Kahve'nin aşkından sonra Dareskaya özgüven gelmişti. İşte ben buyum! Yapabiliyorum ve başarıyorum! Naraları atıyordu. Bir yandan da kendi negatif enerjisinin dönütlerini alıyordu." Yapılan her büyü işleyen çarka çomak sokmatır." felsefem değişmemişti. Dareska'nın duygusal çalkantıları, aile içi problemleri artmıştı. Bir yandan devamlı yaptığımız çalışmalar enerjisini gittikçe yükseltiyordu. Bazen ben bile kontrol edemiyordum. Zaten kontrol anlayışımda enerjisini çekip boşaltmak ve çevreye dağıtmaktı. Bu yöntemi kullanmaktan vazgeçtim ve enerjisini kuvars kristali kolyesine yönlendirmesini söyledim. Enerjin yükseldiğinde onu beyaz bir ışık olarak düşün ve ellerinden taşına aktığını hayal et demiştim. Bunuda başarmıştı. Taşın aurası genişlemişti. Ama malesef Dareskanın kontrolsüz enerjisi farkedilmişti. Bana kendisine bir çocuğun mesaj attığını ve konuyu bir şekilde büyücülüğe getirdiğini söyledi. İlk duyduğumda "Bu çocuk seni sikmeye niyetlenmiş kızım uzak dur!" demiştim. Ama çocuk Darese mesaj atmaya devam etmiş Dareste konuşmaya başlamış. Dares o çocukla konuşmalarından sonra değişmişti. Ben de bu olayları arkadaşım Rime ye anlattım. Rime bir senedir arkadaşım olan bir büyücü daha doğrusu yaptığı büyüler islamik ve demonik oluyor. Hatta cinci büyüleri bile sayılabilir. Çok güzel fal bakar ve yaptığı büyülerde tutar. Rime bu olayı ilk duyduğunda biraz garipsedi. Ve Dareskayla buluşmak istedi. Dareska,Rime ve Harima.. Bu çılgın üçlüye bayılıyorum. Sokak ortasında, cafelerde ve sahilde beraber büyü yapmışlığımız var. Uzunca bir süre çemberimize 4. kişiyi aradık. Neyse Rime önce olayları Dareskadan dinledi sonra benden, sonunda ona bir isim koyduk adı Şizo. Çünkü bende onunla konuştum ve söyledikleri tutarsız, mantıksız, uçuk ve saçmaydı. Bu yüzden onun şizofren olduğunu düşündüm. Yine üçgen kuruldu ve Şizoya büyü yaptık. Aradan yarım saat geçmeden Şizo, Dareskaya mesaj atmıştı. "O hocana söyle bana ulaşmaya çalışmasın ulaşamaz! Boşuna büyü falanda yapmaya uğraşmasın! Kardeşlerim engeller!" Dareska mesajı tedirgin bir şekilde okudu. Biraz korktuğu belliydi çünkü bazı akşamlar Şizonun onu rahatsız ettiğini söylemişti. Hatta o an giydiği kıyafete kadar bir çok şeyi bildiğini söylemişti. Ben tabi ilk başlarda inanmamıştım. Sadece olabilir gözüyle bakıyordum. Ve bizim büyümüzden sonra bunu söylemesi "Hmmm bu çocuk ilgimi çekti!" dememe sebep olmuştu. Ama malesef benden güçlü değildi. Aradan bir kaç hafta zaman geçmişti ve Dareska Şizoyla konuştu. O ara bir cafedeydik. Yanımıza çağırdık ama o bizi yanına çağırdı. Biz de gittik. Gerçekten fotoğraflarındakinden çok çok daha garip ve itici birisiydi. Ama yanındayken garip bir his veriyordu insanlara.Yanında olmak iyi geliyordu sanki. Yanından ayrılıncaysa tedirginlik hissedip tekrar onu görmek istiyorduk. Dareska Şizo ve ben üçümüz konuşmaya başladık. Biraz kendisinden bahsetti, satanist olduğundan, şeytanla anlaşma yaptığından, öfke problemi olduğundan vs. Her ne kadar nursuz, karanlık, kirli ve şeytani olsada içindeki iyliğide görmüştüm ama battığı bataklıktan onu çıkartamayacağımı biliyordum. Sadece acımıştım haline. Bende ona neden Dareskaya ilgi gösterdiğini merak edip sormuştum. Oda çekinmeden cevapladı. "Dareskayı ilk gördüğümde dikkatimi çekti. Enerjisi çok rahat hissediliyordu. Ve benim enerjiye ihtiyacım var. Oda buna sahip. Ben karanlığım ve hastayım ve ondaki şifa enerjisi beni iyileştirebilir. Tamamen saf ve temiz bir kız içinde hiç kötülük yok ona ihtiyacım var!" Ama Dareskayla facebooktan konuşurken daha çok enerjiye olan açlığından bahsetmişti ve devamlı enerji topladığından. Yani aslında şifalanmaya ihtiyacı olmadığını bildiğimi bilmiyordu. Çünkü Dareskanın mesajları bana okutmadığını sanıyordu. Pekte uzun olmayan sohbetin bir sürü garip dialoglarıda oldu. Dareska Şizoyla konuşurken hocam şöyle söyledi böyle söyledi derken Şizo "O hocana söyle...." Şöyle böyle bilmem ne bir şeyler söylüyordu yani benim Dareskanın hocası olduğumu bilmiyordu. Sonra bir an Dareska durdu ve "Harima benim hocam bak işte bu benim hocam ne söyliyeceksen ona söyle." dedi. Şizo şaşkınlığını gizlemeyememişti zaten devamlı beni süzen bakışları tekrar canlandı ama bu sefer daha dikatliydi. 180 derecelik bir tavır değişikliğiyle "Hmm Harima senin hocan mı? Enerjisini hiç hissetmedim. Başkalarını biliyordum ama seni bilmiyordum." dedi. Hafif bir egoist sırıtışla "Ben tecrübeliyim enerjimi öyle ulu orta salmam, kontrol etmeyi biliyorum." dedim. Beni onaylar bir şekilde cümlemi tekrarladı. Sonra devam ettim "Ama hissedememin başka bir sebebide olabilir." Meraklı gözlerle "Neden" diye sordu. Ben yine hafif bir sırıtışla "Aynı seviyede değiliz. Ben seni hissedebilirim ama sen beni hissedemezsin." dedim. Bir anda bakışları nefretle dolmuştu. Sinirli bir şekilde ben cümlemi bitirir bitirmez cevap verdi "Aynı seviyede değiliz derken? Benden güçlümüsün?" dedi. İçimden her ne kadar "Tabi güçlüyüm yarraaam ne sandın!"demek istesemde ortalığı karıştırmak istemediğim için pozitif bir şekilde ama mantıklı bir cevap verdim "Hayır aynı frekansta değiliz yani, sen sol el yolunu takip edip şeytani enerjiye sahip oldun bense ulvi ve pozitif enerjiye sahibim. Hemde senin kullandığın enerjileri ben kullanmıyorum.Eskiden bende senin gibiydim cinlerden yardım alıyordum ama artık ilgilenmiyorum. Bu yüzden ben her çeşit enerjiyi hissedebilirim."dedim. Biraz sakinleşmişti.Bu dialogtan sonraki konuşmaların başlangıcı "Harima bilir,sen biliyorsundur zaten.." olmuştu. Söylediğim şeyleri onaylamaya başlamıştı. İstediğim kıvama geldiği için onun hakkındaki düşüncelerimi açık açık söyleyebiliyordum. "Peki başkaları var dedin kim onlar? Kaç kişiler?" dedim. Hiç düşünmeden takır takır anlatmaya başladı."8 kişiyi biliyorum bazıları benim gibi karabüyücü bazıları cinlerlerle iş yapıyor, hatta bir tanesi sinirlenince istemsizce garip sesler çıkartıp transa geçiyor, elini toprağa sokup insan kemikleri çıkartıyor. Ama bilerek yapmıyor. Bu olaya şahit olan arkadaşlarından dinledim olayı. Elini toprağa sokup bir kemik çıkartmış sonrada denize fırlatmış. Kemik suya girince birden sudan alevler yükselmiş. Bir kaçıda islami büyücülükle uğraşıyor ama cinlerle alakaları var." Dareskayla birbirimize bakıyorduk. Başkalarının olduğunu bilmek garip gelmişti. Ama Şizo beni ve Rimeyi hissedememişti. Benim hala aklıma takılan şeyler vardı sorup durdum. "Neden enerjiye ihtiyacın var?" Biraz durdu sonra "Şeytanla 4 yıllık bir anlaşma yaptım. 4 yıl boyunca onun için enerji toplamam gerek ve istediklerini yapmam gerek. Dükkana girdiğinizde gördüğünüz o kaya tuzunun içinde bir taş ve mektup var. O mektubu bana şeytan verdi içinde bilmediğim dilde bir şeyler yazıyor okuyamadım zaten şuanda açamam o mektubu, 4 sene sonra anlaşma bitince okuyabileceğim." dedi. Yine fazlasıyla garip şeyler söylemişti. Neden ona Şizo dediğimizi bir kez daha hatırlamış oldum. Bu konuşmalardan sonra ayrıldık, hemen Rimeyi arayıp çağırdık ve ona anlattık. Oda çevresindeki arkadaşlarına sormuş ve Şizonun hep kızlara bu şekilde yaklaştığını sonrada kullanıp attığını öğrenmiş hatta Rimenin arkadaşları Şizonun çalıştığı dükkanı basıp yağmalamışlar, dağıtmışlar. Şİzonun niyetini hala tam anlayabilmiş değildik bu yüzden olayları akışına bıraktık. Dareska yine Şizoyla muhatap oluyordu. Dareska bana mesaj attı konuşmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dareska'nın Günlüğü
SpiritualCadıların dünyasına girmek ister misin? 2 cadı arkadaşın hayatlarını okumaya ne dersin.Dareska Adzimis sıradan bir kızdı.. Harima Samzetrus ile tanışana kadar. Hayatının değişimi işte o zaman başladı. Mistik ve fantastik ama gerçek bir hayat öyküsü...