Arkama döndüm ve Deniz'le Burak'ı gördüm. Burak bana pis pis bakıyodu. Deniz hayallere dalmış Burak gelip bizi öldürse habersiz bi şekilde oturuyodu. Açelya,
"Ne oldu?"
"Hiç öyle dalmışım"dedim ve önüme döndüm.
Açelya,
"Senin aklına bişey takılmış anlat"dedi.
"Boşver"dedim ve kalkıp gittim.
Bahçeye gidip banka oturdum. Üstünde kazınmış harfler vardı. Okuduğumda,
' Yakında senden de kurtulucam Derin hanım ' yazıyodu. Burak'ın beynini filan mı değişmişlerdi Burak neden kafayı yemişti.
Yanıma biri oturup kolunu arkama attı yine Deniz'di.
"Ben sana ne dedim"dedi.
"Açelya öyle uzun szüre kalıncak birisi değil. Sıkıyo insanı"
"Tamam öyle olsun. Niye kalktın masadan"
"Korkuyorum Deniz"diyip ona sarıldım ve kafamı göğsüne gömdüm.
"Korma Derin yaşıycan hem belki benden uzak durmalısındır."
"Niye ki?"dedim kafamı kaldırıp.
"Bunları senin başına açan benim. Ben yaptım sen de biliyorsun."
" Evet ama Burak yine aynı hali alıcaktı ve ben savunmasız bi kedi gibi ölcektim."
"O da var. Hadi ben seni korudum diyelim Açelya napıcak?"
"O piskopat bi okçu değil mi?"
"Derin şu an ciddi konuşuyorum"
"Ben de ciddiyim Deniz. İnsanlara isim takman hiç hoş bişey değil."
"Derin sakin ol"
"Off tamam"dedim ve kalktığım banka geri oturdum.
"Korkudan napıcağımı şarşırdım"dedim devam ederek lafıma.
"Biliyorum Derin ama ben varken kimse sana bişey yapamaz tamam mı korkma"
"Tamam"dedim ve gözümden bi yaş damla elime damladı.
"Derin ağlama beni de üzüyosun"dedi Deniz beni kendine çevirerek.
"Elimde değil ki"dedim hüngür hüngür ağlamaya başlıyarak.
"Derin..."diyip sarıldı Deniz bana. Ağlamamı durduramıyodum. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Kara bulutlar etrafı sarmıştı. Birden yağmur boşaldı. Deniz,
"Bak seni duydular"dedi gülümseyerek.
"Deniz nası başarıyosun bu tür durumlarda bile gülümsemeyi?"dedim ona dönerek.
"Bilmem alıştım herhalde bu tür durumlara."
"Ben daha acemiyim"dedim mırıldanarak.
"Efendim?"
"Kendi kendime konuştum."
"Tamam"dedi ve arkasına yaslandı. Bi süre sonra zil çaldı ve derse girdik. Üstümüz sırılsıklam olmuştu. Deniz gülüyodu.
"Ne var?"
"Saçlarının rengi ıslanınca bi değişik oluyo"
"Of Deniz"dedim gözlerimi devirerek.
"Tamam tamam."diyip gülmeye devam etti. Bok rengi olduğunu ben de biliyodum.7 saat sonra
Çıkış zili çaldı ve sınıftan çıktık. Deniz,
"Servisle mi gidiceksin?"
"Evet para boşa gitmesin"
"İyi, bi daha ki hafta yenilemeyin de ben alıp bırakıyım seni"
"Emredersiniz komutanım."dedim asker selamı vererek.
"Hadi hadi servis kaçıcak"dedi Deniz gülerek ve arabasına gitti. Deniz hep gülse ne güzel olur. Onun gülmesi için dünyayı yakarım be.
Servise bindim ve Açelya'nın yanına oturdum.
"Bize gelsene bugün"
"Bana uyar"dedi Açelya. Yüzünde korkunç bi ifade vardı. O da korkuyodu gözlerini koskocaman açmış ellerini hazırlamış her an tetikte bekliyodu.
"Korkma"dedim elindeki oku alarak.
"Ölücez hissediyorum. Burnumda kan kokusu var"dediği an gözüme burnundan akan kan takıldı.
"Burnun kanıyo"dediğim anAçelya
Derin burnumdaki kanı görüp bana söyledikten sonra bayıldı. Kafasını cama vurdu ama hafifçe vurdu. Burak servisten içeri girdi.
Derin'i süzüp oturdu. Derin'in kafasını aldım ve koltuğa yasladım. Servis durdu ve
"Derin kızım hadisene"diye bağırdı. Derin'i sırtıma aldım ve indim. Ahmet amca çok değişik bakıyodu ikimize de.
Derin'i karların üstüne yatırıp yanaklarına şaplak attım ve Derin bana yumruk atıp kalktı. Eli çok sertti.
"Oha Derin"dedim. Derin ne olduğunu anlamaz şekilde bakınıypdu etrafına.
"Ne çabuk geldik ya"
"Hadi içeri girelim dondum"dedim aslında donmamıştım ama Derin çenesini açtımı susmuyodu. Derin kapıyı çaldı.
"Açelya mı kızım?"dedi 50'li yaşlarında bi kadın. Annesi olduğundan emindim.
"Evet anne"dediği zaman daha da emin oldum. İçeri girdik. Babası yok muydu yoksa çalışıyo muydu. Derin,
"Babam gelmedi mi?"
"Bugün geç çıkıcakmış Derincim"
"İyi tamam"dedi ve koltuğa oturdu. Bana,
"Otursana"dedi ve ben de oturdum.Derin
Açelya'ya,
"Seninkilere haber verseydin keşke."dedim.
"Ben evde yanlız yaşıyorum"dediği an şok geçirdim.
"Başın sağolsun"
"Onlar öleli 3 sene oldu"
"Niye öldüler"
"Trafik kazası"
"Hımm"
"Eviniz çok güzelmiş"dedi
"Saol. Gel odama geçelim konuşuruz. Burda oturursak annem rahat vermez"dedim.
"Bana uyar"dedi ve kalkıp odama geçtik. Açelya odama girer girmez,
"Sen bu odada yolunu nasıl buluyosun"dediği an annem mutfaktan,
"Bak gördün mü Derin"diye bana bok attı.
"Yani çok fazla posterin var"dediği zaman annem bi ses çıkarmadı.
"Anne tarafından boka bulanmak en kötü şeydir"dedi gülerek.
"Evet aynen öyle"dedim ve halıya oturdum. Annem,
"Derincim ben kafeye gidiyorum Melek teyzenle buluşucaz"diye seslendi.
"Tamam"diye bağırdım ve Açelya'ya dönüp,
"Eee"dedim
"Ya biz şimdi yanlız kaldık Burak gelip-"
"Hiç bişey olmaz"dedim. Aslında olurdu.
Mısır patlattık ve film açıp izlemeye başladık. Çok güzel bi komedi filmiydi. Film bitti mutfağa gidip kirlettiğimiz yerleri temizledik. Ve kapı çaldı.
"Ben bakarım"dedim ve kapıya gittim. Kapıyı açtığım an Burak ağzımı kapadı ve
"Banka ne yazmıştım prenses?"dedi.
"İmdat!"diye bağırdım ama işe yaramdı beni kimse duymuyodu İçeri girip beni koltuğa otutturdu ve bileğimdeki fularla ağzımı bağladı. Heryerimi tuttuğu için ne tekme atabiliyodum ne de yumruk. Ceketinden çıkardığı bi halatla beni koltuğa bağladı. Ve,
"Sıra Açelya hanımda"diyip mutfağa yöneldi. Açelya'nın çığlığı ordan yükseldi. Ve bi tava sesi duydum. Burak salona Açelya'yı kucağında taşıyarak getirdi ve onu da bağladı. Açelya'nın kafasına tava indirmişti hayvan. Açelya baygınken o kadar masum duruyodu ki. Burak karşımıza geçip,
"Buraya kadarmış güzellikler"dedi ve kapının önüne geçip tahtaları çiviledi. Sonra yangın merdivenlerinden çıktı. Tepiniyim desem ayaklarım yere değmiyodu. Ayaklarımı toplayıp bağlamıştı. Çığırsam duymazlardı. Açelya kıpırdandı ve,
"Anne..."dedi.
Kapı çaldı. Kapı çaldığı an belki kapıdaki kişi duyar diye,
"İmdaat!"diye bağırmaya başladım. Sonra kapı kırıldı. Deniz'di. Deniz içeri girdiği an gözleri büyüdü ve beni çözdü ardından Açelya'yı çözdü. Açelya hala gözünü açmamıştı. Deniz Açelya'nın nabzına baktığı an bana dönüp,
"Nabzı normladen çok yavaş"dedi. Kalp masajı bilmiypdu tabi salako. Açelya'ya kalp masajı yaptım ve Açelya uyandı.
"Kafam acıyo"dedi.
"Normal çünkü kafana tava yedin"dedim.
"Madem gördün-"
"Duydum ama ben bağlıydım"
"Tamam. Sana lafım yok ta bunun burda ne işi var"dedi eliyle işaret ederek.
"Önemli değil"dedi Deniz
"Haa tamam. Teşekkür ederiz Deniz"dedi Açelya. Deniz'e dönüp,
"Nerden anladın-"
"Anlamadım size geliyodum. Saatini düşürmüşsün arabada buldum."dedi ve saatimi bana uzattı.
"İyi de yarın okulda yine görüşcez-"
"Ben yokum"
"Niye?!"
"Boğazım şişmiş arada bi de ateşim çıkıyo ondan"dedi kulağıma fısıldayarak.
"İyi tamam ben de gitmicem o zaman"
"Saçmalama Derin!"
"Ya öliyim mi ya"
"O da var. İyi tamam bana gel"
"Tamam"dedim. Açelya,
"Ben napıcam?"
"Sen de gel"dedim.
"Ha yok da biz beraber sizde kalsak iyiydi"dedi Açelya bana.
"Ya uff seni de satmış gibi-"
"Yok alınmam da"
"Deniz gelsin ya"dedim Deniz'e dönerek.
"Tamam gelsin bi lafım yok"dedi Deniz.
"Gel işte Açelya "dedim.
"Off tamam"dedi Açelya. Ve annem içeri girdiği an
"Kızım bu ne hal!"diye bana bağırdı.
"Anne açıklıycam"dediğimde Deniz kulağıma eğilip,
"İnanmaz"dedi. Haklıydı.
"Açıklayın o zaman küçük hanım"dedi annem.
"Bak şimdi. Sen kapıyı kapatınca kilit düştü onu yerine takmaya çalıştık olmadı biz de tahtayla çiviledik. Sonra mutfağa geçtik mısır patlatalım dedik. Ben tavayı çıkarırken Açelya'nın kafasına vurdum bayıldı ve son"
"Tamam ama Deniz senin ne işin var evladım?"
"Derya teyze Derin saatini ben de unutmuş. Onu getiriyim dedim"
"Yarın okulda ver"
"Yarın okula gitmiycem"
"Niye?"
"Başım dönüyo"
"İyi tamam hadi Denizcim evine yavrum. Siz de gidin odaya"dedi annem. Açelya,
"Sen çok sakin bi insan çıktın"
"Annemin karşısında zorundayım"
"Okulda da öylesin"
"Sen öyle san"diyip gülmeye başladım. Gözümün önünde Deniz le kavga ettiğim son gün canlandı yani bugün ve gülmekten yerlere yattım.
"Ne oldu ya?"diyodu Açelya ama cevap veremiycek kadar meşguldüm.Saat geç olunca yattık ve birazda yataklarda sohbet ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZİN DERİNLİKLERİ
Romanceİkisi de büyük zorluklar atlatıyo. Özellikle Sakar, Cesur ve biraz da Korkak olan kızımız çok göz yaşı döküyor. Agrasif beyefendimizin buzdan kalbi bu kızımızın kalbinde yanan ateşle eriyor. "DENİZİN DERİNLİKLERİNE HOŞGELDİN"dedi kafamı öperek...