0.7

1.9K 272 70
                                    

yoongi jimin'in gönderdiği mektuba baktı, belki de yüzüncü okuyuşuydu.
gözlerini kapattı, gözyaşlarının akmasına izin veremezdi.
yine olmuştu.
derin bir nefes aldı, kendine sakin olması gerektiğini söylüyordu.

ama başarısız oldu, ağzından hayal kırıklıklığı ile dolu bir çığlık kaçtı.
yoongi mektubu fırlattı, sarı saç tutamlarını kızgınlıkla kavradı.
annesi odasına koştu, yüzünde endişeli bir ifade vardı.

"bebeğim, iyi misin? ilaçlarını aldın mı?" omzunu tutarak sordu.

"defol!" oğlan annesini itti ve ayağa kalktı.

"biliyorsun ilaçlarını alman gerekiyor, yoongi. seni bu halde izlemeye dayanamıyorum."

yoongi akmakta olan gözyaşlarını sildi.

"bu sefer ne oldu?" oğlanın yanında durdu ve saçlarını okşamaya başladı.
oğlan irkilmişti ve annesinin eline vurdu.
"dokunma bana." dişlerinin arasından tısladı.

"ilaçlarını getireceğim." kadın vazgeçerek iç çekti.

o bu durumdayken yoongi ile gerçekten konuşamıyordu.
şey- yoongi bipolardı.*
bazen mutlu ve konuşkan olabiliyordu, bu onun normal haliydi.
ama sonra, aniden depresif ya da agresif birine de dönüşebiliyordu.
her kişi ruh hâli değişkenliği yaşıyordu, ama onun ki çok farklı ve kötüydü.

o, bunu kontrol edemiyordu.

ve ara sıra ilaçlarını almayı unutuyordu, bu durum onu daha kötü yapıyordu.
okulda kontrolünü kaybettiği birkaç sefer de olmuştu.
neyse ki namjoon oradaydı.

ama yoongi o hâldeyken insanların yanında zar zor durabiliyordu.
bu yüzden yoongi, jimin'in mektuplarına her zaman cevap yazamıyordu.
onun bu durumdan kurtulması günler, bazense haftalar sürüyordu.

ve bu durum kendini yeniden ve yeniden tekrar ediyordu.
annesi belli ki bundan yorulmuştu ve teşhisten beri sadece üç yıl geçmişti.
elinde ilaçlar ve bir bardak su ile odaya geri döndü.

"iç bunları, bebeğim. daha iyi hissedeceksin."

yoongi hapları içmesi ve karşı çıkmaması gerktiğini biliyordu, böyle olmaktan nefret ediyordu.
tek isteği yeniden normal olmaktı.
ayrıca, annesi gidebilir ve onu yalnız bırakabilirdi.

onu yalnız bırakmak gerçekten güvenli değildi, ama annesine biraz rahatlamaya ihtiyacı olduğunu söylemişti.
annesi odadan ayrıldı ve ardından kapıyı kapattı.
hayır, yoongi daha iyi hissetmemişti.

yatağı tekmeledi, öfkeyle inliyordu.
sonra ağlamaya başladı.
sadece gitmiş olsaydı her şey daha iyi olacaktı.
bununla uğraşmak istememişti.
birkaç kez intihar girişiminde bulunmuştu, tabii ki namjoon veya annesinin onu kurtarmasıyla başarısız olmuştu.

ama hayatta kalmak zorundaydı- annesi, daha çok namjoon ve jimin için.
bu kısa süre içersinde jimin onun için çok önemli olmuştu.
mektup yüzünden çıldırmasının nedeni, jimin'in bir erkek arkadaş bulup kendisini unutma ihtimaliydi.

ve yoongi'nin jimin'e ihtiyacı vardı.

ç/n: bipolar bozukluk, ciddi bir ruhsal hastalık olmakla beraber "maniden depresyona kadar uzanan ruh halindeki aşırı değişiklikler" olarak tanımlanmaktadır.



pen pals, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin