Sabahın ilk ışıklarıyla güne uyandım. Güzel bir duşun ardından kahve yapıp balkona geçtim. Hafif bir rüzgar esiyordu karşıdan.
Telefonumdan, internette sabah haberlerine göz atıyordum. Kahvemin son yudumlarına geldiğimde kendi kendime;
"Dışarı çıkıp gezeyim, zaten görevden de alındım." dedim ve elimdeki kahve bardağını mutfak tezgâhının üzerine koyup ayakkabımı giydim. Kahverengi çelik kapıyı kilitleyip, uyuşuk bir şekilde merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Tam o sırada apartmanın krem rengindeki kapısını açarken, arabanın anahtarını evde unuttuğum aklıma geldi.Tekrar merdivenlerden 4. kata çıktım.
Evimin kapısını açtım, anahtarlıktan arabanın anahtarını alırken silah sesleri duydum. Hemen balkona koştum ve aşağıya baktığımda benim mavi renkteki arabamın tarandığını gördüm. Çalışma odasındaki masanın üzerinde duran silahımı alıp kapıyı kapattım. Hızla merdivenlerden aşağıya indim.Ama yetişemedim, çoktan gazlamışlardı. Ateş bile edemedim. Arabama baktığımda delik deşik olmuş, kullanılamaz haldeydi.
Kendi kendime;"Bir polisin arabasını kurşunlayacak kadar kim aptal olabilir ? Bunu yapanı bulucam.
Müdürümle konuşmam lazım bana yardım edebilir." diyerek taksi çağırdım. Şoföre çalıştığım polis departmanının adresini verdim ve yola çıktık. Yolda o olayı düşündüm. 20-25 dakikada polis departmanına varmıştım. Taksiciye parasını verip arabadan indim. O geniş mavi kapısından içeri girdim. Arkadaşlarla selamlaşıp, 3.kata merdivenlerden çıkmaya başladım.
3. kata gelmiştim, müdürün odasına doğru yürüyordum. Tam kapıyı çalarken ayak seslerinden biri geldiğini anlamış olmalı ki -" Girin " dedi.
Beyaz kapıyı açıp içeri girdim.
+ "Günaydın müdürüm"
- "Günaydın Rick"
+ "Müdürüm bu sabah saldırıya uğradım. Arabama binmek için evden çıktım. Anahtarı unuttum ve tekrar eve döndüm. Tam anahtarı almıştım, arabamı taradılar.
- "Kim?"
+ "Bilmiyorum, bana yardım eder misiniz."
- "Tabiki yardım ederim."
+ "Teşekkürler.. Peki yeniden aranızda mıyım?"
- "Şimdilik değil Rick, cezan bitmedi."
+ "Anladım iyi günler.."
dedim ve odadan çıkarken Darwin gözlerini kısarak bana seslendi;
- "Rick! Kendine dikkat et!.."
+ "Dikkat ederim sağolun"
dedim ve çıktım küçücük odadan.
Merdivenlerden inip polis departmanının kapısından çıkınca içim üşüdü. Hava bulutlanmaya başlamıştı, rüzgar kuzeyden esiyordu ve gittikçe şiddetleniyordu. Yürümeye başladım.
Cebimden telefonu çıkarıp, en iyi arkadaşım Lion Ross'u aradım.
Uzun süre çaldıktan sonra cevap yoktu.
+ "Sanırım duymadı." diyip yürümeye devam ettim.
5 dakika sonra telefonum çaldı.- "Merhaba kardeşim"
+ "Merhaba Lion"
- "Naber ?
+ "Dostum benim evime gelir misin?"
- "Tamam 30 dakikaya oradayım."
+ "Görüşürüz" diyip telefonu kapattım.25-30 dakika sonra...
Evimin bulunduğu sokağa girdim, Lion'da siyah arabasıyla karşıdan geliyordu. Arabasını kenara park etti ve yanıma geldi.
- "Selam"
+ "Selam kardeşim.. Şuna bak"
diyip arabamı gösterdim.
- "Aman Tanrım! Dostum noldu ?Olan biteni Lion'a anlattım..
- "İyiki içinde değilmişsin"
+ "Evet biraz şanslıydım"
+ "Yerdeki mermi kovanlarından örnek alıp, arabamda açılan mermi deliklerininde fotoğrafını çekip, araştırır mısın ?"
- "Tamam, bak yerde de lastik izi var, onunda fotoğrafını çekip örnek alayım."Lion delilleri aldıktan sonra;
+ "Çok acil, bunu yapanları bulmam lazım."
- "Tamam hallederim, haber veririm sana."
+ "Teşekkürler görüşürüz."
- "Görüşürüz" dedi ve siyah arabasına binip uzaklaştı. Bende dinlenmek için apartmandan içeri girip, yavaş yavaş 4.kata çıkmaya başladım. 4. kata geldiğimde karşı komşum seslendi.- "Hey"
+ "Hey Briana Naber?
- "İyiyimde sen iyi misin asıl"
+ "İyiyim sağol"
- "Olanları gördüm, anlatmak istersen dinlerim."
+ "Sonra anlatsam yorgunum dinlenmem lazım."
- "dikkat et görüşürüz."
+ "Sende" dedim ve evimin kapısını açıp içeri girdim. Kapıyı kapatırken Briana ile bakıştık. Tekrar elimle selam verip gülümsedim. Kapıyı yavaşça kapattım.
Birden gökgürültüsü ile irkildim.
Salondaki pencerenin önüne geldiğimde, yağmurun başladığını gördüm.
+ "Böyle havalarda evde duramam. Brianayı öğle yemeğine mi çıkarsam..
evet evet iyi olur beraber öğle yemeği yiyelim. Hem o mutlu olur hem de benim öfkem ve üzüntüm biraz olsun azalır." diyerek hazırlanmak için odamın yolunu tuttum. Üstümü değiştirip, parfüm sıktım.
Saatimi takıp, telefonumuda aldım.
Hava yağmurlu ve arabamında işe yarar bir yeri kalmadığı için şemsiyemide aldım. Ayakkabımı giyip, evden çıktım. Koridorda:
+"Acaba müsait mi? Ne söylemeliyim?" diye düşünürken, Briana'nın dairesine gelmiştim. Kahverengi kapıyı çaldım.
Tık Tık Tık..
7 saniye sonra..
-"Kim o ?"
+"Benim Rick"Kapıyı açınca şok oldu.
Şaşkınlıkla bana bakıyordu.+"Müsait misin ?"
-"E e evet" dedi kekeleyerek..
+"Peki o zaman hazırlan, seni bir yere götürmek istiyorum ?"
-"O o olur" dedi tekrar kekeleyerek.
+"İçeri davet etmicek misin ?"
-"İçeri, evet içeri gel " dediİçeri girdim. Hala şaşkındı.
-"Kusura bakma dalgınlık, üzgünüm"
+"Önemli değil" diyerek gülümsedim.
Utandı ve salonu göstererek;
-"Sen şöyle otur, rahatına bak. Ben hazırlanıp gelim. İstediğin bişi varsa söyleyebilirsin çekinme" dedi utangaç ve sevimli bir şekilde...
+"Teşekkür ederim" dedim.
Briana heyecanla odasına gitti. Bende evi geziyordum. Aksesuarlar, beyaz ve mor rengin uyumu çok güzeldi. Salonun bir köşesinde fotoğraf bölümü vardı. Dikkatlice fotoğraflara bakıyordum. Bir fotoğraf dikkatimi çekti. Lion ile çekilmiş bir fotoğraf vardı.
+"Acaba nerden tanıyordu Lion'u ?"
+"Sevgilisi mi yada arkadaşı falan mı ?"
Gerçi beni ilgilendirmezdi sonuçta sevgilisi falan değildim ama merak etmiştim. Aslında merak ve birazda kıskançlık sanırım.
+"Ben galiba Briana'dan hoşlanıyorum.."