0.7

23.1K 116 3
                                    

  İşe gitmek için olabildiğince hızlandım. Her zaman ki gibi
Geç kalmıştım. Bunu umursamadan eteğimi düzelttim ve evden çıktım. Ashton birkaç saat önce işe gitmiş olmalıydı ki bunu tahmin etmek zor değildi. Her zaman geç kalan ben oluyordum.

  Uzun binanın önüne geldiğimde hızla asansöre bindim ve odama ilerledim. Üzerimdekileri atıp masaya oturdum, masada ki dosyaları karıştırarak işimi yapmaya başladım.

  Yaklaşık üç saat olmuştu. Yemek yemek için dışarı çıkacaktım. Ashton'u da çağırmak istiyordum ancak gelirmi emin değildim kısa eteğimi daha da çekerek odanın kapısını açtım. Gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum. Merana Ashton'un kucağında yarı çıplak bir şekilde oturuyordu. Arkalarının geri dönük olmasına dua ederken bir adım daha attım. Merana başını geriye eğmiş sessiz sessiz inliyordu. İnsan kapıyı kilitler değil mi?

Kapıyı sertçe çekerek odadan çıktım ve hızla iş yerini terk ettim. Lanet olası Ashton yine neyin peşindeydi? Canı cehenneme. Bir aldatılmadığım kalmıştı.!

Hızla restorant'a ilerlerken arkamdan gelen seslere kulak verdim. "Bekle sydney. Üzgünüm. Açıklayacağım. Sydney."

  Söylediği hiçbir cümleyi kabul etmiyordum. Duymamazlıktan gelerek restorant'dan içeri girdim ve en köşede bir masaya oturdum. Ashton ortalarda yoktu. Muhtemelen vaz geçmişti. Gelmeyecekti. Buna da şükrederken yemeğimi sipariş ettim ve düşüncelere daldım...

LOLLİPOP••IrwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin