Multide Sevda var.Dün gece beni hiç yalnız bırakmayan yıldızlara bakarak anneme nefret kusuyordum.Böyle bir şey olabilir miydi?Gerçekten gitmişti.Ve bir daha gelmicekti.Annemdi o benim ya!Olmazdı,olmamalıydı.Neden diye soruyordum ama cevabını veremiyordum.Offf!!! Artık alışmam gerekiyordu.Başıma gelmişti ve atlatmalıydım.Kendimi,abimi ve babamı düşünerek hareket etmeliydim.
***
İşte śimdi o zorlu görev ile tekrar karşı karşıya kalmaktan korkuyordum ama sağ olsun abim beni hayal kırıklığına uğrattı.Abimi uyandırmak için yanına gittiğimde,yatağının üstünde not vardı."Abicim;ben fırına ekmek almaya gidiyorum.Sende çayı koy"
Çok garip Sıraç Hazır erken uyanmış.Abimin en pis huyu:uykuya çok pis hasta.Notu okuduğum gibi aşağı indim çünkü okula tam yarım saat vardı.Tam ocağı yaktım ve abim geldi.Seslendim ve mutfakta olduğumu anlayıp yanıma geldi.
"Abilerin en tatlısı"diyip yanağına günaydın öpücüğümü kondurdum.
"Günaydın kardeşlerin en güzeli"diyip o da beni kaşımın üstünden öptü.
"Hayret!Sen ve erken kalkmak.Sen üniversite sınavına bile uyuyup kaldığın için geç kalmış bir adamsın."dedim yumurtaları kırarken.
Burnumu sıkıp:"Bir kere tam zamanıydı.Hem şu an en kral okulda okuyorum.Hem de parlak bir bölümde"dedi ve bahçeye masayı hazırladı.
(En kral dediği:Antalya sosyal bilimler üniversitesi,en parlakta:rehber öğretmeni.)Kahvaltımızı yaptıktan sonra ben odama formamı giymek için,abim de üstüne temiz bir şeyler giymek için gitti.Üstüme "Salim beypınar anadolu lisesi"nin mor ve lacivert olan formasını giydim.Saçımı omzuma dökülecek şekilde ördüm.Çilek kokulu parfümümü sıkıp abime bakmaya gittim ama hala dolabın karşısında dikiliyordu.
"Oooooo sen böyle oyalanırsan bugün de okulu ekmek zorunda kalacaz"dedim.
"Öyle bilmiş bilmiş konuşmada hadi yardım et!"dedi.
"Tamam tamam"diyip onu dolabın önünden çekip ben geçtim.Dolaptan su yeşili sweet ile altına kot bir pantolonu alıp yatağına bıraktım.
"Ben bekliyorum aşağıda" diyip odadan çıktım.Tam on dakika sonra saat 08.13 okul zili 15 dakika sonra çalacak!
Merdivene gidip "ABİİİİ!!!!!!!!!!!"diye bağırırken gelmişti.Evden çıkmadan Paşa'ya yemeğini verip motor ile benim okulumun yolunu tuttuk.
Geldikk.
"Tamam abicim çıkışta şurda beklerim"diyip yanağından öptüm ve okula doğru gittim.Evet kim bilir Sevda'nın soru yağmuru nasıl bunaltacaktı beni.Bir gün gelmeyince dünyaları yıkacaktı.Aynı zamanda başımın etini yicekti.Poffff!!!!Ben düşüncelerimle baş başa sınıfa doğru ilerlerken arkamdan gelen ses durmamı sağladı.
Evet doğru tahmin:SEVDA!
Benim en yakın arkadaşım.Babam vefat etmeden önce babası ile aynı karakoldaydılar.Babam da İsmail amca da aynı ekiptelerdi.
"Canımın içi!"dedi.Kendimi bilmesem ölümüme çok az kalmış sanacaktım.
"Kuzum"dedim.Sınıfın kapısına gelince
"Dün neden gelmedin?"dedi.Eyvah başladı işte.
"Öncelikle merak edilecek bişe yok canım.Sadece küçük bir halsizlik."dedim
"Peki neden açmadın telefonunu kapalıydı"dedi.
"Hiç farkında değilim"dedim.
"Peki öyle olsun bakalım"dedi.Neyse çabuk kurtuldum demeye kalmadı bir baş belası daha geldi.
"Günaydın kızlar"dedi Melih.
Melih bize sonradan dahil oldu.Ama dünya tatlısıdır.
"Günaydın Melih"dedik ikimizde.O da yerine geçip oturdu.Hiç olası bir hal değildi.Ders:tarih,konu:malazgirt savaşı ,öğretmen:Selim berter
Çok sıkıcı bir dersti ve ben ders boyu dışarıyı seyrettim.Nasıl toparlanacaktım bilmiyordum ama böyle giderse kalan iki seneyi dört yılda bitirecektim.Evet lise iki.
"Ben kantine gidiyorum Açel?"dedi Sevda.
"Tamam"dedim.
O gidince bende dışarıyı seyrettim.Sessizlik artık ikinci yarımdı.Geçirdiğim iki gün kırk yıldı.Artık daha dimdik,sert ve acımasızdım hayata karşı.Yine düşüncelerimi bir ses bozdu.Bu sefer Murattı.(Hesap vermeden hayatımın tam ortasında hayatıma dahil olan ve girdiği gibi hesap vermeden çekip giden o pis hayvan!!!)Tam kalkmaya hazırlanırken sertçe kolumdan tuttu.Aniden kalktiğım yere aniden geri oturdum.
"Ne var!!!Ne istiyorsun!!!"dedim.Sınıftaki herkes bize bakıyordu.Bunu fark edince tekrar ona dönüp "Ne var yaa!Ne var!"dedim daha kısık bir sesle.
"Bana tekrar güvenmeni!"
"Bu mümkün mü?"dedim ve tekrar kalkmak istedim ve tekrar kolumdan tuttu.
"İnan bana!!!"dedi.
"İstemiyorum"dedim.Pat zil çalar ve çatlak Nedo içeri girer.İtiraf etmeliyim ki onu ilk defa bu kadar sevdim.( Necmettin Türker namı değer çatlak Nedo fizikçi)"Meraba çocuklar!Nasılsınız?"diye selamladıktan sonra derse geçti.Kafamı yana çevirince Sevda'nın olmadığını fark ettim.Merakımı fazla arttirmadan kapı çaldı ve Sevda geldi.
"Noldu?"dedim yanıma oturunca.
"Annem anneanneme gitmiş anahtarı Şükran teyzeye bırakmış müdür çarıp onu söyledi."dedi.Kafamı sallamakla yetindim.Tekrar derse döndüm.Bu derste hiç iyi değildim ve dinlemem gerekiyordu.Ortaokulda feni lisede de fiziği hiç sevmedim.Neyse iyi veya kötü Nedo anlatmıştı ve ders bitmişti.Aldığım kitabı bitirip kütüphaneye geri koymam gerekiyordu.O yüzden bir süre arka bahçede kitap okuyacaktım.Sevda'ya söyleyip arkaya gittim.Kitabın ilk sayfasını açıp okumaya başladım.Ve tekrar bir ses.
"Kitaplar bile benden daha değerli öyle mi?"dedi Murat.
Cevap vermedim.
"Peki sen kaç ben kovalayayım."dedi.
"Benden ne istiyosun?"diyip kitabın sayfasını kapadım.
"Sadece bir şans"dedi.
"O sana bir kere verildi."dedim.
Kolumu sertçe tuttu tekrar."İstersen benden uzak durmayı dene!"dedi gerçekten çok yüksekti ses tonu.Ve Murat 'a gelen yumruk.Gözler pert!
***
Merak insana iyi gelir ve bir şeyleri bekler.Sizde yb bekleyin.En kısa zamanda!!!
Sizi seven yazarınızzzzzzzzzz!!!!!!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAM OLSAYDI!
AcakBir mutsuzun,umutsuzun ve çaresizin öyküsü" BABAM OLSAYDI" Babasından sonra yalnız kalmış bir genç kız.Aşka küstüğü an karşısına dünyanın en tatlı insanı çıkar.Etrafındaki herkes onu tek başına bırakır.O ise hayatta hep bir yerlerde mucizelerin oldu...