10. Bölüm: "AF"

265 12 2
                                    

# Teoman - Seninim Son kez.

10. Bölüm: "Af"

Genzimi yaran bir boşluk, içine acıları almak istercesine çekiştiriyordu kendini. Biraz daha zorlarsa eğer, kalbim bir yanardağın ortasında yok oluncaya kadar yanacak ve ebediyen sonsuzluğa gömülecekti. Hoş vanilya kokusu burnumu doldururken içime bir öküz oturmuşta ağırlığı benliğimi delip geçiyormuş gibi hissediyordum.

Garip bir histi bu.

Kalbim, göğüs kafesimin altında olduğunu unutmuş dışarı çıkmak istercesine çarpıyordu orada. Benim burada ne halde olduğumdan bir haberdi elbette. Benim burada yaşadıklarımın sadece 'his' kısımları onu ilgilendirdiğinden o sadece heyecanlandığım anlarda devreye giriyor ve çok hızlı çarparak beni sersemletiyordu.

Ellerimden destek alarak üçlü kahverengi kanepemizde oturur vaziyete gelirken, kafam allak bullaktı. Düşüncelerimin içerisinden özenle seçtiğim sorularım içimde bir çığ gibi büyümekteydi ve yakın zamanda da beni yerle bir edeceği ortadaydı.

O kadın kimdi? Babamın o kadınla işi neydi? Eğer kadının ima ettiği şeyler gerçek ise, asıl sorum şuydu: Babam, bunu anneme nasıl yapabilmişti?

Dilimle dudaklarımı ıslatırken, bakışların ağırlığını yüzümde hissettim ve aniden gözlerimi açtım. Karşımda iki çift göz vardı. Birisi beni sorgular gibi bakarken, diğeri mahcup bir ifadeyle gözlerimi esiri altında tutuyordu. Mahcup bir şekilde beni izleyen kişiyi söylememe gerek var mı?

Babam...

"Uyandın mı?" diye sordu babam bakışlarını yüzümde gezdirirken. Bir an, gerçekten babam olduğunu unutup onun üstüne atlamak ve pataklamak geldi içimden. Neyse ki hislerine sahip çıkamayan bir kız değildim. Fevri hareket edip karşımda bacak bacak üstüne atmış, ukala bir tavırla beni inceleyen kadının diline düşmek istemiyordum. Ayrıca... Her zaman fevri hareket etmiştim de ne olmuştu? İşler daha çok bok çukuruna batıp bilinmezliğe yol almamış mıydı?

Bu sefer aşırı tepki göstermeyecektim.

Diren, Deniz.

"Uyandım." dedim yutkunmaya çalışırken. Aynı zamanda da, kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

"Uyandın," dedi ismini bilmediğim kadın kaşlarını çatarken. Funda'ydı sanırım. Ya da... Fulya. Çok sinir bozucu bir ifadeyle söylemişti. Ayrıca ona git de karşımdaki tekli koltuğa otur, diyen olmuş muydu? "Peki bizi neden dinlediğini açıklayacak mısın, küçük hanım?"

Tam bir baş belası, sürtük bir kadın!

Düşüncelerim bu yönde ilerliyordu.

"Ciddi misin, sen?" dedim alayla. Evet... Kendime yavaş yavaş gelmeye başlıyordum. "Bana bu, emir veren cici anne havaların sökmez. Ayrıca burası benim evim bayan zeka!"

Kadının kaşları mümkünmüş gibi, gözlerinin içine girecek biçimde çatılırken, babamın da yüzünde rahatsız olmuş bir ifade yeşermişti. Ne o? Acaba, sevgilisi olarak bildiğim kadının ayaklarına kapanıp onu gerçek annem belleyeceğimi mi? Ah, beni tanımıyordu. Eğer tanımış olsaydı, o kadının saçlarını tek tek yolup eline vermemek için kendimi zor tuttuğumu da görürdü.

Tayfa Cinayet ♠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin