-1-

42 1 0
                                    

    

   Kesinlikle pazartesi gününün kendine özgü, kendinden bıktıran bir kokusu veya salgıladığı bir hormon falan olmalıydı ya da ben az önce bilimi biraz üzmüştüm. Ekim ayı kendini göstermeye başlamıştı, rüzgarlar, geceleri üşümeler, artık dolaplarda soğuk su saklamamalar , eve dondurma alınmaması gibi. Her zaman yazları favorim olmuştur, çok sıcaktır ama tatildir ve tatil bütün eziyetlerin hafiflemesi için zaten yeterince mükemmel bir neden, en azından benim için öyle. Sonbaharda sevdiğim tek şey hareketli şarkıların yerini Biraz daha hüzünlü, melodisi rahatlatıcı sakin şarkıların alması kesinlikle, yoksa okulun ilk haftalarına suç ortağı olan bu ayı sevmek mümkün değil.
   Bazı şeyler bana sevimsiz gelir ve bazen de düşüncelerim sevimsizdir ama ben normal hayatımda burada paylaştığım kasvetli düşüncelerden biraz daha farklı, daha pozitif bir kişiliğimdir. Her şeyde iyi bir yön aramaya çalışırım ki böylece hayat daha yaşanılabilir bir yer oluyor. 

    Alarmla boğuştuğum dakikaları geride bıraktıktan sonra yatarken, telefonumda vakit geçiririm bugünde öyle yapmıştım, toparlandıktan sonra kahvaltı yapmak için güzel bir gün olduğunu düşünmüş ama o an kahvaltı benim için hazırlanmış olsa yiyebilecek kadar enerjik hissedebilmiştim. Saat henüz 6(!) olduğundan hava pek aydınlık sayılmazdı, kumsalda olsam gökyüzünün buz mavisi olduğu bu saatleri bayıla bayıla geçirebilirdim ama hazırlanman gereken bir okul olunca keyfini çıkaramıyordunuz. Annem ve babam uyuyordu bende her sabah onlar uyanmasın diye parmaklarımın ucunda yürürdüm şimdide öyle yaparak banyoya geçtim. Saç düzleştiricimi fişe takıp ısınmasını beklerken aynada kendimi incelemeye başladım ortalık çok sessiz ve hava soğuktu tişörtümün dışında kalan kollarım diken diken olmuştu, sanki dışardaki rüzgar banyonun içinde esiyormuş gibi bir hisse kapıldım. Tam o sırada mutfakta muhtemelen açık olan cam yüzünden tencere tava ya da onun gibi metal bir şeyin düştüğünü duydum, bu soğuk sessizlikte çıkan ses irkilmeme neden olmuş dişlerimi sıkmamı sağlamıştı. Bir anda banyonun kapısı açıldı ve korkudan altıma yapacağımı düşündüm olduğum yer banyo olunca çok da yersiz bir şey olmazdı sanırım.
    Saçları karışmış gözlerini açamayan annemi görünce rahatladım ve bu görünüşü karşısında gülmeden edemedim sanki ben çok farklı görünüyormuşum gibi.

"Kızım biraz sessiz olmak bu kadar zor mu, biliyosun zaten geç yatıyoruz bir kez kalkınca tekrar uyumak zor geliyor"

Ona bir kucak dolusu hak veriyordum çünkü hafta sonu erken kaldırılınca tüm gün 5 karış suratla geziyor annemlerle kavga ediyordum.

"Ben yapmadım mutfağın camı açık olmalı bende irkildim tamda ne olduğunu bakmaya gidiyordum sen çıkınca daha çok korktum" dedim hala yüzümde izi kalmış gülümsemeyle. Annem cevap vermeden gülerek ve kafasını 'aaah ah' dermişçesine sallayarak çıktı bende hazırlanmaya başladım.
Saçımı sonunda halletmiş gözüme kalemimi sürdükten sonra biraz daha iyi hissetmemi sağlamıştım, banyodan çıktığımda annemin sigara kokusu burnumu doldurmuştu dediği gibi tekrar uyuyamamış olmalıydı ben uyandırmadığım halde kendimi biraz kötü hissettim.
Tamamen hazır olduğumu hissettiğimde anneme hoşçakal demek için mutfağa gittim fakat garip olan annem orada değildi, daha da garip olan burnuma dolan sigara ya da küllükten bir iz yoktu ki hatta küllük her zamanki yerinde bomboş temiz ve yeni yıkanmış olamayacak kadar kuru bir şekilde duruyordu. Biraz endişe ve birazda umursamadan annemlerin odasına girdim, ikiside uyuyordu kendimi biraz fazla suçlu hissederek annemi tekrar uyandırıp sigarayı içip içmediğini sordum, biraz paeanoyaktım ve sormasaydım içimde kalacağını hissettim kısık bir sesle; "anne sigarayı sen mi içtin"
"Ne sigarası kızım bu saatte önemli bir şey yoksa görüşürüz sonra" dedi gözlerini açmadan belki de bir hırsızdım(!) ya da bir hırsız beni zorla konuşturtuyordu(!)
Muhtemelen koku bu saatte canı sigara içmek istemiş birinin sigarasının kokusuydu ve camdan içeri girip beni kandırmıştı. Basit.
Ayakkabılarımı giyip çantamı da alınca kapıyı arkamdan kapadım. 5. Katta oturuyorduk ve güzel binamızın lambaları sensörlüydü -sabah 6'da okula giden 3. Sınıf liseli iseniz kimse sizi düşünmez- her sabah bu karanlıkta  değişik hareketler yapıyordum ama merdivende olduğunuzda ışık sönerse yukarı kata çıkıp ışığı açmak saçma olduğundan aşşağıya inip yeni bir sensör ile karşılaşana kadar karanlıkta kalıyordunuz, tamda o anlardan birindeydim ve zifiri karanlığın gözüme uyguladığı şiddetti hissedebiliyordum, sizde oluyor mu bilmiyorum ama ne zaman karanlıkla baş başa kalsam baktığım nokta sanki zifiri karanlık daha da karanlık olabilirmiş gibi gittikçe kararıyordu buda başımın dönmesine sebep oluyordu, adımlarımı hızlandırdım, gözlerimi kıstım, 15-20 merdivendi ama kendimi rapunzelin kulesinden kaçıyormuş gibi hissediyordum, yumruğumu sıktım, telefonumun ışığını kullanmayı da düşündüm ama onu çantamda ararken karanlıkla baş başa kalmak istemiyordum. Karanlıktan çıktığımda nefesimi tuttuğumu farkettim ve koca bir nefesi serbest bıraktım, soğuk bir şekilde terlemiştim ve terlerim alnımdan çeneme doğru akıyordu. Büyük ihtimalle karanlık korkum vardı ama bu önceden olan bir şey değildi, aksine çok da severdim ta ki bir şeyler canımı sıkana kadar, o konulara şu an gerçekten hiç giresim yok.
Binadan kendimi dışarı attığımda servisin geldiğini gördüm hızlı adımlarla servise bindim, Aleyna'nın yanına her zamanki yerime oturdum.
"Mısra nerede? Gelmedi mi?"
"Babasıyla gelecekmiş bugün, de; ne bu hal?"
"Ya hiç sorma gerildim biraz çok mu terli duruyorum peçete versene."

"Lal, saçından bahsediyorum tarasan fena olmazdı peçete yerine toka veriyim de topla" dedi ve sonra çantasından mini tarak ve toka çıkardı. Ciddiydi yani.
"Nasıl ya yapamamış mıyım?" çantamdan telefonumu çıkartıp ön kamerayı ayna niyetine açtım ve gördüğüme gerçekten şaşırdım. Saçımı düzleştirdiğime adım gibi emindim gözüme kalem de çekmiştim buna da oldukça emindim. Deli değilsem biliyorum ki tüm bunlar yaşanmıştı. 

"Aleyna, ben evden böyle çıkmadım"
Anlamayan gözlerle bana baktı, anlamaması normaldi ama burada şu an normal olmayan şeyler dönüyordu. Normalde dejavu gibi beynimin beni bir şekilde kandırdığını düşünür, olanları kabullenirdim ama korku filmlerinde böyle şeylere inanmayan kişiler genelde ilk ölenler oluyor ve bizde izlerken "inanmazsan böyle olur işte salak anlamıyor musun!" diyoruz şu an öyle bir kurban olmak istemiyordum ve ölesim yoktu. Çok büyütüyormuş gibi de geliyor olabilir ama endişelenmem normal. Özellikle yakınlarınızdan birini 5 ay önce kaybetmişseniz ölüm korkusu daha da fazlalaşıyordu. 
Ben, Aleyna, Mısra ve Başak görüp görebileceğiniz en iyi bağlara sahip arkadaşlarız, arkadaşlardık, fakat nerdeyse 5 ay önce, Başak öldü. İntihar etti ve kimseyle sorunu yoktu, o kadar güzel bir kızdı ki kimse böyle bir kızın intihar ettiğine inanmadı. Kendini astığı gün büyük ihtimalle kendini asmadan biraz önce bizim evde buluşalım diye hepimize mesaj attığını hatırlıyorum, kızlarla kapıdan girişimizi ve onun güzel bedeninin sallandığını, mosmor suratını hatırlıyorum çığlıklarımızı, titediğimizi.

Tüylerim tekrar diken diken olmuştu gözlerim istemeden doldu ve Aleyna ne hissettiğimi anlamış gibi sırtımı sıvazladı, sonra konuştu
"Beyninin sana bir oyunu takma bu kadar zaten Başak'tan sonra yaşadıklarımız çok normal kötü hissetme kendini."

Doğru olanın böyle olduğuna kendimi inandırdım saçımı tarayıp topladım ve Aleyna ile Mısra'ya sahip olduğum için kendimi tekrar şanslı hissettim.
Evim okula uzak bu yüzden uzun bir yol gidiyoruz bu da bana tamamen uyanmak için zaman veriyor,
Aleyna ile kulaklığımızı takıp uyumaya çalıştık, çok geçmeden Telefonumun sesi ile servis biraz hareketlendi, arayan annemdi
"İyi misin kızım? Endişeli bir şekilde sigara içtin mi dedikten sonra içim rahat etmedi tekrar uyandım, bir şeyden rahatsız mı oldun?"
"Anne saat 7 ve şimdiden 3 kez uyandın düşünme beni bir şey olduğu yok sigara kokusu gelmişti ondan sordum uyu sen"  
"Aslında ben 2 kez uyandım ama sen uyanamadın herhalde kızım" annemin kahkahaları tünelin bir ucundan geliyormuş gibi hissettim, beynim donmuştu, kusacaktım
"3 kez uyandın anne"
"1, sigarayı sorduğun zaman uyandım ve 2, şimdi"
"sabah mutfakta bir şey düştü.."

yutkundum

"hani yanıma geldin banyoya dedin ki-"
"2 kez uyandım kızım, babanla karıştırmış olmayasın?" dediğine kendi de inanmamıştı
sarardım ve gözlerim kocaman açıldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 07, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ARKANDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin