ARKADAŞLAR ÖNCELİKLE MERHABA BU BÖLÜM BİRAZ GEÇ GELDİ KUSURA BAKMAYIN. ARTIK KİTABI TEK BAŞIMA YAZMIYORUM KARDEŞİM İBRAHİM LE BİRLİKTE KURGULUYORUZ. OKUNMA SAYISI BİNİ GEÇMİŞ FAKAT YORUM VE VOTE ÇOK AZ, VERİRSENİZ GÜZEL OLUR. Bölüm müziğini söylediğim yerde açarsanız güzel olur.HERKESE KEYİFLİ OKUMALAR
DEMİR ZAİM
Demir parmaklıklar arasından okula doğru bakıyordum. Kalın bir ses işitmemle kafamı kapıya çevirdim. Müdürün eliyle gel işareti yapması üzerine yanına doğru gittim. Yanına gidince ilerlemeye başladı okula doğru, bana da peşinden gelmemi söyledi.
Oda ya girdiğimiz de yerine oturdu. Bende kafamla sağı solu incelerken "İsmin neydi" dedi. Tam adımı söyleyecekken telefon çalmaya başladı. Uzanıp telefonu açtı. Sadece karşı taraf konuşmuştu. Verdiği cevaplar evet,evet,anladım oldu müdürün. Telefonu kapattıktan sonra nöbetçiyi çağırdı. Kağıda birşeyler yazıp gönderdi. Bana döndü sonra önünde ki defteri açıp " Sen egemenin kardeşisin değil mi" dedi " evet " diyerek cevapladım. "Egemen hasta olduğunu söylemişti ? " diyerek kaşlarını kaldırdı. "Yüzümden anlaşılmıyor mu ?" Dediğim de bakışları sertleşti. "Noldu" dediğinde " düştüm " dedim. " kötü düşmüşsün" diyerek yalanıma ortak oldu. "Egemen çalışkan birine benziyor" , "Ailemizin medar-ı iftaradır." Dedim. "Senin için aynı fikir de değilim sicilin pek temiz gözükmüyor" dediğinde kapı çaldı. İçeriye giren ise badeydi. Göz göze geldiğimiz an o telefonun onla alakasını çözmeye çalışıyordum.
Müdürün söylerken sesi titriyordu. " Annen ve baban bir trafik kazası geçirdi." Dediğinde bir anlığına afalladım. Badeye baktığımda gözleri kapanıyordu. Bir anda yere düştü. Müdürle birlikte başına üşüştük. Bayılmıştı yüzüne su ile masaj yaptıktan sonra gözleri açıldı. İlk dediği cümle ise " Annem ve babam nasıllar" oldu. Onu kaldırıp koltuğa oturttuk. "Durumlarını bilmiyorum birazdan polisler gelip götürecek seni " dedi müdür. O sıra kapı açıldı 2 polis girdi. Bade hemen ayağı kalkıp "hemen gidelim lütfen" dedi. Bade polisler le giderken bende arkasından çıktım. Gitmeliyim diye düşünmeye başladım. Zaten benden nefret ediyordu. Umutla da kapanmamış bir hesabımız vardı. Bugün halledilecekti. O sıra bahçe kapısına gelmiştik. Bade polislerle arabaya binerken arkasından bakıyordum. Dönüp bana doğru baktığında , bakışlarımı kaçırıp başka yöne doğru yürümeye başladım.
Tekrar oturduğum parka dönmüştüm. Yine oturduğum banka oturup son dal sigara mı ateşledim. Gerçekten çok üzülmüştüm. Sanki biliyordum badenin yaşadıklarını. Evet benim annem ve babam vardı ama sanki yok gibiydiler. Küçükken güzeldi hep aile olduğumuzu hissederdim. Ama büyüdükçe işler değişti. Benim gözümde ki o kahraman adam gitmişti.
EGEMEN ZAİM
Dersin bitmesine bir kaç dakika kalmıştı. Eşyalarımı topladıktan sonra zilin çalmasını beklemeye başladım. Badeyi de merak etmiştim nerde kalmıştı ? O sırada sümeyye bana döndü. "Nerede kaldı bu şapşal" dedi. Dudağımı eğdim bilmiyorum anlamında. O sırada zil çaldı. Sümeyye ile birlikte müdürün odasına doğru gittik. Sümeyye geldiğimizde kapıyı tıklamadan daldı içeriye, bende girdim peşinden. "Hocam bade nerede" diye sordu. " Badenin anne ve babası kaza geçirmiş" dediğinde ikimizde şok olduk. " Ne kazası ya nereye gitti peki bade" dedim. Müdürden adresi aldıktan sonra koşarak çıktık okuldan." Sen git hemen ben eve gidip haber vereceğim sonra gelicem" dedi sümeyye. "Tamam" dedim. Bahçe kapısından çıktığımda demirin ilerde ki yolda beklediğini gördüm. O beni görmemişti ona gözükmeden ana caddeye doğru koşmaya başladım.
İlerde ki taksinin boş olduğunu görünce bi ıslık öttürdüm. Taksici ıslığımı duymuş sağa doğru yanaşmıştı. Koşarak bindim taksiye. Hastanenin ismini söyledim. "Tamam kardeşim biliyorum orayı " diyerek gaza bastı. Sürekli hızlı olmasını söylüyordum. Oda tamam diyerek onaylıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEFA
Teen Fiction''Küçükken etrafında ki herşey büyük olduğu için söylediğin o cümlelerde kocamandır. ''Senin için dünyayı yakarım'' der, aslında kibrit bile çakamaz. ''Senin için canımı veririm'' der , çünkü o zamanlar ölüm bile oyundur. Eğer hala küçüksen hala büy...