Arkadaşlar fikrinize ihtiyacım var. Votelarınıza, yorumlarınıza. Daha fazla kişiye ulaşabilmem için sizin yardımınız gerekli o yüzden yorum yapıp votelarsanız çok çok sevinirim. Şimdiden çok teşekkür ederim :))
Yapabileceğime inanmadığım anları bir film şeridi gibi önüme serselerdi sonu hep aynı biterdi, emindim. Hayatıma müdahale etmesine izin verdiğim, kararlarımda inanamadığım şeyleri yapacak cesareti veren birçok arkadaşım vardı ve yine onlardan birine ihtiyaç duyuyordum. Kendimi Umut'tan uzak tutmam için birçok sebep vardı belki, bilemiyordum. Sorgulamak yerine kendimi ona giden tüm yollardan alıkoymak istiyordum. Ancak tek isteğim bu değildi. Aklım kılıcını kuşanmış kalbime hükmetmeye çalışıyordu. Kalbim duygularıma yön vermek yerine onları alt üst ederken diğer yandan aklımın onu hiçe saymasını alt edecek bir çözüm arıyordu.
Pencerenin camına çarpıp süzülen yağmur damlalarından birine odakladığım bakışlarım düşüncelerimden bağımsız hareket ediyordu. Yağmur damlasının yavaş yavaş süzülüşü izliyordum. Yalnızken temkinliydi. Birden bir başka yağmur damlasıyla birleşti ve süratli bir şekilde pencerinin bitimindeki çıkıntıda dağılıp kayboluverdi.
Kendim için düşünmeye zorladım aklımı. Yalnızdım. Kendi yolumda yavaş yavaş ilerliyordum. Dostum dediğim arkadaşlarım olmuştu ama kendimden bir parçaymış hissini kimse yaşatmamıştı. İşte o yüzden yalnızdım.
Ama birden, ummadığım bir anda sadece bir gülüş sanki gelip bana karışmıştı. Benle bir olmuştu. Hızımızı alamadan ilerlemenin korkusunu belki henüz hissedemiyordum ama önümüze bir engel koymadığım taktirde sert bir zemine çarpacak ve dağılıp, yok olacaktık.
Kahve fincanımdan son yudumu da içtikten sonra saatime baktım. Ders çıkışı saati yaklaşıyordu. Okulu yine ekmiş, odamda öylece yağmuru izliyordum.
İki gün okula uğramamıştım. Arkadaşlarımla aram zaten bozuk olduğundan ne arayanım vardı ne de soranım. Aslında bu kez haklıydılar. Bencilce davranıyordum. Alttan alma sırasının ben de olduğunu bildiğimden tereddüt etmeden yanlarına gitmek için hazırlanmaya başladım. Hem onlara ihtiyacım vardı. Özellikle de Sümeyye'ye.
Okula geldiğimde ders biteli 10 dakika olmuş, fakültedeki öğrencilerin çoğu dağılmıştı. Bizimkilerin her zaman toplandığı yerde olabileceklerini düşündüğümden içeriye doğru ilerledim. Ancak bizimkilerden kimsenin olmadığını farkettim. Nerede olabilecekleri hakkında birçok seçenek vardı aklımda. Bütün seçenekleri tek tek denemek yerine binanın çıkışına yönelirken rehberden Sümeyye'nin adını buldum.
"Neredesiniz?"
"-"
"Tamam ben de geliyorum."Okul dışına çıkmayıp kampüsteki kafelerden birine oturmuş olmalarına sevinmiştim, zira yağmurlu havaları sevsem de pek üşümeye niyetim yoktu.
Kafeye doğru ilerlerken karşıma köpek çıkmaması için içimden dua ediyordum. Biraz fazla korkuyordum sanırım. Ve yalnızken bir köpekle karşılaşmak aklıma hiç de iyi senaryolar getirmiyordu.
Üstümdeki tedirginliği kafeye gitmeden atamayacağımı bildiğimden adımlarımı hızlandırarak çevreme bakınmadan ilerlemeye başladım. Botlarımın su birikintilerinde çıkardığı sesleri takip ederken iki adım ötemdeki su birikintisinde bir köpek yansıması gördüm ve bakışlarımı kaldırdığımda karşımda okulumuzun hayvanseverlerince şirin olarak tanımlanan köpeklerden biriyle karşılaştım. Yanından geçip gidecek kadar cesaretim yoktu. Hiç tereddüt etmeden arkamı dönüp diğer yoldan gitmeyi düşündüm.
Düşüncelerim, hareketlerimi birkaç sanise geriden takip ediyor olmalıydı ki düşüncelerimin sonunu göremeden arkamı döndüğümde yüzüme onun kokusu çarptı. Ardından beyaz teninin soğuğa karşı koyamadığını bağıran kırmızı burnunun üstünden bakan siyahi gözlerini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKLI
Teen Fiction" 'Kendine dikkat et. Senden alacağım var.' Konuşurken üstüme yürüdüğünden geriye gitmiştim. Birden sırtımda hissettiğim bahçe duvarıyla bedeninin arasına sıkışırken kulağıma eğildi. 'Bana posta koymak sana düşmez bayan matematik.' "