Özge'den...
Odamda karnımda tepişen fil seslerini bastırmak için dinlediğim son ses müziğe rağmen Mısra'nın anlamadığım bir şeyler bağırması kulağıma gelmişti.
Ne olduğunu anlamak için koşarak odamdan çıkarken ayağımın kaymasıyla kendimi yere yapışmış bulmam bir oldu. Arkadan gelen ve sadece Begüm'e ait olabilecek haykırış sesleri sinirlenmeme neden olurken ayağa kalkmaya çalıştım ve tekrar kayıp düşmem ve kafamı yere çarpmam Selenay'ın muhteşem dayanıklı tavasının oluşturduğu yarayı hissetmeme neden oldu.
"Lan yoklutan yerle ilişkiye mi girmeye karar verdin?" diyen Begüm'e sinirle " Ne gülüyorsun lan piçoz!" diyerek bu sefer sakince ayağa kalktım ve neden kaydığımı merak edercesine gözlerimi yerde gezdirdim.
Ve gözlerim yerde bir çift göz , süt gibi beyaz tenli evimizin hayali eniştesi ile bakışmam bir oldu. anlaşılan yine birisi Gaye'yi sinir etmek için le min hoo posterlerini karıştırmıştı.
Omuz silkerek posteri ayağımla ittim ve bakışlarımı hala kıkırtılar halinde gülmeye devam eden Begüm'e çevirdim ve ben de gülmeye başladım. Begüm gülmekten kızarmış yüzü, birbirine girmiş kıvırcık sarı saçları, bir paçası üstte bir paçası altta olan pijama altı ve üstündeki siyah tişörtle domates büyüsü yapmaya çalışan ama büyünün ters ekisiyle kendisine sıçratan beceriksiz bir cadıya benziyordu.
Gülmemi bastırmaya çalışarak kaşlarımı çattım ve Begüm'e dönüp:
"Lan domates güzeli insan yardım eder değil mi? Niye maymunlar gibi sırıttın? Ama görürsün markette seni arabama bindirmeyeceğim." diyip neler olduğunu öğrenmek için diğer kızların yanına gittim.
Yaramaz çocuk edasıyla birden kapıyı açıp ne oldu diye bağırarak odaya girdiğimde gördüğüm manzara karşısında kısa süreli bir şok geçirdim: Pencereden, camdan sarkarak "Selly hemen gelmezsen sana bokumu yedirtirim!" diyen son bok bükücü güzelimiz ve arkadan eğilmiş onun totosunu dürterek "Sakin ol kanka" diyen Gaye, bir yandan da sinirden saçlarını çekiştirip küfürler mırıldanan Çisem ve bütün bunları sinsi gülüşüyle izleyen Mısra .
Ben şokumu atlatırken arkamdan beliren Begüm kahkahaları eşliğinde ''Ne oldu,'' dedi ve Sena'nın totosunu Gaye ile birlikte dürtmeye başladı ve bir yandan da birbirlerine salak salak gülüyorlardı.
Gözlerimi devirip Mısra'ya döndüğüm de "Selenay'ın sevgilisi varmış ve biraz önce buraya geldi. Şimdi de köşedeki parkta konuşuyorlar," diye kısa bir açıklama yaptı. Şimdi Çisem'in sinirini anlamış ve ben de küfürler savurmaya başlamıştım.
"Kardeş! Hadi şu, gece gece tava güzelimizi alan serseriye haddini bildirelim ve Selenay'a da tavasını yutturalım." dedi Çisem ben küfürler savururken.
Kafamı onaylarcasına salladım. Biz hızlı bir şekide kapıya doğru giderken Sena'nın Gaye ve Begüm'ün üstüne oturduğunu gördük. Begüm'e sinsi gülüşümü attım ve tekrar sinirli halime dönüp Çisem'in yanına koştum.
Parka geldiğimizde Selenay ve çocuk salıncaklarda oturuyorlardı. Ben koşarak Selenay'ın yanına gittim ve bir yandan "Yoğurt beyinli," diyerek söylenirken bir yandan da kolunu çekiştiriyordum. Çisem de çocuğun önünde ona küfürler edip tekmeler savuruyordu. Sonunda ben de Selenay'ı bıraktım ve Çisem'e yardım etmek için onların yanına gidip çocuğun kafasına vurup yumruklar atmaya başladım.
"Durun lan! Ne yapıyorsunuz?" diyen Selenay'ı umursamayıp hala vurmaya devam ederken çocuk bizi ittirdi ve Çisem ile yere düştük .
"Lan sen nasıl bizi ittirirsin? Sana şu tavayla top show yaparım" derken Selenay'ın elindeki tavayı algılamamla Selenay'a dönmem bir oldu . Bir yandan da Çisem "Senin üstünde sigaralarımı söndürürüm. Selenay'dan uzak dur!" diyerek çocuğu tehdit ederken Selenay bağırarak "Ne yapıyorsunuz?" diye dikkatimizi çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri
Humor"Geçmiş zamanlarda, çok çok uzak diyarlarda 6 küçük domuzcuk, birde bu domuzcukları korumaya çalışan bir tane çoban köpeği Çisem varmış," diye başladığım saçma masalım, Çisem'in enseme bir şaplak geçirmesiyle bölündü. "Ben niye köpeğim lan?" Elini k...