Ölüyorsun kelimelerinin kulağımdaki sesi bedenimin kaskatı kesilişi. Ben ölüyordum annem ölümün bir kuşun kanadından bir tüy düşmesiyle olduğunu söylerdi. Ben ellerimi açıp o kuşa hiç tüy dökmesin diye yalvarırdım. Annemse gelip dualarimin kabul olduğunu nefes aldığın sürece göreceksin derdi. Annemin öldüğü zaman ben o kuşu aramıştım. Ve ben şuanda o kuşu arıyordum. Anıl'ın korku dolu gözleri son gördüğüm şey olmuştu.
Anıl'ın ağzından
-UĞUR!!!Ambulansın siren sesleriyle Gece'yi götürüyorduk. Sadece büyük bir şansla saniyeler içinde onu kurtarmıştım. Ambulansın çığlıkları içinde amcamın patlayışı gözümün önünden gitmiyordu. Uğur son anda amcamı inşaattan itmişti ve bende bilekliği amcama doğru fırlatmiştım. Olanların bir korku filminden farkı yoktu. Sadece Gece'yi tehlikeye atmam ona zarar verdiğimin göstergesiydi. Arabada karşıma çıkan Gece... Kafam karışık sadece... Herşey bir rüya ve gerçekten ibaretti. Hastaneye varışımızı siren seslerinin kesilmesiyle anlamışım. Ilk defa birisi için bu kadar korkuyordum. Ve bu birisi benim hayatımı degistirecek kişiydi. Ona bişey olmaması için ettiğim duanin sayısını bile unuttum. Ameliyathane ye girdiği anda bişeyler olacağını hissetmiştim. Uğur yanimda dikiliyordu ve sadece onda pişmanlık görüyordum sonradan fayda etmeyen pişmanlık. Doktorlara sorduğumuz her sorunun cevap alamamasi bizi sinirlendiriyordu. O an ilk karşılaştığımız yerin de hastane olduğunu farkettim. Ve şimdi ilk defa onu sevdiğimi farkettigim yerde burasi olmuştu. Onu seviyordum ve bundan kesinlikle emindim. Hemşirelerin telaşıyla cama yapışmıştım. O...
Gece'nin ağzından
Işık gözümü acıtıyordu. Ama zorla açtım. Gördüğüm şeyler gerçek olamazdı. Annem ve babam bana bakıyordu. Onlara doğru koştuğumda ise sadece hareketsiz kalmıştım.-Anne? Baba?
-Merhaba güzel kızım. Ne kadarda büyümüşsün güzelleşmişsin
-Aynı annen gibisin.
-Anne baba ben nerdeyim neden size dokunamıyorum öldüğümü biliyorum ama ..
-Hayır
Annemin bana bu ani tepkisi şaşırtmıştı.
-Sen ölmedin!-Nasıl yani anne? Baba?
Babam bana doğru gülümseyerek bakıyordu
-Senin daha buraya gelme vaktin gelmedi kızım. O çocuk adı neydi?
-Anıl yani Anıl, baba
-Söylerken bile gözlerin parlıyor kızım Anıl'la uzun yıllarınız olucak daha seni sevdiğimizi unutma
Annem gözlerinde yaşlarla bana gülümseyerek veda etti. Şimdi boşluktaydım, şimdi yalnızdım.
Anıl'ın ağzından
Gece yoğunbakımdan çıkmış normal odaya alınmıştı. Bu süreç içindeyse iki kere kalbi durmuştu. Onunda ailem gibi beni bırakmasını gitmesini istemiyordum. Ona sadece zarar veriyordum. Uğur ise polislerle çoktan gitmişti. Gece'nin üvey ailesi gelmişti. Yanlarında gecenin kardeşi olduğunu düşündüğüm bir çocuk duruyordu. Çocuk telaşlı ve korku halindeydi. Uzaktan onları izliyordum. Annesiyle göz göze geldiğimizde beni tanımıştı. Televizyonlardan bu yüzden bir kez daha nefret ediyordum. Annesi yanıma doğru gelirken ben ne diyeceğimi bilemeden öylece ona bakıyordum.
-Sen Anıl olmalısın
-Evet efendim ben Anılım
İçimden olmaz olaydım diye geçiriyorum. Kantine gidip ailesiyle oturmuştuk. Onlara herşeyi anlattım. Onlarda bunu beklemiyorlardı ama beni suçlamıyorlardı da. Sadece ben kendimi suçluyordum. Bana en çok dokunan Gece'nin annesinin sen Gece'ye iyi geliyorsun sözleri olmuştu. Gece'nin başından bir an olsun ayrılmıyordum. Sonunda o gün gelmişti. Gece uyanmaya hazırdı.
Gözlerimi bir an olsun ayırmıyordum. Ona zarar veriyordum. Deniz kokusu vardı teninde onun, her içime çekişimde huzur veriyordu bana.
Bir an o gün arabada beliren Gece yine yanımda belirmişti. Bana o masum gözleriyle bakıyordu. Elini omuzuma koydu. Ona doğru döndüm.- Gözlerinin altındaki mor halkalar bile güzelleğini yok edebilecek güçte değiller Gece
-Sende benim ölümüm uğruna bu kadar güçsüz kalacak kadar aciz değilsin Anıl
-Demek ki aşkın beni süründürecek kadar büyük, gücüde beni bitirecek kadar güçlü
-Seni seviyorum manyak adam
-Seni seviyorum deli kız
Yine kaybolmuştu ama bu sefer vücut bulmuştu. İçeride Gece uyanmıştı. Artık uyanıktı. Doktorlar kapıdan çıktığı gibi yanına koştum. Doktor rahattı bu haberin iyi olduğunu gösteriyordu.
-Hastanız iyi durumda ancak 1 yada 2 yıllık süreç içinde geçici olarak hafıza kaybı yaşıyacak. Her ay rutin kontrole getirirsiniz şimdi hastanızı rahatsız etmemek şartıyla görebilirsiniz geçmiş olsun.
Hafıza kaybı demek beni unutmak demekti gerçi korkunç olayları da unutmak demekti ama bu beni hiç bilmemesiydi. Onca bekleyişim ardından ilk beni içeri aldılar. Odaya girdiğimde melek gibi yatıyordu. Onu eve ilk getirdigimde yüzündeki makyajı silmiştim. Tek fark gözlerinin altı mordu uyumaktan. Kulağına fısıldar gibi konuşmaya başladım
-Uyuyan güzel uyan artık. Kalmadı bende bu güce tâkât
Sevdan beni bitirdi
Geceler oldu bana harap
Deniz kokunu huzurunu
Arar durur oldum
Gözlerinin rengini
Hasretle anar oldum
Ben gidiyorum beni affet
Kalbinden beni yolcu et
Bu savaş sana yeter
Hatırlama beni hayatına devam et
Son bir kez ona bakıp dudaklarına küçük bir buse kondurdum. Odadan çıkarken iki şey gitmişti benden..
Biri kalbimdi...
Diğeri herşeyim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON MU?
Phiêu lưuKaderin yazıldığı yerdi burası, ne olacağı ne yaşayacağından emin olduğun yer. Karanlıktı burası, son anda sevinçlerinle boğan yer. Huzurluydu burası bir anda herşeyin bittiği yer. Kaderindi burası tam aydınlık derken karanlığın ortaya çıktığı yer...