3. BÖLÜM: Hayaller

15.8K 887 68
                                    

Zaman hızla akıp gidiyor.. Tatil ne çabuk bitti böyle. Başka zaman olsa hiç geçmez ama şimdi okullar açılıyor ve beni stresli bir sene bekliyor. Yatağımdaki son bir kaç dakikanın keyfini çıkarırken abimin sesini işittim.

"Eylül, hadi uyan bugun seni okula ben bırakacağım."
Abim.... onu nasıl anlatsam ki bir tarafım öyle öfkeli ki sırf babamı dinleyip hukuk okuduğu için ama diğer tarafım işte ona kıyamayan gerçekleri bilen tarafım buruk bir şekilde sadece susuyor. Yatağımdan kalkıp kıyafetlerimi giydiğimde tekrar seslendi abim;

" Kime süsleniyorsun bu kadar ufaklık hadi in artık yoksa kahvaltı yapmadan gidersin okuluna karışmam" sesi keyifli geliyordu. Aslında bu son zamanlarda abim biraz da olsa acılarının üstünü örtmeyi Meltem sayesinde başarmıştı. Meltem gerçekten onu mutlu ediyor olmalıydı. Aynanın karşına geçtiğimde kendi yansımam bana: "sen ne zaman seveceksin" diyordu. Bilmiyordum birgün bende severmiydim bilmiyordum. Düşüncelerimi elimin tersiyle savarken merdivenlerden iniyordum. Abim karşımda takım elbisesini giymiş o deniz mavisi gözleriyle bana bakıyordu. Çok yakışıklıydı gerçekten ne kadar ailem beni onunla kıyaslayıp durduğu zamanlarda ondan nefret etsemde o benim hayalimdeki kahraman askerdi. Vatan sevdalısı. Ne kadar hayallerinden vazgeçsede gözlerinde hâla o vatan için ölüme yürüyecek kahraman gizliydi ve bunu bir tek ben görebiliyordum.

"Geldim işte. Niye sen okula bırakıyorsun beni? Ben kendim giderim." Aslında nedenini tahmin edebiliyordum geçen hafta dershanenin ilk gününü asmıştım aynısını yapmamı istemiyorlardı.

"Emir büyük yerden. Hadi düş önümede gidelim kahvaltını okulda yaparsın artık."
Arabaya bindiğimizde abim hâla sırıtıyordu.
"Sabah sabah bu ne keyif abicim hayırdır?"

"Sen anlamazsın ufaklık yorma kafanı"

"Çok gıcıksın sanki anlamadım kesin Meltem'le konuştun. Sabahın bu saatinde ne konuştuysanız"

"Evet canım Meltem'le konuştum. Hem sana bir sır vereyim mi?"

"Ver bakalım neymiş sırrın"

"Bugun Meltem'e evlenme teklifi edeceğim" demesiyle öksürük krizine girmem bir oldu.

"Al su iç al. Ne oldu niye şaşırdın bu kadar? Kızla 4 aydır sevgiliyiz ve birbirimizi gerçekten seviyoruz. Neden bu işi daha ciddi bir boyuta taşımayayım ki?

Ne diyeceğimi bilememiştim. Abim bir kızı evlenme teklifi edecek kadar sevmişmiydi gerçekten? Peki ya Meltem? O abimi gerçekten seviyormuydu.

"İyimisin? Sen bile bu kadar şaşırdıysan Meltem'i düşünemiyorum"

"İyiyim abi iyiyim. Ama sanki biraz acele etmiyormusun?" Aslında yüzündeki sevinç çok geç bile kaldığını belli ediyordu ama yinede içime bir sıkıntı düşmüştü. Düşünceler beynimi kemirirken okula gelmiştik. Bu sene taşındığımızdan dolayı okul değiştirmek zorunda kalmıştım. Yenilikleri hiç sevmiyordum. Alışmak zor oluyordu. Her ne kadar sempatik ve çabuk arkadaş edinen biri olsamda Eski arkadaşlarımı çok arayacaktım. Kimse hilal'in yerini tutamayacaktı. Arabadan inip yaklaşık 10 dk abi nasihatı dinledikten sonra okula doğru yürümeye başladım. Okulun ilk günü olduğu icin öğrencilerin bir kısmı dışardaydı muhtemelen dersler boştu. Gerçi bazı takıntılı hocalar ilk günden ders işleyebiliyordu. Sınıfımı öğrendikten sonra kantine inip kendime bir kaşarlı bir tost ve vişne suyu alıp bi köşeye oturdum. Vişne suyumdan bir yudum aldığım an birden etraf karardı. Ne olduğunu anlamam bi kaç saniyemi aldı. Biri elleriyle gözlerimi kapatmış birazdan o ergen soruyu soracaktı ama daha kimseyle tanışmamıştım ki?. Kimdi bu?

KiMSiNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin