"Bradley! Tanrı aşkına nereye gidiyoruz!?"
Genç kız, Bradley'in onu uyandırmış ve kolundan çekiştiriyor olmasına çok sinirlenmişti. Çünkü genç adam hiçbir açıklama yapmamıştı.
"Kaptan ile konuşmam gerek."
"Pekala tek başına da gidebilirsin. Beni sürüklemenin amacı nedir?"
Odanın ortasında durmuş, Bradley'in elinde olan mum sayesinde genç adama bakıyordu. Yüzü çok ifadesizdi. Ne olmuştu?
Elini Bradley'in yanağına koyarak endişeyle "Bradley sorun nedir?" diye mırıldandı.
Genç adamın yüzüne değen el ile, çene kasları sertleşmişti. Mabelle'ın elini tutarak kendinden uzaklaştırdı.
"Kıymetli defterini yanına al Mabelle. Seni artık bu kamarada yalnız bırakamam. Bu yüzden, kaptanın yanına sende geliyorsun."
Mabelle'ın şaşkınlığı iyice artmıştı. Gece gece bu adamın derdi neydi?
Yastığının altından defterini aldı. Yatmadan önce yastığının altına koymuştu çünkü, artık bu kamarada güvende değillerdi.
"Bir saniye elbisemi giyeyim. Sen kapıda bekle."
Genç adam başıyla onayladı ve dışarı çıktı. Gözü, yerde duran cesede kaymıştı. Tanrı aşkına, hangi insan başka bir insanı bu hale getirebilirdi!?
Yerdeki kurumuş kanı görünce, Mabelle aklına geldi. Kız bu görüntüyle bayılabilirdi. Kapıyı tıklatarak genç kızın cevap vermesini bekledi.
"Geliyorum sabret."
"İçeriden bir şey almam gerek."
Birkaç saniye ses gelmemişti fakat sonra Mabelle'ın sesini duydu genç adam.
"Girebilirsin."
Hızla içeri girdi ve hizmetlilerin bıraktığı havlulardan birini aldı. Daha sonra Mabelle'a dönerek "Biraz bekle. Ben sana gelmeni söylediğimde dışarı çıkarsın." diyerek kapıya yöneldi.
Yerdeki kanları ne yazık ki kapatamamıştı ama, adamın karnındaki yaranın üstünü örtmüştü. Zaten karanlık olduğundan, yerdeki izlerde dikkat çekmiyordu. Tekrar kapıya yaklaştığında, kimseyi uyandırmamak için sessizce Mabelle'a seslendi.
"Gelebilirsin Mabelle."
Genç kız, adını Bradley'in ağzından duyunca heyecanla dışarı çıktı. Fakat Bradley bu gece gerçekten çok tuhaf davranıyordu. Gerek yüz ifadesi, gerek hareketleri ile.
Fısıltıyla sordu genç adama.
"Neler oluyor Bradley? Neden Bay Carson'ın yanına gittiğimizi söylemeyecek misin?"
Genç adam, Mabelle'ı telaşlandırmadan olayı anlatmaya çalıştı.
"Öncelikle sakin olmanı istiyorum Mabelle."
Kız başıyla onaylayınca devam etti.
"Dün kamaramıza giren adam.."
Merakla gözlerini açmış ve Bradley'e bakıyordu.
"Yoksa kaçmış mı!?"
Bradley eliyle ensesini ovalayarak cevap verdi.
"Ölmüş. Daha doğrusu birileri tarafından öldürülmüş."
Mabelle'ın şaşkınlığı artarken, gözlerini daha fazla açarak genç adama bakmaya devam etti. Öldürülmüş müydü? Kim tarafından? Nasıl?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel'im (Tamamlandı)
Ficción histórica#1 - Tarihi Kurgu #1 - Romantic Mabelle, çocukluğunda babasından dinlediği macera dolu hikayelerin gerçek olmasını istemişti her zaman. O heyecanları yaşamak, o savaşlara girmek istemişti. Cesur ve dik başlıydı. Karşısına çıkabilecek tüm sorunların...
