Oha hiç kımıldamıyo bile öküz işte ne olacak.
"Bir erkeğe göre fazla ağırsın"dedim çekiştirerek. En sonunda o benim bileklerimi kavrayıp üstüne çekti.
"Birincisi ben ağır değilim güçlüyüm. Sen güçsüzsün. İkincisi benimle böyle konuşamazsın."hala üstünde duruyordum ve onun mavi gözleriyle göz göze geldim.
Ross kendini bu gözlere sakın kaptırma diyordu iç sesim.
"Çocuklar burda neler oluyor?"dedi annem.
"Adın neydi?"diye sordu fısıltıyla."Ross"dedim.
"Ross kalk üstümden"diyerek beni kanepeye fırlattı. Ne yaptığını sanıyor bu?
"Ross?"
"Ama ben böyle bişey yapmadım anne"
"Yalan söylüyor"dedi Eldon.
"Her neyse kahvaltı hazır gelin hadi"dedi ve mutfağa yöneldi. Eldon'a yöneldim.
"Neden böyle bişey yaptın?"
"Ben böyleyim alışsan iyi olur"önden yürümeye başladım. "Yoksa..."sinirle arkamı döndüm.
"Yoksa? Ne olur ne yaparsın?"
"Biliyo musun daha önce hiç bi kızdan böyle tepki almamıştım. Yürekli kızsın"
"Bende böyleyim alışsan iyi olur. Yoksa başının etini yerim"dedim ve masaya oturdum.
Kahvaltımı yapmaya başladım. Domatesimin tuzu yoktu. Tam tuzu tuttum Eldon da elimden tuttu. Tuzu çekiştirmeye başladık.
"Ver şunu"
"Hayır. Önce ben aldım."
"Ver şunu dedim sana"
"Çek elini önce ben aldım beklemesini bil lütfen"
"Hay lanet olsun al ya al"dedi ve elini çekti. Veee zafer. Tuzu serptikten sonra Eldon'a uzattım. O bana kötü kötü bakarken ben ona zafer sırıtışımı yapıyordum. Annemler ise bu halimize gülüyorlardı.
"Çok iyi anlaşıyorsunuz bence"dedi annem gülerek. James amcada anneme katılarak başını aşağı yukarı salladı.
"Sanmam"dedim gülerek.
"Aynen bende sanmam bu şımarık kızla başa çıkılmaz"dedi fısıldayarak. Bacağına tekme attım masanın altından.
"Seni duydum"dedim kaşlarımı çatarak. Ama o beni umursamadı bile.
Kahvaltımı bitirdikten sonra yukarı odama çıkıcakken merdivenlere takılıp düştü canım azcık yanmıştı ve lanet olsun ki Eldon tam karşımda duruyordu.
"Sakın güleyim deme"dedim kaşlarımı çatarak ama ne yazık ki güldü salak! Mal! Aptal! Öküz!
"Sersem"
"Bu çok komik"dedi gülmeye devam ederek.
"Bu çok mu komikti? Ahh doğru unutmuşum gülmeyi. Senin gibi ahmaklar komik olmayan şeylere nasıl gülüyorlar anlamıyorum. Sen tam bir şizofrensin!"
"Benimle düzgün konuş"
"Aa yoksa ne yaparsın beni odaya mı kitlersin. Senden korkmuyorum!"
"Aslında iyi fikir seni ukala"dedi ve beni kucağına alıp götürdü odama. "Abim diye söylüyorum sen tam bir ahmaksın!"
"Öyle mi?"
"Öyle"dedim ve Eldon abim odamdan çıktı. Kapıya doğru yöneldim açmaya çalıştım. Deli mi bu? Kapıyı kilitlemiş salak!
Lanet olsun hepsi benim yüzümden hay dilimi eşek arısı soksun ne var da beni odaya mı kilitlersin dedim ki! Ben az önce abi mi dedim? Ne abisi be Eldon o Eldon abi değil.
"Aç kapıyı" diyerek kapıyı tekmelemeye başladım. Ilk günden yaptı yapacağını. Ne kadar uyuz birisi ayar oldum resmen.
"Hey! Aç kapıyı diyorum sana sağır mısın? Anneee!"
"Annenler dışarı çıktı kapa çeneni ve uslu bi kız ol"dedi kapının arkasından. Penceremi açtım ve kiremitlerin olduğu yere oturarak sırtımı pencereme dayadım. "Bu zamaa kadar annem bana böyle bişi yapmadı. Bu çocuk kendini ne zannediyor acaba?"diye soylendim. Ayağı kalktım ve aşağı baktım. Aslında o kadarda yüksek değildi. Atlayabilirdim sanırdım. Atlarsam çimenlerin üstüne düşücektim. Evet atlamalıyım. Gözlerimi sımsıkı kapatıp atladım ve çok yumuşak bir iniş oldu. Gözlerim hala kapalıydı.
Dur bi dakika sırtımda ve bacağımda bir el hissediyorum.
Sevgili okuyucularım;
Lütfen okuyup geçmeyin voteleyin sizi seviyorum :* ilk bolum biraz kisa ama bidahaki bolume telafi edecegim...