Ben Nehir Duru. On yedi yaşındayım. Siyah seven,erkek fatma,erkeklerin genelde "Bundan olsa olsa bacı olur" dedikleri kızım. Babasız büyümüş ve babasından nefret eden bir kızım.
Ben Nehir Duru. Öğretmenlerin "dersleri kötü ama çalışsa yapar" dediği öğrenciyim. Yağmurdan kaçarken sürekli doluya tutulan kızım ben.
Ben Nehir Duru'yum. Güçlü görünen, çok gülen ve en büyük kasırgası bile gülümseyerek izleyen o deliyim ben.
Geçmişimle boğuşmaktan yorulduğum bir gecenin ardından,güneşli ve sakin bir güne açıyorum gözlerimi. Takvimler okulların açılmasına bir hafta kaldığını gösteriyor. Üç ay nasıl bu kadar çabuk geçebilir ki! Tüm yazımı Kumsal ile geçirmiştim. Kumsal. On yılım. Arkadaştan öte, küçük kız kardeşim. 1.60 boylarında, esmer,çilli ve ela gözlü kız kardeşim. Kumsalla ilkokulda aynı okulda okumuştuk ve aynı dershaneye gitmiştik beş koca yıl boyunca. O yüzden üç ayın bu kadar hızlı geçmesine şaşırmamalı. Kumsal benim aksime daha içten ve cana yakın bir kızdır. Erkeklerle her zaman benden daha iyi anlaşır. Ben ise genelde yeni girilen gruptaki çekingen yabancı modundayım. Son bir haftayı da Kumsal ile birlikte geçirdik. Pazar gününden Selinay'la okulun ilk günü planı yapmaya başladık. Selinay,bir yıldır o okuldaki en yakınım. Her şeyiyle aynım olan bir insan. Bazen,hatta sürekli aynı şeyleri düşünüp,aynı şeyleri söyleriz.
"Selinay yarın saat 08.00da Çarşı Çetinkaya'nın önünde ol."
"Tamam Nehir. Orada görüşürüz."Bu konuşmayla bitirdik telefon görüşmemizi.Kalkıp ne giyeceğimi seçtikten sonra ılık bir dış alıp yatağıma uzandım. "Acaba yeni öğrenciler gelir mi sınıfa?"gibi soruları düşünürken uykuya daldığımı sabah saat 07.00 da çalan telefonun sesini duyduğumda fark ettim. Yavaş yavaş yerimden kalkıp hazırlanmaya başladım. Saat 07.30 da hazır olduğumu düşünerek evden çıktım. Çok özenli giyinmemiştim. Kot ve t-shirt bir de rimel ve ruj sürerek hafif bir makyaj ile okul yolunu tuttum. İlk gün olduğu için servis gelmeyecek ve dolmuşla gideceğim. Durakta yaklaşık beş dakika bekledikten sonra gelen dolmuşa binip şoförün arkasındaki koltukta yerimi aldım. Yaklaşık on beş dakika sonra Selinay'la anlaştığımız gibi Çetinkayanın önünde indim. Selinay çoktan gelmiş beni bekliyordu. Onu gördüğüm an koşup boğazına sarıldım. Gerçekten çok fazla özlemişim. Okula gitmek için yaklaşık on dakikalık bir yok mesafesi yürürken yaz tatilinde yaptıklarımızı anlattık. Sonunda okula geldiğimizde okuldan önce parka geçtik. Almira,Alp ve Mustafa bizi parkta bekliyordu. Onlarda bizimle bir yıl boyunca aynı sınıfta okuyan yakın arkadaşlarımız. Şimdi 10.sınıfa yani lise ikiye geçtik. Parkta biraz oylandıktan sonra okula girdik. Sınıfımız en üst kata çıkmıştı. Dört kat merdiven çıkıp inmek bize ölüm gibi gelecek belliydi. Yavaş yavaş merdivenlerden çıkıp sınıfa girdik. Işık ve Batu bizi sınıfta bekliyordu. Onlarla da selamlaşıp hasret giderdikten sonra sınıf listesine baktım. Listeye iki yeni isim eklenmişti. Poyraz Akay ve Alkan Kızıl. Kim olduklarını çok merak ettim. Zil çaldı ve yerlerimizi aldık. Klasik olarak bizim arkadaş grubu aynı sırada oturuyorduk. En arkanın bir önünde ben ve Selinay, önümüzde Almira ve Işıl onların önünde Alp ve Mustafa en önde de Batu oturuyordu. Öğretmenden yaklaşık iki dakika önce geçen yıl sürekli gördüğüm ama tanımadığımız çocuk sınıfa girdi ve bizim arkamızdaki sıraya oturdu. Sanırım listedeki yeni isimlerden biri oydu ve sınıfta kalmıştı. Acaba diğer çocukta mı öyleydi? Gercekten merak etmiştim doğrusu. İlk ders bittiğinde arkama dönüp
"10\B'ye hoşgeldin. Biraz değişik bir sınıfızdır. Zamanla alışırsın. Ben Nehir." dedim.
"Bende Alkan.Memnun oldum."
"Seni geçen yıl sürekli görürdüm,kaldın sanırım?"
"Evet. Kaldık. Poyraz'da, bende."
"Anladım. Sınıf hakkında bir sorun olursa bize sorabilirsiniz." diyerek önüme döndüm. Demek diğer çocukta tekrar. Acaba daha önce gördüğüm biri mi?