54.Bölüm

752 53 18
                                    

Aylin'in Ağzından


Tilki beni öpüyordu beni hatırlamış mıydı yani :) Yoksa hiç unutmamış mıydı ? Dudaklarımda hissettiğim sıcaklık kaybolduğunda gözlerimi açtım.

'Biliyordum' dedi Tilki.

'Ne..neyi biliyordun ? dedim.

'Benim bu hatırlamadığım kısım da senle bir şeyler yaşadık demi ? Takılıyo muyduk ? Hiç öyle bir kıza benzemiyorsun aslında. Şimdi seni neden işe aldığımı anlıyorum.' dedi. Bi dakika bi dakika bana bunları dedi mi gerçekten. ( Multimedia ) Göz yaşlarımı daha fazla tutamıyordum.

'Hemen çık evimden ! Hemen !' diye bağırdım. Tilki şaşırmıştı.

'Neden kızdın şimdi. Yoksa söylediklerime mi bozuldun' dedi ve televizyonun kenarındaki fotoğrafımızı eline aldı.

'Bırak o fotoğrafı ' dedim.

'Bu resimdeki biziz bu kadar samimi olduğumuza göre takılıyormuşuz güzelim' dedi.

'Bana sakın güzelim deme çık evimden hemen '  dedim Tilki gülümseyerek evden çıktı. Bir hafta geçmesine rağmen Tilkiyle görüşmedim Meltemin dediğine göre evdeymiş ve huysuzluğu üstündeymiş. Kapı çalınca gidip açtım.

'Hoş geldin' dedim.

'Hoş bulamadım neyin var ? ' dedi Barış. Tüm olanları ona anlattım.

'Eee ne yapacağım' dedim.

'Ne yapmak istersin ?' dedi.

'Tilkinin kafasına vursam hafızası gelir mi acaba denemek isterim' dedim.

'Bir beş yıl daha silceksin yani ' dedi ve güldük. Her ne kadar gülsem de içten gülmüyordum.

'Hadi hazırlan çıkalım gezeriz biraz ' dedi Barış.

'Sena yok mu ?' dedim

'Yok yanıma taşınacak eşyalarını toplamak için evine döndü. Tekrar teşekkür ederim Aylin.' dedi.

'Önemli değil. Hadi çıkalım' dedim. Barış beni iyi tanıdığı için arabayı sahil kenarına çekti. Bir süre denizi izledik sessizce sonra telefonum çaldı arayan Meltemdi.

'Efendim ' dedim.

'Canım ne yapıyorsun gelsene Tilkilere' dedi.

'Yok Barışla sahildeyiz gelemem hem ben oraya biliyorsun. Tilki nasıl ?' dedim.

'İyi iyi domuz gibi oldu ama huysuz işte.' dedi Meltem.

'Neyse canım görüşürüz' dedim. 

'Görüşürüz' dedi ve telefonu kapattı.

'Meltem mi ?' dedi Barış.

'Evet' dedim.

'Tilki nasılmış' diye sordu.

'Domuz gibiymiş' dedim.

'Gel şurada çay içelim' dedi Barış ve taburelere oturduk. Bir süre sohbet ettik.

'Eee üniversite işini ne yapacaksın' dedi Barış.

'Bilmiyorum bu kargaşada düşünemedim bile.' dedim.

'Akşam birlikte bakalım istersen'  dedi.

'Olur' dedim. O sırada yanımdaki tabureye biri oturdu. Kafamı çevirince bunun Tilki olduğunu fark ettim.

'Olmaz' dedi ve önümüzde duran ufak masaya tekme attı.  Daha sonra Barışın yakalarından tutup kafa attı. Yanıma gelip bileklerimi tuttu ve sürüklemeye başladı. Ben itiraz edip kolumu kurtarmaya çalışınca beni omzuna attı.

Herkes Bir Gün Gider Ama Aşk Hiç BitmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin