"Yekta" diye bağırdığımda tek eliyle ağzımı kapattı. Ellerimi ve ayaklarımı hızlı bir şekilde hareket ettirdiğim için elini ağzımdan çekip, ellerimi ve ayaklarımı sabitlemeye çalıştı.
Bunun ardından içeride ki gürültülü kahkahaları kesecek bir şekilde tekrar bağırdım;
"Yekta!" bu sefer daha şiddetle bağırdım ve seslerini de kestiler.
Buraya gel deli adam! Lütfen buraya gel! üzerimde ki adam boynumu sert bir şekilde öpmeye ve ısırmaya başladı.
Koskoca odayı sessizliğimle boğmuştum.
Ve ardından şiddetle hıçkırarak ağlamaya başladım.Bu sefer odayı çaresizliğim boğmuştu.Üzerim de ki pislik tişörtünü çıkararak saçıma yapışması bir oldu ardından tişörtümü çekiştirmeye başladı.
Saçımı geriye itti, saçlarımı kurtarmak için iki elimi devreye sokup elini itmeye çalıştım, olmadı.
Ardından diğer elinin göğsümde olduğunu hissettim. Avucunun içine alıp hafif oynamaya başladı. Tişörtümün altından tam sokacakken..kapı açıldı.
Yekta tepkisiz bir şekilde kapıda dikildi ve sakince konuştu;
"Hadi..yeter bu kadar" dedi sessizliğini bozmayarak. Üzerimde ki pislik suratıma arsızca bakarak güldü.
Gözlerimde ki yorgunluğu iliklerime kadar hissediyordum.
Adam üzerimden kalktı ve gitti. Yekta arkasına dönüp kapımı kapattı. O an..yastığıma kafamı gömerek hıçkırarak ağlamaya başladım.Ciğerim sökülürcesine.
Ve gözlerim yorgunluğa daha fazla dayanamadı.
YAZARDAN DEVAM
Yekta, Hazan'a dersini vermişti. Arkadaşlarını yolladıktan sonra genç kızın odasına girdi.
Saçlar dağılmış..gözler nemli.Bakın bu çok berbat bir duygu.
Bu acıyla odaya sığamıyordu genç kız.
Yekta, Hazan'ın yatağının başına geldi ve oturdu.Genç kadının saçlarını yüzünden çekti.
"Aferin benim kadınıma" diye söylenmeye başladı genç adam.
"Benim kadınım, kendini işte böyle korur" dedi saçlarını düzelterek.Ve sonra arkasını dönüp gitti.
HAZANDAN DEVAM
Gözlerimi lanet güneş sayesinde açtım.Yavaşça kalkıp saçlarımı güzelce topladım. Dünden kalma kıyafetlerimi çıkartıp yeni tişört ve eşofman altı giydim.
Kapıyı açıp salona sessiz adımlarla ilerledim.Kapıyı hafif araladığımda Yekta, koltukta tişörtünü üzerine geçiriyordu.
Masanın üzerinde hala dünden kalan pislikleri vardı. bir saniye..dün?
Dün öldüm ve cehenneme girip çıktım.bunu bilmemelisiniz.
Beni fark ettiğinde arkamı dönüp banyoya girdim. İşimi halledip ellerimi yıkamak için aynaya baktığımda tek kelime edemedim şeyleri şişen gözlerim gayet açıklayıcı bir şekilde anlatıyordu.
Yüzümü iyice yıkadığımda kızarıklık gitmiş gibiydi, çok ta umurumda değil.
Mutfağa ilerledim ve su kaynattım, kahve yapmam için.
"Buraya gel" sesi ile irkilip odaya ilerledim.
Suratına boş boş baktım. Karşılıklıydı.
"Bir şeyler hazırla, karnım aç" dedi. Bir şey diyemedim. Ben hissetmiyordum artık.kendimi hissetmiyorum.
Hızla dolaba ilerleyip 2 yumurta kırdım, ardından dolapta ki kahvaltılıkları koydum.
içeriye doğru ilerledim.Masanın üzerine hafif bir şekilde koydum.Tam gidecek iken kolumdan tutup kucağına oturttu beni. Burnunu boynuma sürttü.
"Burayı öpmesine izin verdin dimi!" dediği an beni yana yatırarak üzerime çıktı."Soru sordum kadın!" dedi ağız bölgemi sert bir şekilde sıkarak. Ve ardından bıraktı.
Yine hatırlattı.. ellerimle yüzümü kapatarak tam karşısında hıçkırarak ağlamaya başladım.
Ve ardından saçlarımı okşayan el ile ellerimi yüzümden çekip baktım.
Saçlarımın katili beraat etmek istiyordu.
Ve ardından üzerimden kalkıp kahvaltısını yapmaya başladı.
"İçecek niye yok?!" diye gürledi birden.
"Dolapta kalmamış!" diye bağırdım bende.
"Gidip alacaksın ulan!" diye üzerime kükredi.
"Sen içeceksin, sen al!" dediğimde saçıma yapışan güçlü eller ile dişlerimi sıktım.
"Siktirme kendini ulan! Kaybol gözümün önünden!" Ben daha ne diyim? nasıl bir karakter bu? Dün gece canını ver desen verirdim, öyle yaktın canımı çocuk, şimdi söyle; senin nasıl affedebilirim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesi sonbahar
RomanceYekta,babasının genç kadınlarla evlenmesinden nefret eder, hele ki babasının annesini bu kadar çabuk unutması onu parçalıyor. Bu sefer ki evlilik bambaşka, Hazra evlendiği adamın oğlunu severken, kız kardeşinin nasıl bir işkencede olduğunu bilmiyor...