Kulüse geçip bir süre başımı ellerimin arasına hapsedip dizlerime yasladım.Ancak sakinleşemiyordum. Marilyn'in öpmesi, benim attığım tokat ve sahneyi öylece terkedip gitmem! Her şey aniden olmuştu ve nasıl davranacağımı bilemedim o an.
Menajer ve bir kaç yetkili yanıma gelerek beni azarlamışlardı ve bu kadar basit bir şeyi neden büyüttüğümü söyleyip durmuşlardı.Sahneye geri dönmem için ikna çabalarına girişselerde sonuç başarısızdı. Asla dönemezdim.
Konserin bitmesine muhtemelen bir ya da iki şarkı kalmıştı. Onlar buraya geldiklerinde yüzlerine bakamayacağım için arka taraftan dışarı çıkıp arabanın önünde beklemeye başladım. Yapabileceğim başka bir şey yoktu. Her zaman bir şeyleri batırıyorum tıpkı bu gece batırdığım gibi.Belki de verdiğim tepki fazlaydı. O an sadece akışına bıraksaydım eminim ki daha iyi olacaktı.
Hava oldukça soguktu ve rüzgar yavaştan şiddetleniyordu ancak bu bana etki etmiyordu.Boğuluyordum.
" Lanet. " Bağırarak arabanın tekerine tekme attım. Hatta hızımı alamayıp ardı ardına bir kaç tekme daha savurdum.Kendime olan öfkemi tekerden çıkarıyordum, komik durumdaydım.
" O teker olmadan bir yere gidemeyeceğimizi biliyorsundur umarım. " Duyduğum sesle arkamı döndüm.Bu kişi daha önce tanıştığım biriydi.Adı Fred olmalıydı. Yanında Twiggy ile geliyordu. Arkalarından da Marilyn geliyordu. Kafamı önüme eğip beklemeye başladım. Belki de birazdan beni öldürecekti ve son dakikalarımı yaşıyor olabilirim şu anda.
Fakat normal olmayan bir şey vardı.Onun yüzüne baktığımda ne sinirli ne de öfkeli bir ifade vardı. Oldukça sakin görünüyordu. Bu bana fırtına öncesi sessizlik sözünü hatırlattı nedense.
" Jesse, lütfen bu gece sessiz kal." Twiggy yanıma gelerek sadece benim duyacağım şekilde fısıldayarak konuştu. Bu sırada Marilyn yanımdan geçerek arabaya bindi. Beni görmezden gelmişti. Bana bağırmasını ya da herhangi bir tepki vermesini istiyordum ancak bu şekilde tepkisiz kalması beni daha çok korkutuyordu.
" Ben gerçekten üzgünüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum. "
"Bu söylediklerini duyması gereken kişinin ben olmadığımı biliyorsun değil mi? Onunla konuşmayı dene eve gidince. Umarım kazasız atlatırsınız geceyi."
" Pekala, tamam. " Zorla gülümseyip arabaya bindiğimde Marilyn'in yanına oturduğumu farkettim. Şoför koltuğuna Fred geçmişti.Arabayı kullanan kişi Fred olacaktı demek ki.Fred'in yanına da Twiggy binmişti. Diğer gelen kişiler de kendi arabalarına binerek gitmişlerdi.
Marilyn'e doğru baktığımda kafasını geriye yaslayıp gözlerini kapattı.Anlaşılan o ki bana bakmaya tahammülü yoktu ve benimle konuşmak istemiyordu.
Boğazıma oturan yumruyu yutkunarak gidermeye çalıştım ama olmadı boğazımda ki düğüm hala oradaydı. Derince nefes alıp gözlerimi kapattım. Şuan da ağlamak isteyeceğim son şeydi.
" Ee gece burada bitmedi değil mi? " Fred'in sesiyle koptum düşüncelerimden.
" Elbette bitmedi dostum.Goldest Bara sür ."
" Doğru seçim Twiggy! "
Ne barından bahsediyordu bunlar? Benim yapmak istediğim tek şey eve gidip kendimi yatağa atmaktı.
"Siz devam edin, ben eve geçeyim. "
" Seni duyamıyorum Jesse.Sen duyabiliyor musun Fred."
" Hayır , duyamıyorum."
Ah! Hadi ama cidden barın gürültüsünü kaldırabilecek kafada değildim. Ama bu gece yaptığım şeye karşılık gitsem iyi olacaktı. Onlar konuyu açmayıp üzerini kapatmışlarken ben adilik yapmaya devam edemezdim.