YAZIM HATALARI VAR İSE Kİ GÖZÜMDEN KAÇIRDIĞIM OLMUŞTUR. O YÜZDEN ÇOK ÖZÜR DİLERİM. HİKAYE HAKKINDA YORUMLARINIZI YAZARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM. NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ ÇOK MERAK EDİYORUM. KÖTÜ YORUMLAR BİLE OLABİLİR BUNA SAYGI DUYARIM. BİR DE BURDA PEK FAZLA KİTAP OKUMADIM. BU KURGU TATİLDEYKEN AKLIMA GELDİ. KESİNLİKLE BİR YERDEN GÖRMEDİM. BELKİ BENZER HİKAYELER OLABİLİR KUSURA BAKMAYIN. KESİNLİKLE OKUMAMI İSTEDİĞİNİZ KİTAP VAR İSE YORUM OLARAK DA YAZABİLİRSİNİZ. TEŞEKKÜRLER.
Burak'ın yanından ayrılıp banklardan birine oturdum. İçimde sebebsizce ağlama nedeni vardı. Boğazıma kadar doluydum ama ağlayamıyordum. En berbat hislerden biriydi. Az önce ağzımdan çıkan sözlere hâlâ inanamıyordum. Bacaklarımı kendime doğru çektim. Kafamı dizlerime gömdüm. Ve göz yaşlarıma yenik düşerek usulca akmasına izin verdim. Hıçkıra hıçkıra ağlamayı o kadar çok istiyordum ki. Fakat yeri ve zamanı değildi. Eğer ağladığımı görürseler beni güçsüz sanıcaklar. Göz yaşlarım dinene kadar kafamı kaldırmadım. Artık akmayı bıraktıklarında çaktırmadan yanaklarımı silip kafamı kaldırdım. Etrafta ki insanlara göz gezdirdim. Yoktu. Sanki herkes mutlu bi ben mutsuzmuşum gibi geldi. Burnuma pahalı parfüm kokuları kelmeye başladı. Arkamı döndüğümde pahalı parfüm kokusunun nerden geldiğine baktım. Yeni gelen müdüreden daha doğrusu Burak'ın annesinden geliyordu koku. Zaten bu yerde başka kimden gelebilirdi ki? Oturaklı bankların üzerinde tek başına oturuyordu. Bu kadın niye tek başına oturuyordu? Üzgün gözüküyordu. Biraz macera fena olmazdı. Nede olsa nerde Beste orda tehlike. Yanına gidip oturdum. Kafasını çevirip bana baktı.
"Merhaba. Ben Beste. Mutlaka duymuşsunuzdur beni. Geldiğinizden beri hiç konuşamadık. Ya da ben bi çılgınlık yapıp odanızı boylamadım. Üzgün gözüküyorsunuz. Bi derdiniz varsa anlatabilirsiniz. Dedikodu yapmam diğerleri gibi. Dürüst olmak gerekirse tehtit edebilirim."
Dedim. Ve komikmiş gibi sırıttım. Yeni müdürede bana karşılık verdi. Çok şaşırmıştım. Böyle bir şey açıkçası beklemiyordum.
"Biliyorum Bestecim. Seni burda tanımayan eminim yoktur. Adını çok duydum. Benim adımda Esra. Tanıştığıma memnun oldum. Üzgün olduğum konusuna gelirsek. Arada böyle hüzün çöker bana. Nedenini ise sen sormadan söyleyim. Sanırım önceden yaptığım büyük bir hata. Daha fazlada bir şey diyemem."
Demezsen deme ben biliyorum zaten. Şuan delice gülmek istiyordum. Adeta zafer kazanmışçasına. Nasıl bir psikolojiye sahibim. 2 dakika önce ağlıyordum şimdi gülüyorum. Gülmemi daha fazla tutamadım. Volkan gibi patladım. Müdüre bana ne oldu der gibi bakıyordu. Birden kafamı sağa çevirdiğimde gözlerim sinirli bir şekilde bakan Burak'ı gördü. Yüzümdeki gülümseme asık bir surata dönüştü. Esra müdürede bunu fark etmiş olsa ki o da kafasını çevirip Burak'a baktı. Onun suratıda birden düştü.
"Neyse Bestecim benim içeride işlerim var sonra görüşürüz." dedi ve gitti. Kafamı tekrar Burak'dan tarafa çevirdiğimde bana doğru geliyordu. Sanırım benim bu durumda yapıcak tek bir şeyim vardı. Kaçmak. Kafamı önce sağa sonra sola çevirdim. Kaçıcak bir sıçan deliği arıyordum. Gerçi kötü bir şey yapmadım. Alt tarafı tanıştım. Ne var ki bunda? Tabi Burak için eminim öyle değildi. Hemen yerimden kalktım. Var gücüm ile içeri doğru koştum.
"Beste bekle bir dakika."
Bağırmasına kulak asmadan hızlıca içeri girdim. Hemen yatakhaneye girdim. Buraya giremezdi. Besilay'a bakmak için odaya göz gezdirdim. Burda bulamayınca merak ettim. Şuan odadan dışarı çıkmam benim için tehlikeli olsada çıktım. Yemekhanede olabilirmiydi? Yok ya orda değildir. Bilgisayar odasında olabilirdi ama. Bilgisayar odasına girdiğimde saçı dağınık, sümüklü tek bir kişi vardı. Besilay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARABİBER ⏳
ChickLitYETİMHANEDE BÜYÜYEN, PASPAL BİR KIZIN HİKAYESİ. "O halde sevdiğin kıza neden açılmıyorsun?" (Durdu.Bi ara gözleri dolucak gibi oldu. Uzun sessizliğin ardıdan cevap verdi.) "Çünkü onu kaybetmekten korkuyorum."