3.Bölüm

383 45 18
                                    

"Niall, beni seviyormuş." Gözlerimi kocaman açıp Harry'e baktığımda o gözlerini umursamazca etrafta gezdiriyordu. Bu saçmaydı. Yani umursamaz olsaydı, şu an bize bunu anlatıyor olmazdı değil mi? En azında tüm detaylarıyla anlatmazdı.

Geziye gelmiştik ve ikinci akşamında sahilde ki bir partiye katılmıştık. Gün boyu havuzda olduğumuzdan yorulsakta hiçbirimiz partiye hayır dememiştik.

"Bize bunu anlattın çünkü," Soru sorarcasına konuştuğumda etrafta gezinen gözlerini bana çevirdi.

"Her gün bir erkek bana ilan-ı aşk etmiyor." Dalga geçiyordu ve bu beni sinirlendirmişti. Her kim olursa olsun onu seven bir insana böyle davranamazdı. Belki de bende mağdur durumda olduğumdan bu kadar sinirleniyordum.

Louis ve Harry kahkaha attığında derin bir nefes alıp kaşlarımı çattım.

"Doğru ya," Ses tonumu onun ki gibi alaycı tutmaya özen göstererek konuştum. Dalga geçen yüzleri bana döndüğünde de devam ettim.

"Her gün bir erkeği sikmen daha gurur verici." Harry bir şey demeyip şaşkınlıkla bana bakarken Louis'nin sinirli haline aldırmayıp yanlarından ayrıldım.

Niall'ı severdim. Çok utangaç bir kişiliği olsa da Zayn yanında olduğunda tamamen değişiyordu. Yani bu kötü değildi, aslında hayrete düşüyordum onu değişimlerini gördüğümde.
  
     Zayn. Louis'yi unutma çabalarımda ki yegane silahım. Bunun başarısız olması umrumda değildi. Aksine rahatlamıştım bile. Yeni bir kargaşa yaratmaya gerek yoktu.

Odaya girip yatağa yattığımda kimsenin peşimden gelmediğini yeni kavrıyordum. Ve tabii ki kimseden kastım Louis'ydi. Büyük ihtimalle Harry'i teselli etmeyi kendine görev edinmişti. Eğer gerçekten alınacağını bilsem bende gelmezdim odaya. O fazla umursamazdı ve bu söylediğim şeyi 2 saatten fazla düşünmezdi bile. Kaldı ki üzülsün.

"Liam." Louis'nin sinirli sesi kulaklarıma dolduğunda yataktan doğrulup ona baktım. Kaşları çatılmıştı ve gözleri üzerimde geziniyordu. Çıplak bedenimde. İçimde ki dürtü üstümü örtmemi söylediğinde yanda ki hırkayı alıp giyindim. Onun beni böyle süzmesi hoşuma giderdi elbette. Ancak şu an böyle kızgınken onun hoşuna gideceğini sanmıyordum.

"Neden öyle söyledin?" Gözlerimi devirip ayağa kalktım. Louis bana karşı kötü olduğunda ona daha çok arkadaşımmış gibi davranabiliyordum.

"Söylediğim şey yalan mıydı?" Çatılan kaşları bir an olsun düzelmezken ellerimi iki yana açıp geri indirdim.  Bir şey söylemeyip öylece bakmaya devam ettiğinde konuştum.

"Peki buna üzüldü mü? Söylesene, sen onu tanırsın. Gerçekten üzüldü mü?" Gözlerini bende kaçırdığında sesli  bir şekilde oflayıp dikkatini çektim.

"O zaman neden bana kızıyorsun?" Amacım Niall veya bir başkası yüzünden 'arkadaşlarımla' aramı bozmak değildi. Ama tekrar söylüyorum ki Niall iyi biriydi ve Harry'nin onun arkasından dalga geçmesi hiç hoş değildi.

"Çünkü söylediğin şey onu kırabilirdi. Neden Niall'ı koruyorsun ki? Tamam iyi biri ama bizde arkadaşız." Bu sefer ben gözlerimi başka yere çevirdiğimde susmuştu. Arkadaş olduğumuzu her fırsatta söylemesi rahatsız edici olmaya başlamıştı. İkimiz de birbirimize bağırıyorduk ve ben şimdiden Harry'e öyle söylediğime pişman olmuştum.

"Çünkü, kimse onu seven insana böyle davranamaz. Neyiz biz ya, sizin elinize verilmiş oyuncak mı? İstediğiniz zaman alıp oynayacağınız, sıkılınca atacağınız bir oyuncak araba mıyız?" Evet harika, tüm tepkimi Louis'nin üzerine püskürtmüştüm ve o şaşkına dönmüştü. Ki anlamışsındır ama yinede söyleyim, bu söylediklerim Harry'e olduğu kadar Louis'ye de hitabendi.

"Seninle kavga etmekten hoşlanmıyorum." Sesi kısılmış, gülmeye başlamıştı. Ve ben onu arkadaşlık sıfatından yeniden def etmiştim. Cidden, onunla kavga etmek diğer her şeyden daha kolaydı.

"Güzel, bende öyle."

***

Dün gece Louis, Harry'nin hakkında söylediklerimi doğru bulmuştu ve onların arasını yapacağını söylemişti. İstediği zaman oldukça cin olan bu çocuğun hala beni anlamaması ilginçti. Cidden.
 
"Niall?" Asansörden sinirle inen Niall'ı gördüğümde yanına yaklaşıp gülümsedim. Neye sinirlendiğini bilmiyorum ama feci gerilmişti. Kırmızı yüzünü ellerinin arasına aldığında bu tatlı haline bir kahkaha attım. Harry'i gerçekten anlamıyordum. Sanırım Niall beni sevse ona bir şans verebilirdim.

"İyi misin sen?" Ellerini yere doğru bırakıp başını usulca salladı. İyi değildi ama bunu sorgulamak istemedim. Sonuçta Harry'le ilgili bir şey olma olasılığı oldukça yüksekti ve bana bunu anlatmak istemeyebilirdi.

"Harry ve Louis'yi gördün mü?" Harry dediğim an kızgınlığının yeniden kendini göstermesiyle tahminlerimden dolayı kendimi tebrik ettim.

"Harry ve Louis. Evet aşağıda ki kafede Harry'nin muhteşem gece hayatından konuşuyorlardı, koş bir bak. Oldukça heyecanlı." İste şimdi herşey anlaşılmıştı. Bunu yapan büyük ihtimalle Louis'ydi ve Harry'le Niall'ı birleştirme adına yaptığı ilk hamle oldukça saçmaydı. Sonuçta Niall'ın Harry'i sevdiğini biliyorduk. Bu durumda kıskandırılması gereken kişi Harry değil miydi?
   
"Gideyim ben o zaman." Niall'ın bu kıskanç hali o kadar komikti ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Gözlerini bana çevirip asansörü gösterdi.

"Tabii, tabii git." Ona gülümseyip asansörün içine girdim. Giriş katına bastığımda ve asansörün kapıları kapandığında gülmeye başlamıştım.

"Selam." Harry sıkıntıyla selam verdiğinde Louis'nin onu da sıktığını anladım. Bazen gerçekten boğucu olabiliyordu. Yani başkalarına karşı.

"Selam." Dünkinin aksine oldukça neşeli çıkan sesine gülümseyip Zayn'nin yanına oturdum. Sanırım konu, Harry'nin gece hayatından,Aria'ya geçmişti. Ve ben Niall gibi sinirle yukarı çıkmamak için zor duruyordum.

Mecburen, arada gözlerime bakarak onu anlatmasını dinlemek zorunda kaldım. Bu felaket zordu. Kendimi ona bağırmamak için tutacağım bir sürü zaman olacaktı. Çünkü ben ifla olmaz bir salaktım, bu yüzden Louis'ye onu sevdiğimi söylemeyi düşünmüyordum. Gerçi söylemekte salaklık olurdu. Yapacak bir şey yoktu. Olabildiğince az salaklık yaparak susacak ve onun yanında kalacaktım.

Bu kadar beklettiğim için üzgünüm. Yazacak bir şey bulamadım. Bir de Darling ve bu hikayenin aynı zamanlarda geçtiğini söylemiştim ama ondan kastım, başlangıçlarıydı. Yani her bir bölüm aynı zamanda olsa bu hikaye fazla sıkıcı olmaz mıydı? Sonuçta Darling 20 bölüm olmuş ve Louis hala bir şey yapmamış. Eminim ki sizde Liam'ı böylesine çaresiz görmek istemezsiniz. Kısacası bu hikaye Darling'den daha hızlı ilerleyecek, zaman açısından. Ve tahminimce buda 20 küsür bölümde final olacak.

Yorum yapmayı unutmayın *-*

Impossible(Lilo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin