. Kacey .
"Ya baba bak bunları silmek-" Baba mı dedim ben? Sıçtım sıvayamadım. Babam birden olduğu yerde sanki olabilirmiş gibi daha dikleşti. Baba dememin etkisiyle bela üçlüden şaşkınca bakışlar babamın sinirlenmesine eşlik etmişti. Zaten müdürün babam olduğunu çok az kişi bilirdi. Okulda bir kere baba dersem hayatımın içine sıçıyordu ayıptır söylemesi.
Bu arada ceza olarak tamamen boya yaptığımız bahçeyi silmemiz isteniyordu. Çıkmazsa... işte orası tartışılır.
"Yanlış mı duydum baba mı dedin?" diye tehtirkar bakışlarla gözlerimin içine bakarken bu işten cezasız kurtulamayacağımız açıkça belliydi. Disiplinli olmak ruhuna işlemişti. Okulda kötü gibi gözüken bir şey yapan nedeni bile sorgulanmadan ceza alır. Nedenini açıklamaya çalışırsan ceza arttırılır.
"Baba demedim canım ben. Ne alakası var? Değil mi Adel?" Adel gözlerini açarak acınası bir şekilde bakınca babam bu kelimenin üstünde pek durmayıp cezanın asla ve asla değiştirilmeyeceğini söyledi. Tabi Adel ve ben hariç herkes coolluğunu bozmayıp tamam demişti. Biz nerdeyse yere ayaklarına yapışacaktık babamızın.
Babamız diyorum çünkü... Adel benim üvey kardeşim. Aslında ilk başta ikimizde birbirimizden nefret ediyorduk. Babamla annem boşandıktan 1 yıl sonra babam Türkiyede çok güzel bir iş aldığını söylemişti ve cidden güzel bir işti. Türkiye de İstanbulda bulunan bir Amerikan kolejinde müdürdü şuan. Bana ilk başta istersem Amerika'da kalabileceğimi söylemişti. 2-3 yıl kalmıştım ama her tatilde Türkiyeye geliyordum. O zamanlar çok az türkçem vardı. Tatillerde biraz öğrenmiştim.Babam 3 sene geçince cidden birine aşık olduğunu söylemişti.Küçük olduğumdan neden boşandıklarını anlamamıştım. Geçen senelerde annemin babamı aldattığını öğrenip annemle konuşmayı bırakmıştım. Benim bir annem vardı o da babamın aşık olduğu kadın...
Aşık olduğu kadın Türk'dü ve babam Türkiye'de bir aile kurucaktı. İşi Türkiyede olduğu için fazla Amerika'ya gelemiyordu. Bir aile kuracaksa ben olmadan olmayacağını söyleyip bendende izin alıp beni Türkiye'ye getirmişti.
Adel'in babası çok ama çok küçükken ölmüş. O yüzden evlendiklerinde babama daha çok sevgiyle bakmıştı. Ama ben ona yapılmaması gereken şeyler yapmış ve birbirimizi düşman etmiştim. Ama yaparken eğlenceliydi.
O da bana karşılık verince inat etmiştim tabi ki. Bu böyle devam ederken okulda Adel'e çok kötü bir şaka yapılmıştı. Söylemesede hala korkusunu yaşıyor. O gün onu korumaya çalışmış ve boşuna kavga ettiğimizi anlamıştım. O benim kardeşimden de öteydi. Bu olaydan sonra hep yanımda olmuş herşeyimizi birbirimize anlatmaya başlamıştık. Onun kalbimdeki yerini tarif dahi edemem.Benim hikayem değişik bir hikayeydi. Türkiyede herkes ingilizce öğrenemeye çalışırken Türkçe kursuna gitmiştim. Hala bile biraz aksanım vardı.
Adel babamın disiplinli olmasi sayesinde ingilizce kursuna gitmişti bende türkçe. Eve gelince birbirimize ders vermemiz zorunluydu. Bir günün yarısı sadece türkçe yarısı sadece ingilizce konuşuyorduk.
Bu sayede bir buçuk yılda ikimizde su gibi konuşmayı öğrenmiştik. Benim hala biraz aksanım vardı. O da dilimimin dönmemesinden kaynaklıydı.
Yinede iyi ilerleme kaydetmiştim. Daha 3 sene 5 aydan beri burdayım.
Babam bize sert bir bakış atınca dikleşip diğerlerinin çıktığı kapıdan umutsuz bakışlar eşliğinde çıktık Adel ile.
Bahçeye geldiğimizde bütün bahçenin içine sıçıldığını gördüm. Buraya bir unicorn sıçmış bunun başka bir açıklaması olamaz yani. Rengarenk boyalar bütün yerlerde kurumuş ve bize nah temizlersiniz bakışları atıp kötü gülüşü yapıyorlardı adeta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Gözyaşları
ActionKacey. Belki de doğduğu andan itibaren karanlık O'ydu. Belki de sadece karanlık olmak zorunda kaldı. Karanlık. Karanlıktan korkar mısın? Bir çok kişi korkar. Peki ya neden? Ne olduğunu bilmediğin için mi? Ben karanlıktan korkmam. Çünkü Karanlık yal...