Korkmuştum. Araba da giderken kötü bir yerde duracağımızdan korkmuştum. Eski mahallemiz öyle değildi çünkü. Her çocukta bir mutluluk vardı. Oyunlar oynar, paralarımızı birleştirip abur cuburlar yerdik. En sevilen çocuk bendim orada. Keşke hep orada kalabilseydik...
Babam benzin almak için durmuştu. Ben buna dayanamazdım ve her defasında babamla giderdim. Markete her girişimizde babam ''buradan bir şey alamayız Jack'' derdi. Nedenini bilmezdim ama pahalı olduğunu düşünüyorum. Arabaya bindik. Yola koyulduk. 1-2 saat sonra annemin geldiiik!! diye bağırışlarıyla uyandım.Anneme tembihlemiştim söylemesini. Ama bunu beklemezdim. Kafamı koltuktan kaldırdığımda arabanın yanında 3 çocuk gördüm. Güzel giyimliydiler,fakat iyi tiplere benzemiyorlardı. Birinin suratında pis bir gülüş gördüm. Sanki ''Seninle iyi oyunlar oynayacağız!'' dermiş gibi.Babama ne kadar yalvardıysam yalvarayım, buradan gidemeyecektik,biliyorum.Arabadan indik ve eşyaları aldık. Eve gitmeyi sabırsızlıkla bekliyordum çünkü bu çocuklarla oynamak istemiyordum. Kırmızı t-shirt'lü bir çocuk elini omzuma attı ve:
-Yeni geldiniz galiba, dedi.Yoo yeni gelmemiştik 6 saattir burdayız ama arabayı yeni parkettik dedim.
Ama içimden. İlk günden beni kötü zannetmelerini istemem.
-Evet, dedim. Üzgün bir evet. Arkadaşlarından kopan bir evet. ''İstersen arkadaşlarınla oynayabilirsin'' dedi babam.İstemiyordum ama zorundaydım. Yanlarına gittim. Benimle hızlıca tanıştılar. Roben en komik olanlarıydı, elini omzuma atan. Ashly en süslüleriydi. Ve Clara... Çok güzeldi, bizimle futbol biler oynuyordu. Dediklerine göre Jason en havalı tip idi. Ama yanlarına pek gelmezmiş. Nedenini sorduğumda konuyu değiştirmeye çalıştı. Bende soruda pek ısrarcı olmadım ama gerçekten merak konusuydu.Gece geç saatlere kadar oyun oynadık. Zaman nasıl geçti anlayamadım. Belki yanılmışımdır ha? Ön yargıma yenik düşmüştüm. Ama çok sevmiştim onları. Böyle geçmişti bugün. Daha ne maceralar vardır kim bilir?...