"Yeter.. Ah! Tanrım!!! Yeter!" Kahkahalarımın arasından ona durması için emir veriyordum.
Yaklaşık beş dakikadır poposunu sallıyordu ve ben gülme krizine girmiştim. Doğrulurken eliyle poposunu yokladı. Hatta bununla yetinmeyip bakmaya çalıştı.
"Hâlâ yerinde duruyor değil mi?" diye sorduğunda.
"Sapasağlam!" diyerek güldüm. Sonra onun benim hocam olduğunu hatırlayınca kızardım.
"Harika! O daha bana lâzım!" dedi. Bu adam da hiç utanma duygusu yok muydu?
"Peki ya şimdi?" dedim.
"Ne şimdi?"
"Şimdi ne yapacaksın?" diye devam ettim.
Yanıma yaklaştı ve "Sen.. Ne yapmamı istersin?" sordu.
Kalbim yerinden sıçrarken beynim "Öp! Öp! Öp!" komutunu veriyordu.
Neyseki kafamı sallayıp kendime geldiğimde "T-Taklit yapabilir-sin." dedim kekeleyerek. Yüzünde bir sırıtış belirirken benden birkaç adım uzaklaştı.
"Tamaaam! Ben taklit yapıyorum ve sen de kim olduğunu bilmeye çalışıyorsun." Kafamı sallayarak arkama yaslandım.
Louis ellerini bacaklarının arasında birleştirmiş, tanıdığım o iğrenç ses tonuyla "Tanrım! Liana! Lütfen lütfen vurma benim minik pıtırcığımaa!" diyordu.
Kahkaham tüm evde yankılandı. "Jace! Jace! Pıtırcığını da al defol git!" dedim gülüşümün arasından. Louis de gülerken başka birine bürünmüştü.
Parmaklarını üflerken cırtlak bir sesle "Jessica!! Saçlarım bir ton açık olacaktı!! Ayrıca göğüslerimin tekinin silikonu patlamış tekrar şişirelim. AMAN TANRIM AMAN TANRIM!!! SAÇIMIN TELİ OJEME YAPIŞTI!! AMBULAAAAAANS!!!!" derken tüm parmaklarını ağzına sokmuştu.
"Marcy! Marcy! Ezer geçer! Ezer geçer!" diyerek tribündeki taklitlerini yaptım gülerken. Bu adam cidden iyi oyuncuydu!
Şimdi ise elleri belindeydi ve ayağın teki önde durmuş bana kızgınca bakıyordu.
"Liana! Hâlâ sofrayı hazırlamadın mı??? Bay Tomlinson yakında gelecek! Ayrıca o kıyafet de ne öyle Bay Tomlinson görse ne der??" sonra diğer tarafa dönüp cilveli cilveli "Bay Tomlinsooon! Liana da şimdi gidiyordu!!" dediğinde kahkahayla yanımdaki yastığı fırlattım.
"Anneee! Hayır! Ah olamaz!!!" Gözümden yaş gelene kadar gülüyordum. Karın kaslarım ağrımaya başlamıştı.
"Pekâla! Pekâla! İzle şimdi!" diyerek beni susturdu.
Sağ tarafına dönüp "Peeta! Sen çok iyisin! Domuzlara ekmek verirken bana da ekmek vermiştin!!" diyerek sarılıyormuş gibi yaptı.
Sonra soluna dönüp "Gale! Sen çok ateşlisin. Hadi öpüşelim!" diyerek dudaklarını büzdü.
Tekrar sağına dönüp "Gale'i seviyorum ama sen evlenilecek erkeksin Peeta! Pasta yapıyorsun, patates çuvalı kaldırıyorsun, resim yapıyorsun, ayrıca benim için ölürsün bile. Onu için seni de seviyorum!"
Yine soluna dönünce çok merak etmiştim ne yapacağı "Gaaale! Ben Peeta'yla evleneceğim ama son kez öpüşelim mi??" diyerek göz kırpıp tekrar dudaklarını büzünce kahkahamı tutamadım.
"Katniss! Benim en sevdiğim karakterdi! Lanet olsun!" diyerek elimi saçlarımın arasından geçirdim.
Bana döndü ve gülümseyerek "Bazen insanlar düşündüğümüz gibi çıkmıyor ha? Ne dersin?" dedi. Gözleri gözlerimdeydi. Dilim işlevini kaybetmişken başımı öne doğru salladım.
. . .
tamam bana sövmenize izin veriyorum çok beklettiiim. ama ilham perilerim uğramıyoooo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tiptoe. // tomlinson
Historia CortaPaçalarımı sıvadım ve Peşindeyim. . . __________________ ©styloves, Nisan 2015 ©Tüm Hakları Saklıdır.