Sabah çok güzel bir güne uyandım ve saat 10 da kalktım. Aramızdaki saat farkından dolayı Emre yi arayamadım ama şuan uyuyor olduğu için mesaj atıp arayacağımı söyledim. Saat 11 e gelirken aşağı indim Sarah annemin erken çıktığını ve akşam geç geleceğini iletmesini istediğini söyledi. Kesin meşhur toplantılarına gitmiştir yine. Kahvaltımı ettim ve kıyafetlerimi giyinip çıktım. Dersim 1 de olduğu için evin yakınlarındaki bir kuaföre gittim ve saçlarıma fön çektirdim. Zaten saat 12 olmuştu. Okula gidene kadar vakit geçti ve derse tam vaktinde gittim arkalarda bir sıraya oturdum. Sınıfa şımarık okul sahibimiz girdi. Arkadaşlarıyla sohbet etmeye başladı. Anlamıyorum bu kadar tatlı bir adamdan bu çocuk nasıl meydana geldi. Demek ki annesi çekilmez bir kadındı Hazanda gidip bütün huylarını annesinden almış. Hoca derse gelince herkes yerlerine geçti Hazanda beni gördü ve sırıtarak yanıma oturdu.
"yanıma oturmak için izin aldın mı? " dedim
"hayır" dedi
"insanlar genelde oturabilir miyim diye sorarlar" dedim
"demek ki her zaman sormazlarmış" dedi.
"hayvan olduğun için" diye homurdandım ve önüme döndüm
"duyamadım" dedi duyduğu halde.
"yok bir şey" dedim bende inadıma
"olmasın zaten" dedi
"bütün ders konuşacaksan çık boşuna durma burada" dedim
"sus artık" dedi.
güldüm ve önüme döndüm. O gülüş yapmacık bir gülüştü içten değil.
Üniversite farkı olarak bir saat ders işledikten sonra içimde kalmasın diye "susunca daha çekici oluyorsun" dedim ama demez olaydım. Çekici nedir ya daha insancıl deseydim ya.
Yaslandığı sandalyesinde doğruldu bana doğru yan döndü ve "çekici oluyorum ha" dedi
Toparlamak için "En azından daha insancıl olmuştun ama tüm büyüyü bozdun" dedim.
"Az önce etkileyici dedin ama insancıl değil" dedi
Bir anlık cesaretle "Sana iltifat etmiyorum Hazan yanlış anlama" dedim ve kalktım o sırada kolumdan tuttu
"Seni bana Hazan dememen konusunda uyarmıştım" dedi
"Tamam Hazan bir daha Hazan demem" dedim ve güldüm.
kafasını duvara doğru çevirdi ve sinsice güldü tekrar bana dönüp "kaşınıyorsun ama" dedi
"kaşı o zaman" dedim cidden kaşınıyordum ama.
"Şu cesaretliyim havaları yok mu? " dedi
"Haklısın" dedim ve suratına dik dik bakarak "elini çek" dedim. Tabi ki çekmedi bende kendim çekip kurtuldum.
Sınıftan çıktım ve kafeteryada boş bir masa bulup oturdum o sırada Ant geldi
"Oturabilir miyim? " dedi
"Sonunda şu soruyu soran biri oldu" dedim Türkçe olarak
"Anlamadım" dedi
"Oturabilirsin demiştim" dedim
"Ee ne yapıyorsun" dedi
"Dersten çıktım derse gireceğim" dedim ve güldüm. "Sen? " diye ekledim
"Senin gibi" dedi.
"Meyve suyu alacağım ister misin? " dedi
"Olur" dedim. Masadan kalkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANADA'DA AŞK
Romantik"Kanada ; doğduğum şehir. Orada sadece 2-3 ay kalıp buraya gelmiştik. Babamın yanına... Şimdi tekrar gidiyoruz. Nasıl bir şehir olduğunu hatırlamadığım Kanada'ya..."